Denge Ülke Türkiye

DENGE ÜLKE TÜRKİYE

Önce, Güney Kürdistan projesi ile Irak’ı ele geçirmişlerdi.

İkinci aşamada Batı Kürdistan adı altında Suriye’de bir tampon bölge oluşturmak istiyorlardı. Üçüncü aşama Doğu Kürdistan olarak İran’ı hedef alacak ve nihayetinde de, “bu ülkelerde kantonlar kurulduğuna göre Türkiye’de de kurulması lazım” gerekçesi ile iç savaş çıkaracaklardı.

Rafa kaldırılan BOP, iç muhalefetin desteği ile tekrar sahneye sürülmeye çalışılacaktı. AK Parti içindeki gruplar ile oluşturulması planlanan Gelecek Parti’nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, “çözüm süreci” tanımlamasını sık sık tekrar etmesindeki amaç da, tekrar sahnelenmesi istenilen BOP projesi için destek anlamı taşıyordu.

Bu desteğin, Suriye sorununun başlamasında kilit rolü oynayan Ahmet Davutoğlu’ndan gelmesi, kesinlikle tesadüf değildi.

Bu projeyi hala idrak edemeyen, 10/40 Planı hakkında hiç bir fikri olmayan, Joshua Project konusunu hala ciddiye almayan, interneti laylalom dışında kullanmayan, züppe şımarıklığı ile her konuda bilmişlik taslamayı adeta gelenekselleştiren, Suriye’de ne işimiz var tekerlemesini slogan haline getirenlerin, küresel gelişmelere ne kadar uzak, siyasi polika hakkında ne derece cahil olduklarını gösteriyor.

Türkiye’nin Suriye’deki varlığı ve gücü, Batı Kürdistan hayallerinin ve BOP projesinin sonlandırılması anlamına gelmektedir.

Bilmedikleri bir başka konu ise, Esad’ın BOP projesine onay vermiş olması, Suriye’nin üçe bölünmesini, Şam çevresinde küçük bir bölgede kendi saltanatının devam etmesi karşılığında BOP’u desteklemeye razı edildiği konusu.

Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz diyen cahil kesim, aslında Esad’ın kabullenmiş olduğu üç parçalı Suriye’yi savunduklarının farkında bile değiller.

Okuma, okuduğunu araştırma, dış politakaları değerlendirme zahmetine girmeden, küresel medyanın Türkiye’deki tetikçileri tarafından yayılan propagandaları savunarak, aslında Suriye’nin bölünmesini desteklediklerinin bile farkında değiller.

Rusya, PYD’ye bırakılacak bölgenin kendi kontrolleri dışında oluşacağı gerçeğini kabullendiği için Esad’a ve rejime olan desteğini çekti.

Bu nedenle Şam’daki Rus Büyükelçiliği önünde Şii milisler tarafından Rusya protesto edildi, rejim yanlıları tarafından. Protestoların hemen ardından İran devleti, Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi yönünde içi boş bir ultimaton gönderdi.

Bunun da nedeni; Suriye’de kaybettikleri savaşın, Irak’daki Şii milisler üstünde moral bozukluğu yaratmaması amacına dayalı bir şov olduğunu herkes anlamış durumda. Anlayamayanlar ise yalnızca bizim içimizdeki, Suriye’de ne işimiz varcılar…

Afganistan’dan ABD askerlerinin çekilişi sırasında Savunma Bakanı Mark Esper’in paylaştığı twitter haberinde özellikle Amerikalı Orgeneral Austin S. Miller ile Türk Tuğgeneral Şahin Iğdır’ın tokalaştığı sahnenin yayınlanmış olması, Türk tuğgenaralın, tokalaşma esnasında Amerikalı orgeneralin elinin üstünde tutulmuş olması, Afganistan’daki gücü Türkiye’ye teslim ettikleri anlamında bir subliminal mesajdır.

Bu mesaj da İran’a yöneliktir.

Bundan sonra Türkiye ile komşuluğunuz yalnızca Batınızdan değil, Kuzeyden Türkmenistan, Doğudan ise Afganistan ve Pakistan iledir anlamına gelip, ayağınızı denk elin denmek istenmektedir.

Yani İran, Türkler tarafından kuşatılmıştır anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak bilinmelidir ki, bugün için Ortadoğu ve Güneybatı Asya’da gücü elinde tutan ülke Türkiyedir.

Pek çok hükümet ve devlet karşıtı unsur, Dünya beşten büyüktür lafı CB Erdoğan’ın ağzından çıktığı için otomatikman karşı çıkılması gereken bir tanımlama olarak kabul etmekte.

Oysa Türkiye’nin altıncı güç olarak bölgede isminden bahsettirdiği, tartışılmaz bir gerçek olarak tüm yalınlığı ile ortaya çıkmıştır.

Bütün bu hususları göz önünde bulundurmadan, Suriye’de ne işimiz var diyenlerin büyük çoğunluğu strateji kelimesinin anlamını bilmeden, kartel medyasının asparagas haberleri ile kışkırtılan siyaset özürlü, apolitik bir zümre olarak tanımlanabilir.

Siyaset özürlü ve apolitik olmayanlar ise Türkiye karşıtı ajanlardır.

Başka bir açıklaması yok.

Guşan Yediç