VAHŞET KURBANI ÜNİVERSİTELİ ÖZGECAN’I 5 BİN KİŞİ UĞURLADI
MERSİN’in Tarsus İlçesi’nde bindiği minibüste tecavüze kalkışılıp bıçaklanarak öldürüldükten sonra, cesedi ormanlık alanda yakılan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın cenazesi, büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 5 bin kişi tarafından son yolculuğuna uğurlandı.
MERSİN’in Tarsus İlçesi’nde bindiği minibüste tecavüze kalkışılıp bıçaklanarak öldürüldükten sonra, cesedi ormanlık alanda yakılan üniversite öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın cenazesi, büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 5 bin kişi tarafından son yolculuğuna uğurlandı. İnfial yaratan vahşete kurban giden Özgecan’ın olayı öğrenince fenalaşan babası Mehmet Aslan, geceyi hastanede geçirirken; cenaze töreninde annesi Songül ve ablası Beste Aslan, katillerin en ağır cezaya çarptırılmasını istedi.
Cinayet şüphelisi evli ve 1 çocuk babası olan minibüs şoförü Suphi Altındöken ile cesedi yok etmek için kendisine yardım ettiği ileri sürülen eski kuyumcu babası 50 yaşındaki Necmettin Altındöken ve arkadaşı 20 yaşındaki Fatih Gökçe’nin sorgusu sürüyor. İlk bilgilere göre, Suphi Altındöken’in, minibüste son yolcu olan Özgecan’a tecavüze kalkıştığı; genç kızın biber gazı sıkıp direnince bıçakla öldürdüğü; babası ve arkadaşını çağırıp cesedi yok etmek için ormanlık alanda yaktıkları ortaya çıktı. Şüphelilerin genç kıza tecavüz edip etmediği yapılan otopsinin sonucuna göre belirleneceği kaydedildi.
KAN DONDURAN VAHŞET
Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan’a ulaşamayan ailesi, geçen çarşamba gecesi polise kayıp olduğu yönünde dilekçe verdi. Üniversiteli Özgecan, ailesi, arkadaşları ve polis tarafından her yerde aranırken, daha önce jandarma tarafından şüphe üzerine durdurulup bırakılan 33 B 8756 plakalı minibüs dün Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe ile birlikte ele geçirildi.
Kan izlerine rastlanan minibüste ele geçirilen kadın şapkasının kayıp Özgecan Aslan’a ait olduğu, pazarlama şirketinde çalışan babası Mehmet Aslan tarafından belirlenince, sorguya alınan 2 şüpheli cinayeti itiraf edip cesedi attıkları yeri gösterdi. Çamalan Köyü Alman Mezarlığı yanında ormanlık bölgede Cinderesi yatağında yüzü ve vücudunun bir bölümü yanmış halde bulunan cesedinin kayıp Özgecan Aslan’a ait olduğu belirlendi. Aranan cinayet şüphelisi Suphi Altındöken de polis ve jandarmanın operasyonuyla gözaltına alındı. Linç edilmek istenen ve yüzünde tecavüze kalkıştığı Özgecan’ın tırnak izleri bulunan Suphi Altındöken İlçe Jandarma Komutanlığı’nda diğer 2 şüpheli ise Emniyet Müdürlüğü’nde sorguya alındı.
CENAZEYE BİNLERCE KADIN KATILDI
Adana Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından Özgecan’ın cenazesi ailesi tarafından alınarak Mersin’e getirildi. Gece hastane morgunda bekletilen cenaze, sabah saatlerinde Şehir Mezarlığı’na cenaze aracıyla getirildi.
Yıllar önce Tunceli’den göç ederek Mersin’in Barış Mahallesi’ne yerleşen aileye destek ve cenazeye katılmak için çevre illerden gelen binlerce kadın da evin bulunduğu sokakta toplandı. Ardından da topluca Şehir Mezarlığı’na geçildi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı MHP’li Burhanettin Kocamaz da Aslan Ailesi’nin evine gelerek taziye dileklerini iletti.
“KATİLİ İDAM ETSİNLER”
Şehir Mezarlığı’nda büyük çoğunluğu kadın yaklaşık 5 bin kişi toplandı. Bir kargo şirketinde çalışan ve güçlükle ayakta duran Özgecan’ın annesi Songül Aslan, kızını katledenlere lanet yağdırdı. Katillerin en ağır cezaya çarptırılmasını isteyen anne, zaman zaman sinir krizi geçirdi.
Özgecan’ın ablası Beste Aslan ise, katillerin idam edilmesini istedi. Bu sırada cenaze aracıyla getirilen Özgecan Aslan’ın tabutu kadınlar tarafından alınıp, musalla taşına konuldu. Kızının ölümü haberini alınca fenalaşıp geceyi hastanede geçiren Mehmet Aslan da cenazede bulundu.
