TENCERE TAVA ÜRETIMI YASAKLANSIN
Tencere tava üretimi yasaklansın
Dört parçalı Kürdistan hayalinin iki ayağının Irak ve Suriye’de tamamlandığını bütün gazeteler yazıyor, televizyonlarda görüntüler yayınlanıyor. Türkiye’deki hainlerin bir fiili durum oluşturduğunu, kutlamalar yaptıklarını, özerklik ilanları için tarih verildiğini bütün dünya görüyor ve biliyor. İmralı’daki katil, ülkenin de, hükümetin de gündemini belirliyor. Dağdaki elebaşlar talimat veriyor, tehditler savuruyor ve bunlar anında dikkate alınıp, gereği yerine getiriliyor. Kısacası Türkiye açık ve aleni şekilde bölününüyor.
AKP kendi derdiyle meşgul
Bir ülkenin başına bundan daha büyük bir felaket gelebilir mi? Beklersiniz ki, böyle bir durumda ülkeyi idare edenler bu ihanet karşısında bir direnç göstersinler. Hiç olmazsa yapılan ağır ve alçak hakaretlere bir cevap versinler. Ama ne yazık ki, AKP tamamen kendi derdiyle meşguldür. Ülkenin ne olduğu, ihanetin nereye ulaştığı umurunda bile olmadığı gibi, başbakanın kendi deyimiyle yardım ve yataklık yapıyor. AKP’nin bütün gayreti, bütün meselesi, bütün gündemi bu ihanet karşısında milletin uyanıp, kendilerini alaşağı etmesinin önünü kesmektir. Bunun için zihinleri bulandırmak, gündemi değiştirmek ve dikkatleri başka yere çekmektir.
Yeter ki iktidar tehlikeye düşmesin
Bu mübarek Ramazan ayında sayın başbakan istisnasız her gün bir iftar programında konuşuyor. Bugüne kadar bu hainlere, ülkeyi bölenlere cevap olacak bir tek kelime duyan olmadı. Ama AKP’ye tehdit olabilecek, gerçekleri konuşan, ülkenin içinde bulunduğu acı durumu anlatan her kim varsa, tamamı hedefe konuldu. Açık ve aleni şekilde bir defa daha görüldü ki, ülkenin bölünmesi dahil her şey olabilir, her şey kabul edilebilir ve bu demokrasi içindedir. Yeter ki AKP’ye zarar gelmesin, yeter ki iktidarı tehlikeye düşürmesin. Eğer zerre kadar da olsa böyle bir ihtimal varsa, devlet imkanları ve ele geçirilen yargı başta olmak üzere her yol, ne pahasına olursa olsun kullanılarak, bunu yapanlar susturulmalı, durdurulmalı ve cezalandırılmalıdır.
İbretle izliyoruz
Bunun sonucunda insanların birbirine düşmesinin, ayrışmasının, çatışmasının hiçbir önemi olmadığı gibi, AKP cephesinin sağlamlaşması açısından çok da faydalıdır. Nitekim, artık bütün dünyanın endişeyle takip ettiği ve Türkiye’yi bölünmeye götüren gelişmeler bir kenara bırakılırken, hükümete itiraz eden ve bunu tencere tava çalarak duyurmaya çalışanların hedefe konulması ve bunlar üzerinden yeni bir gerginlik ve çatışma ortamı sağlanmaya çalışılmasını ibretle izliyoruz. Kapı komşuları birbirine düşürecek ve zaten yok olan huzuru daha da dinamitleyecek tavsiyeler yapılmaktadır. Böylece ülkenin PKK’dan geri kalan kısmında da ayrı ve farklı bir bölünmenin üzerine benzin dökülmektedir.
Tava üretimi yasaklansın !
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin içinde bulunduğu vahameti ayrıntılı biçimde ortaya koyarken, başbakanın iftar konuşmalarında, kimi zaman sözde dört dörtlük Alevi, kimi zaman dört dörtlük Mısır yanlısı, kimi zaman dört dörtlük çözümcü, kimi zaman dört dörtlük pazarlıkçı, kimi zaman da dört dörtlük demokrasi aşığı olarak hayret verici bir geniş repertuara sahip olduğunu hatırlatmış ve şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Başbakana itibar edersek, yalnızca üç beş densiz, üç beş provokatör sorun çıkarmaktadır. Tencere tava çalanlar yargıya teslim edilirse, meşru sınırlar dahilinde gösteri yapan, seslerini duyuran, kişisel hak ve özgürlerine sahip çıkan gençler yakalanıp haklarında gerekli işlemler yapılırsa her şey daha da güzelleşecektir. Şu çirkinliğe bakınız ki, elerinde silah taşıyanlar barış yanlısı, tencere tava bulunanlar kamu düzenini bozan suçlulardır. İşte burası sözün bittiği yerdir. Recep Tayyip Erdoğan’ın gücü teröriste değil, katillere değil, şehir ve dağ eşkıylarana değil, makul şekilde demokratik tepkisini gösterenlere yetmektedir. Bu gidişle tencere tavanın yasaklanması, üretiminin azalması imkansız sayılmayacaktır.”
Sınırlarını koruyamayan ülke yaşayamaz
İktidar uğruna milleti birbirine düşüren, buna karşılık ülkenin bölünmesine sessiz kalanlar belki bir süre daha ayakta kalabilirler, ancak eninde sonunda korktukları akıbeti yaşamaktan kurtulamazlar. Bütün mesele kendileri ile birlikte ülkenin de sonunu getirecek olmalarındadır ve bizi dehşete düşüren bu durumdur. Nitekim, sayın Bahçeli, “Dünyanın neresinde sınırlarını koruyamayan bir ülkenin yaşadığı ve bağımsızlığını koruduğu görülmüştür? Dünyanın neresinde kırmızı çizgileri silinmiş, kazınmış ve duman olmuş, üstelik teröristlere payandalık yapan bir ülke varlığını koruyabilmiştir? Başbakan Erdoğan tencere tava çalanlara değil, bu sorular üstüne kafa yormalıdır. Türk milletini birbirine kırdırmaya ve düşürmeye değil, ahlaklı ve faziletli olmaya çalışmalı ve milli meselelerle ilgilenmelidir.” Diyerek, bir defa daha çok önemli bir uyarıda bulunmuştur.
Tavsiyeler
Sayın başbakanın iftar yemeklerini içi boş övünmelerin ve yeni gerginliklerin adresi haline getirmeyi bir kenara bırakması ve sayın Bahçeli’nin tavsiye ettiği şu tedbirleri acilen alması hem kendisi, hem partisi, hem de ülkemiz için hayati önemdedir:
1- Suriye sınır bölgemizde PKK otonom bölgesinin resmiyet kazanmasını önlemek, ilanını engellemek karşımızdaki en acil meseledir.
Hükümet bu konuda kararlılığı göstermeli, alacağı tedbirler ile atacağı adımları ilan etmelidir.
2- Türkiye Suriye’nin kuzeyinde özerk yönetim kurulmasına askeri güçle müdahale edeceğini açıklamalıdır.
3- Bu amaçla, askeri caydırıcılığının gereği olan hazırlık ve tedbirlerin sınır bölgelerimizde ve arazide fiili uygulamasına geçilmelidir.
4- Barzani, Suriye’deki PKK unsurlarına olan tüm desteğini kesmesi konusunda açık bir dille uyarılmalıdır.
5- Başbakan teröristlerle pazarlıkları sonlandırmalı, süreç rezaletini bitirmeli; gelişmeleri şeref ve siyasi namus ölçeğinde dürüstçe ele alarak aklını başına almalıdır.
ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU