Parlementer Sistem Hayali Kuranlar ihanete izin yok
Atatürk dönemi ile İnönü dönemini karıştırmamak lazım Atatürk döneminde yokluk içinde müthiş bir büyüme gösteren Türkiye İnönü döneminde aynı sıçrayışı gösterememiştir. Ancak konumuz bu değil,
Parlementer Sistem Hayali Kuranlar ihanete izin yok
Cumhuriyet Atatürk ile başlar ve Atatürk’ün vefaati ile Türk milletinin çıkarları Cumhuriyet parlamentosunda son bulmuştur. Tek başlılıktan dem vuranlar BU SİSTEMİN KÖTÜ OLDUĞUNU savunanlar, Atatürk döneminden hiç bahsetmiyorlar. Parlamento Atatürk’ün kararları ile yönetiliyor ve ne derse çıkıyordu. Atatürk’ün çıkacak dediği kararlara kim itiraz edebiliyordu… 1938’den sonra 1945 -46 ‘ya kadar inönü dönemi unutulmamalıdır. O dönemde İnönü ne derse o oluyordu…
Tabi Atatürk dönemi ile İnönü dönemini karıştırmamak lazım Atatürk döneminde yokluk içinde müthiş bir büyüme gösteren Türkiye İnönü döneminde aynı sıçrayışı gösterememiştir. Ancak konumuz bu değil,
1946 da çoklu siyasi parti dönemine geçilmesi ile ülkede başlayan parlamenter sistem içindeki bunalımlara dikkatinizi çekmek istiyorum…
Bu ülkede 1944 Türkçülük olayları; Bir Türk dünyaya bedeldir”, “Ne mutlu Türküm diyene !” gibi daha nice sözlerin sahibi olan M. Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde, tarihte GÖK TÜRKLER’den sonra ilk defa “TÜRK” adıyla bir devlet kuruldu.
Fakat İnönü ile sekteye uğrayan bu durum, Atatürk’ün ölümünden sonra, Milli Şef İNÖNÜ döneminde devletin kuruluş felsefesi olan Türkçülük ve Türk Milliyetçiliğine ve Atatürk’e karşı bir kampanya başlatılmıştır. İnönü’nün Cumhurbaşkanı oluşuyla birlikte Atatürk’ün kendi resimleri ve Türklüğün sembolü olan Bozkurt resimleri Türk parasından ve devlet dairelerinden indirilip mahzenlere kaldırılması bu zihniyetin ilk belirtileridir. Bu tavır 1944’lerde devleti kuran iradeye, fikre yani TÜRKÇÜLÜĞE karşı cephe açılarak kendisini iyice göstererek yıkım da zirveye ulaşmıştı işte bu süreç çoklu siyasi partiler döneminde hız kazandı Türk düşmanları içimizdeki tasmalıları satın alarak darbe üstüne darbe yapmaya başlamışdı.
Bu süreç 1960 darbesi, 1980 darbesi ile devam etmiş ve ara arada askeri zorlamalar ile hükümetler istifaya zorlanmıştır. Peki bu Cumhuriyet tarihindeki yıkımlar neden oluyordu bir düşünmek lazım!
İşlerine gelmeyen iktidarları Haçlı torunlarının satın aldıkları kişlerle kurguladıkları seneryolar ile darbeler olmuş hükümetler istifa ettirilmiştir.
1960 gizli ittifakların oyunu ile yapılmış, 1980 aynı ittifaklar ile yani haçlı torunları ile derin ilişkide olanlar yine meclis içinde yaratılan kaus ile ülke gerilmiş 70’li yıllar başlayan meclisdeki kararsızlıklar, alınamayan güven oyları seçilemeyen Cumhurbaşkanı ve ülkedeki sağ sol çatışmalarının körüklenmesi ile iç savaş çığırtkanlığı yapanlarda bunun bir başka boyutudur. Cumhuryet tarihi içinde ve son yakın tarihimizdede parlamenter sistem içindeki çok seslilik ve bir ülkenin siyasi akışı nasıl kitlenir, ekonomik kaus nasıl yapılır ve hatta Cumhurbaşkanı ile Başbakan nasıl çatıştırılır, meclisde bir kitap fırlatarak nasıl seçime gidilir, bir çok defa göstermiştir.
En son 367 sayısını direten CHP’nin meclise girmeyerek Cumhurbaşkanını seçtirmemesi de bunun en belirgin örneklerininden biridir. İşte bu yakın geçmiş ile Cumhuriyet tarihimizdeki Atatürk’den sonraki geçmişimize baktığımızda PARLAMENTER sistem içindeki çıkmazların ülkemize ne bedeller ödettiğini nasıl hainlikler ile ne kayıplar yaşadığımızı görmüş oluyoruz.
BAŞKURT MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ TÜRK tarihinin yaşayan efsanevi BİLGE lideri 15 Temmuz kahpe kalkışmanın ardından Bozkurt duruşu ile tarihsel duruşunu göstermiş, 15 Temmuzu yaşatanlara karşı Türk devletinin yıkılmaması ve ihanet şebekesinin yani ABD çocuklarının kazanmaması için Türk devletinin hükümeti olan AK Partinin yanında durmuş ve İHANETİ yerle yeksan etmiştir.
İşte böyle bir kaus ortamında Türk ve Türk devleti düşmanlarına karşı gür sesi ile ANAYASA değişikliği için teklif sunmuş ve Anayasının ilk dört maddesini değiştirmemek şartıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet sitemini ortaya koymuş CHP ve dış mihrakların oyuncağı olan PARLAMENTER sitemi değiştirmiş. Türk tarihinde tek başlı BAŞBUĞ SİSTEMİNİ TÜRK MİLLETİNİN DESTEĞİ İLE getirmiştir.
Bu değişim haçlı torunları ve içimizdeki uşakları boynunda tasma izi olanlar tarafından hazımsızlıkla karşılanmış ve sözde tek başlılık padişahlık dönemi gibi söylemlerle gelen yeni anayasal düzeni çürütmeye kalkmışlardır. İkinci senesine giren yeni düzeni her fırsatta karalayarak ki ara ara seçim tellallığı yaparak ve Türk milletinin Parlamenter sitemi istediğini idda ederek üzerlerine aldıkları görevleri yerigetirmeye çalışıyorlar.
Eğer bu tek başlı parlementer sistem doğru bir sistem olmasaydı 16 Türk imparatorluğu kurulmazdı… Dünya üstünde tarih bize tek bir karar mekanızmasının daha güçlü devletler çıkardığını gösteriyorki, hala günümüzde kraliçler var ve ABD yönetim şeklide öaynen öyledir. Hatta idda ediyorum bugün ABD yönetiminin yaşadığı çok başlılıga bakınca onlardan daha iyi bir yönetim şekli çıkardık.
Durum böyle olunca TÜRK MİLLETİ KARAR VERMİŞ! BOŞA GERİYE DÖNÜK HAYALLER KURMAYIN TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN BUNA YANİ İHANETE KAUSA İZİN YOK…
KARACA Hasan