Baba Mehmet Aslan, anne Songül, abla Beste ve kardeşi 11 yaşındaki Ali Aslan, tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Katilin idam edilmesini isteyen Özgecan’ın aile fertleri fenalaşınca, hazır bekletilen sağlık görevlileri müdahale etti.
“SABAH SÜTÜNÜ VERDİM”
Anne Songül Aslan kızını öldürenlere lanet yağdırırken, “Masum kızımın hakkının yerde kalmamasını istiyorum. Katil idam edilsin, işkence edilsin. Özgecan melek gibi, kalbi temiz yüreği temiz, herkese iyilik yapan bir insandı. Psikoloji eğitimi görüyordu, hedefleri vardı. Okulunu bitirip işyerini açacaktı, çok çalışıyordu, çok başarılıydı, yapamadı maalesef” dedi.
Olaya akıl sır erdiremediğini söyleyen Songül Aslan, “Bir dolmuşa binip evine gelirken bu katliamın olmasına benim aklım ermiyor. Kızımın tek hatası dolmuşa binip evine gelmek mi?” diye isyan etti.
Songül Aslan, kızıyla geçirdiği son sabahı anlatırken de “Sabah sütünü verdim, harçlığını verdim gitti. Üç gün önce telefonu bozulmuştu. Olay günü arkadaşının telefonundan ablasına ‘Annem merak etmesin 20.00’de Mersin’de olacağım’ diye mesaj atmış. Saatler geçti, gelmeyince karakola gidip kaçırıldı mı diye başvurdum” dedi.
KADINLAR ÖN SAFTA NAMAZ KILMAK İSTEDİ
Ardından Özgecan için cenaze namazı kılmak isteyen kadınlar ön safa geçti ancak erkeklerin itirazı üzerine kısa süreli gerginlik çıktı. Aile fertlerinin isteği üzerine kadınlar ön safta durma ısrarından vazgeçti ve kadınlı erkekli karışık cenaze namazı kılındı. Cenaze namazını kıldıran imamın ‘Allah bunları yapanları ıslah etsin’ deyince kadınlardan ‘yuh’ sesi yükseldi.
Cenaze namazının ardından kadınlar omuzlarına aldıkları Özgecan’ın tabutunu mezar başına taşırken, ‘Özgecan’a uzanan eller kırılsın’, ‘Özgecan’ın hesabı sorulacak’, ‘Erkek vuruyor devlet koruyor’, ‘Erkek adaleti değil, gerçek adalet’, ‘Şiddetinizle barışmayacağız’ sloganları attı, alkış tutup zılgıt çekti.
Özgecan Aslan’ın cenazesi götürüldüğü mezarda gözyaşlarıyla toprağa verildi.
MÜNÜBÜSTE TECAVÜZE KALKIŞTI
Türkiye’yi ayağa kaldıran vahşetin kurbanı Özgecan Aslan toprağa verilirken, olaydaki sır perdesi de aydınlanmaya başladı. Şüphelilerin ilk ifadeleri ve elde edilen delillerden iddiaya göre olay şöyle gelişti:
Çağ Üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan, Mersin’deki evine gitmek için bir arkadaşıyla halen Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığı’nda sorgulanan cinayet şüphelisi şoför Suphi Altındöken’in minibüsüne bindi. Tarsus’ta oturan arkadaşı inince Özgecan minibüste tek yolcu kaldı.
Şoför Suphi Altındöken, Mersin’e D-400 karayolundan gitmesi gerekirken güzergah değiştirerek Tarsus- Mersin Otoyolu doğru saptı. Sürücünün güzergahını değiştirmesinden ‘kaçırılıp başına kötü bir şey geleceğini’ anlayınca tepki gösteren Özgecan, onunla tartıştı. Yola devam edip minibüsü tenha bir yerde durduran Suphi Altındöken’ın tecavüze kalkıştığı Özgecan, yanında taşıdığı biber gazını sıkarak karşı koydu. Boğuşma sırasında Özgecan, tecavüzcü Altındöken’in yüzüne tırnaklarını geçirip direndi. Şoför Suphi Altındöken, bıçağını çıkarıp Özgecan’a defalarca sapladı ardından araçta bulunan demir çubukla vurarak öldürdü.
Suphi Altındöken, Özgecan’ı öldürdükten sonra cesediyle birlikte Tarsus’a dönüp babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe’den yardım istedi. Onlar da gelince birlikte Özgecan’ın cesedi ortadan kaldırmak için benzin alıp ormanlık bölgeye götürüp, Cinderesi’nde yaktı.
Tarsuslu varlıklı bir aileden olan Necmettin Altındöken’in kuyumcu olduğu, işleri bozulup iflas edince şoförlük yaptığı, kaçakçılık suçundan sabıkalı olduğu ve bir süre önce trafik kazasına karıştığı belirtildi.
DHA