TBMM BAŞKANI ÇIÇEK İRAN’DA
Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 9. Konferansı’nda milletvekillerine hitap etti.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Siz dost ve kardeşlerimizden; Kıbrıs Türk halkının kapsamlı çözüm müzakerelerinin bir an önce sonuç vermesine yönelik takdire şayan çabalarına destek vermenizi ve gerek BM Genel Sekreterinin çağrıları, gerek İİT ve İSİPAB’ın karar ve bildirileri uyarınca Kıbrıslı Türklerin maruz kaldıkları haksız tecridin hafifletilmesine yardımcı olmak üzere, ilişkilerinizi yoğunlaştırmanızı ve Kuzey Kıbrıs’ta düzenlenen faaliyetlere daha fazla katılım sağlamanızı bekliyoruz” dedi.
Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 9. Konferansı’nda milletvekillerine hitap etti.
Cemil Çiçek, konferans nedeniyle Tahran’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi; kendisine ve heyetine gösterilen sıcak hüsn kabul ve bu önemli toplantıya evsahipliği nedeniyle, İran Cumhuriyeti İslami Danışma Meclisi Başkanı Ali Laricani’ye ve kardeş İran halkına teşekkür etti.
İSİPAB’ın kurulduğu günden bu yana, İslam dünyasının sesinin uluslararası camiaya duyurulmasına, 21. yüzyılın getirdiği meydan okumaların ve fırsatların tartışılmasına, üye ülke parlamenterlerinin tanışmalarına ve diyaloglarının gelişmesine imkan sağladığını belirten Çiçek, kuruluşundan itibaren İSİPAB faaliyetlerine aktif olarak katılan TBMM’nin bundan sonra da gerekli katkı ve desteği sunmaya devam edeceğini vurguladı.
TBMM Başkanı Çiçek, şöyle konuştu:
“İçinde bulunduğumuz bin yıl pek çok sınamayı ve fırsatları birlikte karşımıza çıkarmıştır. Bu sınamaları ortak tarih ve kültürümüzden aldığımız güçle fırsata çevirmek elimizdedir. Zaman, kendi evimizi düzene koymamızı, toplumlarımızın daha iyi bir gelecek beklentilerine dayanan taleplerine kulak vermemizi gerektirmektedir. Bu taleplerle ilgili sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmediğimiz durumlarda harici çözümler ve müdahaleler gündeme gelmektedir. Harici çözümler ise kalıcı olmamakta, çoğu zaman büyük acılara yol açmaktadır. Yakın geçmişte ve günümüzde yaşanan acı tecrübeler bu hakikate işaret etmektedir.
Tabiatıyla, kendi sorunlarımıza yönelik çözümler, kişilerin inancına ve kökenine bakılmaksızın, sırf insan olduğu için doğuştan sahip olduğu, devredilemez ve vazgeçilemez nitelikteki haklarına ve insan onuruna dayanmalıdır. Adalet ve hukukun üstünlüğünü, şeffaflık ve hesap verilebilirliği esas almalı, düşünce, inanç ve ifade hürriyetlerine ve eşitlik ilkesine saygılı olmalıdır. Bu prensipler İslam’ın temel değerleridir. İSİPAB üyesi ülkeler bu konuda eleştirilen değil, evrensel standartları belirleyen ve müdafaa eden ülkeler olmalıdır. Esasen insanlık mirasının ortak değerleri haline gelen bu ilkeler, İslam’ın yüzyıllar önce ortaya koyduğu ve İslam medeniyetini insanlığın zirvesine taşıyan değerlerdir.”
-“TBMM reform çabalarının merkezidir”
Cemil Çiçek, Türkiye’nin son yıllarda, bu değerlerin tam olarak sağlanması amacıyla halen devam eden kapsamlı bir reform sürecinden geçtiğini kaydederek, başkanlığını yaptığı TBMM’nin Türkiye’nin bu yöndeki çabalarının merkezi olduğunu vurguladı.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde büyük bir değişime şahit olunduğunu dile getiren Çiçek, bu siyasi ve toplumsal hareketliliğin temelinde, geniş halk kesimlerinin daha iyi bir gelecek, daha fazla hak ve özgürlük talepleri bulunduğunu bildirdi. Bu tür talepler ve bunların karşılanmasına yönelik reformların her ülkede farklı biçimlerde tezahür edeceğine işaret eden Çiçek, “Bu nedenle zorluklar karşısında ümitsizliğe kapılmadan, sabır ve azimle gayret sarfetmeli, reform yolundan geri dönülmemelidir. Türkiye bu süreçte halkların meşru taleplerinin barışçıl yollarla ifade edilmesini desteklemiş, şiddete başvurulmamasını özellikle vurgulamıştır. Sorunlara kapsayıcı diyalog ve uzlaşı temelinde çözüm aranması temennimizdir” diye konuştu.
Çiçek, halklarının iradesine saygı göstermeyen yönetimlerin, barışçıl yollardan dile getirilen meşru talepleri şiddet yoluyla bastırmalarının, beraberinde getirdiği vahim ve trajik sonuçlara herkesin tanık olduğunu belirterek, bölgede akan kanın ve devam eden insani dramın bir an önce sona ermesi ve tüm İslam aleminde barış, huzur ve refahın tesis edilmesinin en büyük temennileri olduğunu ifade etti.
-“Tüm bölge insanlarını kardeşlerimiz olarak görüyoruz”
Çiçek, şöyle devam etti:
“İslam dünyasında mezhep farklılıklarının siyasi ihtilaflara kılıf olarak kullanılmasından, bu ihtilafların da neticede mezhep çatışmalarına dönüşmesinden büyük endişe duyuyorum. Esasen temel inanç konularında aralarında ayrılık olmadığı halde, İslam’ın hoşgörü ve kültürel zenginliğini temsil eden farklı mezheplerin siyasi ihtilaflara ve çatışmalara alet edilmesinin önlenmesinde hepimize sorumluluk düşmektedir. Bu meseleyi ancak aramızda diyalog, hoşgörü ve istişareyi güçlendirerek aşabileceğimiz aşikardır. Bir yandan Batı dünyasında ortaya çıkan İslamofobi ile mücadele ederken, diğer yandan, bundan da daha önemlisi, İslam ülkelerinde beliren mezhepçilik ve etnik temele dayalı çatışmalar hepimizin uykusunu kaçırmalıdır.
Türkiye olarak bölge halklarına yaklaşımımız, kapsayıcı ve kucaklayıcı olmuştur. Müslüman veya Hıristiyan, Şii veya Sünni, Maruni veya Kıpti, tüm bölge insanlarını kardeşlerimiz olarak görüyoruz. Dost elimizi, din, mezhep, etnik köken ayrımı yapmadan her kesime uzatıyoruz. Din, mezhep ve etnik köken farklılıklarını istismar etmeye çalışanları, fitne tohumları ekmek isteyenleri de kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikası daima dost ve kardeş olarak telakki ettiği ülkelerin huzur ve istikrarına, kalkınmasına destek olma anlayışına dayanmaktadır. Bölgemizin, farklı kökenlerden gelen toplulukların barış ve huzur içinde bir arada, dostça ve kardeşçe yaşayabildikleri, hoşgörünün hakim olduğu bir istikrar havzası olmasını arzu ediyoruz.”
-KKTC için destek istedi
Cemil Çiçek, Kıbrıs’ta iki liderin 11 Şubat 2014 tarihinde BM gözetiminde kapsamlı çözüm müzakerelerine yeniden başlamalarından memnuniyet duyduklarını söyledi.
Bu yeni müzakere sürecinin sonuç alıcı olması ve en kısa sürede referandumların düzenlenmesiyle kalıcı çözüme varılmasını arzuladıklarını dile getiren Çiçek, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının, Ada’nın ortak sahibi olan iki halkın asli kurucu iradeleri ve siyasi eşitlikleri temelinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm hedefine olan bağlılıklarının sürdüğünü bildirdi.
Çiçek, 2014 yılı Mart ayının, BM Barış Gücü’nün Kıbrıs Türklerini Rum saldırılarına karşı korumak amacıyla Ada’ya konuşlandırılmasının 50. yıl dönümü olacağını anımsatarak, “Bu sorunun daha fazla devam etmesine izin verilmemelidir. Siz dost ve kardeşlerimizden; Kıbrıs Türk halkının kapsamlı çözüm müzakerelerinin bir an önce sonuç vermesine yönelik takdire şayan çabalarına destek vermenizi ve gerek BM Genel Sekreteri’nin çağrıları, gerek İİT ve İSİPAB’ın karar ve bildirileri uyarınca Kıbrıslı Türklerin maruz kaldıkları haksız tecridin hafifletilmesine yardımcı olmak üzere, ilişkilerinizi yoğunlaştırmanızı ve Kuzey Kıbrıs’ta düzenlenen faaliyetlere daha fazla katılım sağlamanızı bekliyoruz. Bu toplantıda aramızda olan KKTC’nin yeni Meclis Başkanı Sayın Sibel Siber’i de bu vesileyle sizlere takdim etmekten büyük memnuniyet duyuyorum” dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye’nin, 2015-2016 dönemi için bir kez daha BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği’ne aday olduğunu belirterek, Ekim ayındaki seçimlerde İSİPAB üyesi ülkelerin desteğine güvendiklerini kaydetti.
Cemil Çiçek, İSİPAB 9. Konferansı’nda yaptığı konuşmada, İslam aleminin başlıca gündem maddelerinden birini oluşturan Filistin-İsrail ihtilafının adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme kavuşmasının herkesin ortak beklentisi olduğunu vurguladı.
