BÖCEK ÇİFTLİĞİ OLDU TÜRKİYE!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın NTV ekranlarından “Ben dahil bu dinlemeler bitmemiştir. Evimin altındaki ofisimde dinleme cihazı bulundu.” şeklinde başlattığı “BÖCEK” tartışması hızla genişliyor. Çünkü “Böcek” olayı AKP iktidarının en popüler konularından birisidir. AKP iktidarı adeta “Böcek” üretim çiftliğine dönüşmüştür. TSK mensuplarının, medya yöneticilerinin, savcıların, sendikacıların ve muhalif parti yöneticilerinin evleri, büroları bu iktidar zamanı “Böcek” istilasına uğramıştır. AKP iktidarı zamanı sesi ve görüntüsü kaydedilenlerin nerdeyse %99’u AKP iktidarına muhalif olanlardan oluşması bu konuda iktidarın vurdumduymazlığını ve bu konuda iktidar güdümünde karanlık bir ekibin olduğunu göstermeye yetmektedir. Ve iktidar elinde her türlü imkan olduğu halde suçlulardan bir tanesini bugüne kadar yargı önüne çıkaramamıştır.

Hal böyleyken Başbakan neden “Böcek” tartışmasını başlatmıştır? Çünkü normalde bu konuya nereden bakarsanız bakın suç okları iktidarı gösterecektir? Başbakandan sonra AKP’li bakanlar ve milletvekilleri de “Bizi de dinlediler” diye ağıtlar yakma sırasına girdiler. Suçluyu bulacak yetkide olanlar da ağlarsa bu ülkede adalete ve hukuka dayalı düzen mi kalır?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Böcek” tartışmasını neden başlattı sizce?

Başta CHP, MHP ve TSK olmak üzere birçok kurumdaki kişilere yönelik yapılan kasetleme operasyonunda AKP iktidarının suçlanma durumunu aklamaya çalışmak olabilir mi?

Yoksa birilerine yeni bir operasyon yapılacakta “Bize de yapılıyor bu tür dinlemeler” diyerek atmosfer mi hazırlanıyor?

Yada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bugüne kadar göz yumulan çete kasetledi ve bunun üzerinden şantaj yapıyor, başbakanda bunu önleyebilmek adına kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.

Bu durumlar olabilecek şıklar arasındadır.

“Pilâv yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır.” Atasözü herhalde bu şıkların içeriğini en iyi şekilde tarif etmektedir.

AKP-cemaat arasında yaşanan kavgada bu “Böcek” hangi ortamda besleniyor onu çok merak ediyoruz.

CHP ve MHP gibi AKP’nin karşısında en güçlü muhalefet partileri kasetli tezgahlara ve saldırıları maruz kalmıştır. CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP’nin on yetkilisi görevlerinden istifa etmek durumunda kalmıştır. Bu durumu en çok kim siyasi rant için kullandı ve istismar ettiyse onun bu konuda bilgisi vardır demektir.

NTV’deki açıklamalarında Başbakan Erdoğan diyor ki: Deniz Baykal’la ilgili kaseti de kimin yaptığı bulunamadı. Olayı duyduğumda mecliste kulisteydim, Bakan Yıldırım’a talimat verecek yayını kestik. Ama Deniz Baykal bu konuyla ilgili hassasiyetimi anlayamadı.”

Sayın Başbakan madem bu kadar hassasiyet sahibisiniz niçin bu kaset olayı üzerinden “Eşini aldatanları mağdur olarak göremeyiz” dedikten bir gün sonra “Eee zaten Sayın Genel Başkanın Parlamentoya gelip gittiği yok. Biz orada Anayasayla uğraşırken, Sayın Başkan başka yerlerdeydi.” Şeklinde sürekli Deniz Baykal ile dalga geçmiştiniz? Deniz Baykal burada hangi hassasiyeti anlamamış olabilir?

12 Haziran 2011 seçimleri öncesi MHP’ye kurulan kaset tuzaklarıyla ilintili sitelerin finansörünün AKP’li meclis üyesi, AKP’den milletvekili aday adayının olması da nasıl bir tesadüftür? Bu sitelerin iletişiminde kullanılan telefon numaraları, kredi kartı ve yazışmalar savcıların elinde olduğu halde Başbakan niçin bu çeteyi buldurmamaktadır?

“Ben dahil bu dinlemeler bitmemiştir.” diye ağıt yakmak yerine niçin sorumluluk sahibi bir başbakan gibi davranmamaktadır?

Haydi Sayın Başbakan sefer et tüm Türk devlet yetkililerini bu “Böcekleri” teker teker saklandıkları delikten bulup çıkarsınlar. Cesaretiniz var mı görelim? Kimmiş bu “Böcekler” ,hangi “Hamam Böceklerine” hizmet ediyormuş?

Ne demişler: Böcek olmayı kabullenenler ezilince şikayet etmemelidir.

Yıldıray ÇİÇEK/ ORTADOĞU