Yalnış (Kılıçdaroğlu-Demirtaş)’da Israr edenlerin Doğru (Bahçeli-Çakıcı) Karşısında ki hezimeti kaçınılmaz
Yalnış (Kılıçdaroğlu-Demirtaş)’da Israr edenlerin Doğru (Bahçeli-Çakıcı) Karşısında ki hezimeti kaçınılmaz olur…
Yanlış ısrar edenler, doğru karişısında her daim hezimete uğramıştır. Doğru yanlızdır aslında… Halk arasında yalnızlaştırılmıştır… Çünkü doğru olmak elif gibi dik olmak her yüreğin taşıyacağı bir düstur değildir. Çıkar ilişkilerinin ve inancını yitirmişlerin, vatanı satmak uğruna girdikleri yollar ve temaslları, hırs ve makam uğruna bedendeki kişilik ve karakterlerini yitirip ruhunu teslim etmiş olmaları anlamına gelir. Ve Maalesef yanlış her daim güçlü ve kalabalık görünmüştür. Doğru ise çıkardan uzak inandıkları ülküler uğruna gövdesini taşın altına koyanların, ruhlarını pazarlık konusu yapmış kalabalıklar karşısında azınlık gibi görünseler de baş kaldırışların bir araya geldiği yerdir. Ve hep Doğru kazanır filimlerde olduğu gibi gerçek hayatda da bu böyledir. Çünkü ALLAH DOĞRULARLA BERABERDİR. Sadece gerçek hayatta biraz geç oluyor. Yarına kalıyor ama yanına kalmıyor.
Aynı Ülkücü Şehit Dursun ÖNKUZU Ağabey gibi, azılı vatan haini ipini dış mihrakların tuttu yerli uşakların Gazi üniversitesinde şahit ettikleri binanın yıllar sonra adını verilmesi gibi… Adalet yarına kalsada yanınıza kalmıyor ve hak, hak edene teslim ediliyor. Dursun Önkuzu ağabeyim Şehit olarak en güzel mertebeye ulaşmıştır, bizim için ise verilen mücadele sonunda doğrunun hak ettiği yere koyulması yüreklerimize dünyalık olarak su serpmiştir.
Günümüz gerçeklerine gelelim, malum ülkemde bir seçim ısrarı var.
Neden?
Çünkü ülke millileşiyor.
Millileşmenin önüne geçemeyenler ise sürekli tahrik yolu ile ülkede kaus yaratma çabalarındalar… Ychp’sinden İp’ine, İp’inden Sp’sine SP’den Dp’ye Dp’den Hdpkk’ya Tabi HDPkk yı resmi olarak değil gayrimeşru olarak ilişkilerini yürütüyorlar, açık açık yaptıkları ittifakı resmi olarak kabul etmeyip öbür tarafdan pkk yı öven ve destek verenlerin yanında durup, pkk leşlerinin taziyelerine gidip taputlarına omuz veriyorlar. Sonrada biri çıkıyor “eger bir chp’li pkk cenazesine katılmışsa Allah belamı versin diyor”… Bilmiyor ki, edilen bedduların sahibi var bir gün yerini bulur. Şimdi bunlar olurken girdikleri yanlış yolda ısrar edenler abd ile gizli kapılarda görüşünler sırtını pkk ya dayayanlar, kıblesizler, geldiği yeri unutan yeşil koministler, ve ülkede esamesi okunmayan tabele partisi aklınca ülkeyi Milli olarak Şahlanmaya başladığı yoldan geri çevirip cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden geri çevirip kaus, kargaşa ve tıkanıklarla dolu parlementer sistemi sözde güçlendirilmiş parlementer sistem olarak geri getireceklermiş. Güçlendirilmekten kasıt bana göre daha güçlü ihanet eden kargaşa ve kaus üreten bir parlementer sistem oluşturmak. Unutma Türk imparatorluklarını Binlerce yıl Tek adam yönetti. Çabuk ve aktif devlet yapısı yüzyıllar boyu hüküm sürdü. Ve birlikde yürüdüğü kandaşları ile kızılelma ülküsünden ve Turandan taviz vermeyerek haine ve hainlere fırsat vermedi. Bir çok yazımda parlementer sistemin bu ülkede nelere sebep olduğunu yazmıştım. Kısaca bu ülkede Cumhurbaşkanı seçilmediği için darbe olmuştur.
