Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 18°C
Çar 19°C

Milli Ses

Milli Ses
29/07/2022 23:03 | Son Güncellenme: 29/07/2022 23:07
A+
A-
“Halife” kavramı HALEF sözünden türer. Yani bir kimlikten sonra onun yerini deruhte eden kimse demektir…
Müslümanlar “halife” kavramının Sevgili Peygamberimizin devlet adamlığı statüsünü devam ettiren kişiler için kullanıldığını söyleyegelmişlerdir…
Bir birimizi kandırmayalım…
Halifelik, pek çoğunun şuuraltında bir peygamberlik vekaleti olarak algılanagelmiştir aslında…
Halbu ki Peygamberlik mertebesi Hz.Muhammed ile nihayete ermiş; bu mertebe her türlü vekalete de kapanmıştır…
Vekalet iddiası İslam Dünyası’nı nifaka götürür, nitekim de öyle olmuştur.
Hilafet çekişmesi Peygamberimizin ciğerparesi torunlarının Hamza’nın ciğerlerini yiyen Vahşi’den daha baskın bir canavarlıkla katledilmesine yol açmıştır…
Bazıları için büyülü bir statü ve güç olan hilafet, İslam coğrafyasının nifaka boğulması ve belinin bir türlü dogrultamamasının temel argümanlarındandır…
İslam, Peygamberimizin vefatından sonra duruluğunun üzerine gölge düşürecek pekçok süreç yaşamıştır.
İnsan ömrüne bağlı bir vetire olduğu için çok uzun sürmemiş Maturidi Öğretisi, Hoca Ahmet Yesevi tasavvufu ve öğrencilerinin çabaları bir yıldız ışığı edasında doğmuş ve sönmüştür…
Birinci Dünya Savaşı’nda sırtımıza vurulan hançerlerin gerekçesi Arap’ın bizim uhdemizde bulunan hilafetin hazımsızlığının kaşınmasıdır…
Ki bu kabile bunun için Hz.Ali’nin evlatlarının boyunlarını boğazlamıştır…
Meseleye bu yönüyle bakacak olursak, teolog popülasyonumuz adeta bir yüreksizler yığılması, doğruyu söylemeye çekinen, hımbıllığı üzerlerinden atamamış bir duruşun mümessilleridir…
Kusura bakmasınlar…
Bu manada Aziz Atatürk hilafeti kaldırmakla sadece milletimize değil, İslam coğrafyasına da büyük bir iyilik yapmıştır aslında…
Bu cihetten bakarak, son bir kaç günün tartışma konusu olan vaize, CHP grup başkan vekili saldırdı diye otomatik olarak, bir refleksle sahip çıkışımız mutlaka irdelenmeli…
Vaiz’in atıf yaptığı ayetler için bir tartışma açamayız, bu haddimiz içinde olmaz; iğrendirici kılıklarla orta yerde gezinenler için söylediklerini de kabul eder, benimseriz…
Ancak; hoca devam ediyor. Bir kere kadın istihdamını kötülüyor, kadınla erkeğin eşit olmadığını söylüyor. Bu yönüyle hastalıklı bir duruş içinde. Cinsiyet ayrımı olmadan kadın da, erkek de kuldur ve eşittir…
Mükellefiyetler yönüyle farklılıklara gönderme yapıyor da, o farklılıklar erkekler arasında da caridir…
Mesela hocanın islamı doğru anlatma mükellefiyetinin ağırlığı bana göre daha fazladır. Bu veçhesiyle biz birbirimizle eşit değiliz…
Hilafet özleminin dillendirilişi ise iyi niyetten uzak, olabilirliği yönüyle muhal bir taleptir…
Doğru olanı, hocanın tipi tip edalı birisine konuşma fırsatı verecek ifadeleri tartarak kullanması idi…
Benim değerlendirmelerim böyle…
Böyle bakınca bazı arkadaşlarımla farklı düşünüyor, farklı bir yerde duruyorum…
Arz ederim…
Halil Kaya