‘YAPIN, AMA CAHILCE YAPMAYIN’
Prof. Dr. İlber Ortaylı, ne kadar bilgili olduğuna dair üretilen komik ‘caps’lerle ilgili gülümseten bir açıklama yaptı: Cahilce yapmayın, aklınızı kullanın
Tarih profesörü İlber Ortaylı, internette hakkında hazırlanan ve ‘cahillerle’ dalga geçen ‘capslerle’ ilgili Milliyet‘ten Güliz Arslan‘a konuştu.
Röportaja “Büyük mesuliyet. İnşallah bir aptallık yapmam, mahcup olmam”diye başlayan Ortaylı, o casplare kızmadığını, aksine eğlendiğini ama bazılarının cahilce olduğunu söyledi…
Nasıl buluyorsunuz hocam bu resimleri?
Ay çok komikler var, çok gülüyorum. Ama bu bir moda, gelir, geçer. İnşallah delip de geçmez.
Nasıl haberdar oldunuz bunlardan? Siz internet kullanmıyorsunuz…
Kızım Tuna söyledi.
Hangilerini beğeniyorsunuz?
Hani bir tane var ya “Sen tarihi bırak evladım” yazıyor altında, onu yapıyorum ben ara sıra.
Nasıl?
Sen şimdi gülüyorsun ama bunun gibi kötü bir lafı bir gazeteciye dedim bir kere; “Kızım sen bu işi yapamazsın, bırak” dedim.
Bana demeyeceksiniz inşallah…
Yok, demem. Bir tane de “IQ’su düşük olan sedyemi taşımasın” var. O da yanlış bir laf değil. Çünkü düşürüyorlar adamı. Ben orada da düşüyordum az kalsın (Ortaylı, geçen hafta Hollande’ın konferansında fenalaştı, sedyeyle taşındı).
Kızıyor musunuz bazı caps’lere?
Kızmıyorum ama bazı espriler hakikaten öbürlerinin sınıfında değil. Kötü olanlar var, cıvıtmasınlar, ayıptır. İdil Biret’li var bir tane (“N’olur yardım edin, cahillerin arasında kaldım”). Onu yapanda pek zeka yok galiba işte. İdil Biret cahil olur mu hiç? Türkiye Komünist Partisi eski üyelerinden bir arkadaşım söylemişti; İdil Biret’in, Paris sınıfsal topografyası, işçi mahalleleri üzerine bilgisi şaşılacak düzeydeymiş. En üst sınıflarda gezen bir meşhur virtüöz bu kadar şeyi nereden biliyor? Merak edip kitap okuyor. Ama o espriyi yapan onu tanımıyor belli ki.
O olmaz işte. Bu iş bir sanat, o yüzden çok ciddi yapacaksın. Yapamazsan zırvalamak olur.
Caps’leri hazırlayanlara söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Var. Hazırlarken meseleyi iyi tetkik etsinler.
Cahil cahil yazmasınlar yani…
Hah, evet; cahil cahil yazmasınlar. Espri güzeldir ama cahil cahil yapmasınlar. Her şeyi yaparsın da malzemeni bilirsin. Kerpiçle gökdelen yapılır mı?
Yapılmaz.
Yapılır aslında. Vardır tuğladan, kerpiçten gökdelenler insanlık tarihinde. İran’da Bam’da falan olan tipte… Ama onlar başka. Herkes espriye ve hücuma gelir ama malzemeyi doğru kullanmak zorundasın.
Neden sizinle ilgili bütün caps’ler cahillik üzerine?
Bilmem. “Ben çok biliyorum” gibi burnu havada bir izlenim mi veriyorum acaba?
Ama hiçbirinden negatif bir anlam çıkmıyor, hepsinde sizi çok sempatik gösteriyorlar…
Sempatik bulanı vardır, bulmayanı vardır.
Tontiş diyorlar size…
Ay ne ayıp laf. Bebek sever gibi… Bu çocukların böyle huyları var; hiç teklif falan yok, küt diye yapıştırıyorlar.
Bu kadar çok sevgi ve ilgi görmek mutlu ediyor mu sizi?
Mutlu olunacak şey değil o. Büyük mesuliyet. Allah utandırmasın denir böyle durumlarda. İnşallah bir aptallık yapmam, mahcup olmam.
Size gelip soru sormaya çekinenler oluyor mu?
Oluyorsa da yanlış yapıyor.
Kimseye “Hadi git” diyecek halim yok. Vaktim yoksa “Sonra gel” derim.
Fetva müessesesi nedir? Yani Yahudilikte ve Müslümanlıkta ruhani sınıf yok ki… Bilen bilmeyene anlatır. Benim işim de cevap vermek.
Cahil bulduğunuz çok kişi oluyor mu etrafınızda?
Benim cahillerle işim yok, yarı cahillere deliriyorum. Çeyrek çepelek eğitim alıp yarım yamalak iş görüp boş konuşanlar delirtir beni.
Cahillikle bir sorununuz yok yani? Tekrar soruyorum, cahilliğimi bağışlayın…
Ben 47’liyim. Biz çocukken amcalar, teyzeler “Oğlum şu otobüs nereye gidiyor?” diye sorarlardı okuma-yazma bilmedikleri için. Hazin bir Türkiye’ydi. Ama o zaman insanlar daha ölçülüydü. Bazı cahillerin çok büyük derinlikleri olabilir. Bunu bana bir arkadaşım da söyledi: “Rodop dağlarında öyle çobanlar var ki, bilgelik harikası…” Öte yandan öyle alim geçinenler var ki; Goethe’yle “Faust”u bilir ama hangisini hangisi yazdı bilmez.
Sizin kendinizi yanında cahil hissedeceğiniz insanlar var mı?
Çok! Abdülbaki Gölpınarlı, Halil İnalcık, Bülent Tarcan, İlhan Osmanbaş, Nusret Hızır, Celal Şengör, Ernest Mandel…
Kaç dil biliyorsunuz?
Çok bilmem. Ben tarihçiyim; bildiklerim var. Lisan bilmek marifet değil. Önemli olan çalışmak…
Milliyet