Yani nersinden bakarsan bak Milli bir Türk devletini arzulamayan ve uykuları kaçan haçlı torunları ve onun içimizdeki işbirlikcileri ne yapacaklarını şaşırmışlardır.
Son olarakda HDPkk ile gizli taslak hazırlayan sözde millet özde zillet ittifakı köşeye sıkışınca cambaza bak oyunan döndü. Ülkücü Alaattin ÇAKICI’ın üzerinden yeni oyun kurdular. Alaattin Çakıcı’yı iyi tanıyorlar ki, sözünü esirgemeyen inandıklarından şaşmayan ülkücü şehit bir babanın oğlu ve ülkücü olan birinin karşısında hakaret etmeye yalan yanlış sözler söylemeye ve Başkurt Devlet BAHÇELİ’ye dil uzatırlarsa cevabını alacaklarını bilirler. Asala terör örgütünün her gün bir büyükelçimizi şehit ettikleri ülke içinde kaus ve kargaşadan faydalanların garip ve mazlumları ezdiği bir dönemde Abdullah Çatlı gibi vatanı için canını ortaya koyan Ülkücü ağabeylerimiz gibi mücadele etmiş ve garip gulabayı zalim ve faşist düzene ve şahıslara karşı Alaattin Çakıcı’nın korumuş olduğu efsane gibi dilden dile yayıldığını herkez biliyor. Ve bu düzen içinde yürüdüğü yolda bedel olarak hayatının 20 yılını Mapus damlarında geçirmiştir.
Kılıçdaroğlu ‘nun akıl hocaları ve avaresi bir olmuş kendi durdukları yeri görmeden Selattin Demirtaş gibi bir terörist hdpkk nın eş başkanının arkasına geçip onu savunurken, Alaattin Çakıcı üzerinde ülkeyi kausa sürüklemek istemektedirler. Herzaman iki yüzlü siyaset yapanlar demokrasi özgürlük , insan hakları gibi sihirli sözcükleri kullanarak açıktan ve dolaylı ülkemin altına dinamit koyanları savununlar süslü kelimerle özgürlük derler bunun adınada… Sonrada NE MUTLU TÜRKÜM DİYEMEYENLER arada vatan bayrak edebiyatı yaparak insanları kışkırtır Sözüm ona “mafya bozuntusu, beşpara etmez ” gibi tahrik edip sokakları karıştırmak isterler ki, Maalesef sosyal medyada karşılıklı restleşmeler yaşandığını görüp okuyoruz…
Hani diyorlarla kutuplaştırıyorsunuz asıl siz demokrasi ile milleti kışkırtıyor hemde pkk sevici ve uzantısı hdpkk lı Demirtaşın özgürlüğü uğruna bunu yapıyorsunuz.
Aslında şöyle bakınca son gelişmelere bu hukuk ve ekonomi reformu açıklaması sonrası bunların olduğunu düşünürsek, korku bacaları tüttürmüş, paçalarıda tutuşturmuş olacak ki, burdan ne çıkara bilir düşüncesi ile hem Demirtaşa özgürlük isteyelim hemde yerse Çakıcı üstünden ülkede kargaşa çıkarıp seçim yolunu açalım dediler galiba….
Öncelikle siz bu Milletin Zekasını hor görüyorsunuz ki, vatan ve millet diyen ve geçmişde bunun için bedel ödemiş yardan serden geçmiş Alaattin ÇAKICI ile Vatana İhanet etmiş, Çukurlar kazdırıp ülkenin bölünmesi parçalanması için milleti sokağa çağırıp, bebek katili aponun heykelini dikeceğiz diyerek sosyal medyada pkk paçavra giysisi ile dağlarda resim veren ve yılanlarala dağlarda poz veren Selattin Demitş teröristini bir tutacak, Özgürlük isteyeceksin.
Gerçekleri Çakıcı yüzüne vurunca da hoplayacaksın, Başkurt Ülküdaşına sahip çıkınca renğin benzin atmış şekilde kamare karşısında Çok ÜZÜLDÜM diyeceksin.
Yaptıklarının ve durduğun yerin elbet bir karşı, cevap hakkı olacak. Olduğu zamanda ÜZÜLMEYECEKSİNİZ…
Karaca Hasan