Ülkücü Milliyetçi Hareket,kendi siyasetini yapmaya hiç vakit bulamadı…!
Kirli siyasete de zaten tenezzül etmedi!..
Türk Milleti’nin tarih boyunca kendine has değerlerini merkeze alan,yaşama ve mücadelesinin fikri özüdür Türk Milliyetçiliği..
Türk milliyetçileri,Türk Milliyetçiliği uğrunda büyük mücadeleler vermiştir.
Konumuz bu olmadığı için ayrıntıya girmiyorum
Ancak mutlak manada aksiyoner millî,manevî, İslamî değerlere bağlı gençliğin,ülkü ve fikirlerle beslenmesi ,Milliyetçi Hareketin siyasi aksiyoner bir harekete dönüşmesi zorunlu bir hal almıştı..
Bu zoru başaracak lider de 1944’lerde Türk Milliyetçiliği davasında yargılanmış işkencelerden geçmiş davasından bir milim geri durmamış Alparslan Türkeş’ti..
Ve Türkeş siyaset sahnesinde..
Başbuğ siyaset sahnesine çıktıktan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi 8 – 9 Şubat 1969 da Milliyetçi Hareket Partisi adını alıp amblemi Teraziden üç hilale dönüştürür…
Artık hem Türk Milliyetçilerinin hem de öteden beri Türk Milliyetçiliğine düşman mahfillerin gözü Başbuğ Alparslan Türkeş’e çevrilmiştir.
Sonradan anlaşılacak ki Rahmetli Dündar TAŞER’in dediği gibi
‘’Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz’’
Sağıyla soluyla dinlisiyle dinsiziyle mevzilerinden çıkanlar başlarlar Başbuğa ateş etmeye..
Kimine göre 60 ihtilalinin kudretli Albayı..
Kimine göre Menderes’in katili..
Kimine göre Türkçülüğünden dolayı ‘’dinsiz’’ Türkeş..
Komünistlere göre Faşist Türkeş ..
İftira iftira bini bir para…
Bize göre de Türk Milliyetçiliğini aksiyoner hale getiren Ülkücü hareketin kurucusu Lideri Albay Türkeş’ti
Bizi,biz yapan sahip olduğumuz mukaddes ülkünün ardında kenetlenmemiz ve azimle iman ettiğimiz davamızın başarıya ulaşmasının şifresini vermişti Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
‘’Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dava başarıya ulaşamaz’’
Dündar Taşer’de ”Ülkücü Kadife eldiven içindeki demir yumruktur” diyerek ,mana ve derinliğin muhteviyatı;zalimin karşısında Yavuz timsali; Mazlumun yanında Yunus derinliğinde olmamızı istedi..
Bu istek ülkücüler için tavizsiz bir yaşam demekti
Kelamın,kaleme dökülmesi, kılıçtan daha keskin kalemle savaşmak demekti
Bu savaş,Mili ve manevi değerlerin korunmasında en büyük silah olan söz ile fikrin vücut bulması demekti..
Vücut bulan kalem ile fikrin muhteşem aşkı başlamıştı
Yazamazsınız denilen kitaplar yazıldı
Başbuğumuz’un ‘’Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez’’emri gereğince
Okuyarak fikri açlığımızı giderdik…
Ve ülkücüler Milliyetçi Büyük Türkiye yolunda fikirse fikir,sokaksa sokak,yumruksa yumruk dedi..
Sosyalizm komünizm materyalizm karşı, Milliyetçi ülkücü hareket ‘’HerşeyTürk için Türk’e göre Türk tarafından şiarı ile milli manevi islami fikirlerle Türk Milliyetçiliği fikriyatıyla karşı koydu..
Rus Çin Amerika emperyalizmine köle olmuşların karşısına
‘’Ne Rusya Ne Çin Ne Amerika;Milliyetçi Türkiye …diye dikildi…
Yumruk gösterenler karşı ,yumruklarım memleket kadar büyük.diye haykırdı ülkücüler..
Şaşıranlar oldu
Korkanlar oldu
Bunların ne işi var bu okullarda buralarda diyenler oldu…
Giremezsiniz denilen okullara girildi
Asamazsınız denilen afişler asıldı..
Yürüyemezsiniz denilen Çankaya yokuşunda türküler söylendi..
Bu dağlarda,biz yaşarız, bu dağlar bizim dağımız dediler..
Türk yurdunda Orak çekiç taşıyanlara tahammülleri yoktu
Alı kanımdaki al,akı alnımdaki ak
Bayraklar içinde en güzel bayrak üzerine yemin ettiler
Namusumuz temiz, bayrağımız hür kalacak Ezanımız susmayacak…
Hep Türkiye’den yana kahır çektiler…
Yeter ki düşmesin kara kalpaklar, kirlenmesin duvakları diye
Korkusuzlardı ölümden emperyalistlerden yana..
Türk’ün bir karış toprak parçası için gemileri yakmışlardı
Alacaksa alsın beni şafaklar diyorlardı…
Yıllarca bir taraftan yukardaki iftiralara cevap vermek bunların yalan iftira olduğunu savunmaktan,
Diğer taraftan anlattığım mücadeleden dolayı Milliyetçi Ülkücü Hareket kendi siyasetini yapmaya vakit bulamadı ..
Kirli siyasete de zaten tenezzül etmedi..
Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ, Bilge Liderimiz Devlet BAHÇELİ beyefendinin emrinde ve izinde taviz vermeden; her kelamını buyruk bilip Türk İslam Ülküsünde, Son nefer! Son nefes! Son damla kana kadar! Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz …
Kızılelma yolunda, kavgamız Turana kadar devam edecek…
Not: Yarın ‘’70 yıllarda başlayıp 80 ihtilaline kadar geçen süre de Komünistlerin şehit ettiği ülküdaşlarımızın defininden vakit bulup siyaset yapamadık…’’sürecinden günümüze kadar olan bölümü yazacağım