İSİPAB bünyesinde kurulan Filistin İşleri Daimi Komitesi’nin, Filistinli kardeşlerin haklı davasına atfedilen önemin bir kanıtını oluşturduğunu belirten Çiçek, “Filistin-İsrail arasındaki barış, tüm bölge genelinde istikrar ve barış ortamının tesisine katkıda bulunacaktır. Ülkemiz, bu anlayışla ihtilafın çözümüne özel önem atfetmekte ve bu yöndeki çabalara güçlü destek vermektedir. 1967 öncesi sınırlarda, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin İsrail’le birlikte barış ve güvenlik içinde yaşayacağı iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesi en büyük temennimizdir. Barış sürecinin başarıyla ilerletilebilmesi için tarafların gerekli siyasi iradeyi göstermeleri gerekmektedir” dedi.
Çiçek, Türkiye’nin Filistin’e siyasi alanda verdiği desteğin yanı sıra, ekonomik alanda da yardımcı olduğunu, geçen yıl çeşitli projeler aracılığıyla 30 milyon dolar tutarında teknik kalkınma yardımı yapıldığını, Filistin’e proje yardımlarının miktarının 200 milyon doları aştığını bildirdi. Sorunun temelinde Filistin’e ekonomik yardımların artırılmasından ziyade adil, kapsamlı ve uygulanabilir bir siyasi barışın tesis edilmesi ihtiyacı yattığını ifade eden Çiçek, Filistin’in kendi ayakları üzerinde durmasının, kalıcı barışın sağlanması ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Yukarı Karabağ ihtilafının, Güney Kafkasya’da istikrar ve kapsamlı normalleşme önündeki başlıca engel olmaya devam ettiğini dile getiren Çiçek, “Azerbaycan topraklarının beşte biri 1992’ten bu yana Ermenistan işgali altındadır. Bir milyondan fazla Azeri ve Müslüman kardeşimiz Yukarı Karabağ ve etrafındaki bölgelerden baskı ve zulümle göç ettirilmiştir. Yukarı Karabağ bölgesindeki Ermeni işgalinin en kısa zamanda son bulması, Azerbaycanlı mültecilerin huzur içinde evlerine geri dönebilmeleri için Ermenistan’a uluslararası baskının artırılması gerekmektedir. Yukarı Karabağ sorununu tüm boyutlarıyla ele alınmaya devam edilmesi büyük önem arzetmektedir. Türkiye, Azerbaycan’ın bu haklı davasını her platformda desteklemeye ve gündemde tutmaya devam edecektir” dedi.
-” Myanmar’daki Müslümanlara yardım elimizi uzatmalıyız”
TBMM Başkanı Çiçek, İSİPAB’ın dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların haklarının korunması için gösterdiği duyarlılık ve dayanışmanın çok önemli olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
“Bugün kayda değer büyüklükteki bir Müslüman nüfus, İSİPAB üyesi olmayan ülkelerde dini azınlık veya göçmen olarak yaşamaktadır. Bu çerçevede, Yunanistan’daki Batı Trakya’da ve Onikiada’da yaşayan ve dini özgürlükleri, eğitim hakları, kendi vakıfları üzerindeki tasarruf imkanları bilinçli olarak kısıtlanan Müslüman Türk azınlığıyla dayanışma sergilemeye devam edilmesi önem taşımaktadır. Bu süreçte Müslüman toplulukların, başta ana dil eğitimi ve dini eğitim olmak üzere, mevcut ibadet yerlerinin onarılması veya yeni ibadet yerlerinin inşa edilmesi, eskiden kamulaştırılan vakıf mallarının bu topluluklara iadesi gibi alanlarda karşılaştıkları sorunların çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Üye ülkelerin bu toplulukların sorunlarına duyarlı olmalarını bekliyoruz.
Benzer biçimde, Myanmar’daki Rohingya Müslümanları ve diğer ülkelerdeki Müslüman toplulukların sorunlarına ilgi göstermeli ve yardım elimizi uzatmalıyız. Kosova’nın tanınması, kalkınması önem arz etmektedir. Bu yöndeki çabalarımızı sürdürmeliyiz. Avrupa’nın barış ve istikrarı açısından önem taşıyan Balkan Yarımadası’nda yer alan tüm ülkelerde önemli sayıda Müslüman toplulukları yaşamaktadır. Bu ülkelerin Avrupa ve Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme yolunda attıkları adımları desteklemeliyiz. Bugün İslam dünyasının sorunları sadece üye ülkelerle sınırlı değildir. Yıllar önce, ekmeğini kazanmak amacıyla Batı ülkelerine bu ülkelerin daveti üzerine göçmen işçi olarak gidenler, ayrımcılık, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığının her çeşidiyle mücadelelerinde bizlerin desteğine ihtiyaç duymaktadır.”
Çiçek, yüzyıllardır yaşadıkları memleketlerde şimdi ikinci sınıf vatandaş konumuna itilen Müslüman azınlıkların, insanlık onurunun gerektirdiği asgari koşullara kavuşmaya gayret ettiğini, yardım ve destek beklediğini söyledi.
-İslam’ın terörizmle özdeşleştirilmesine tepki
“Temel mesajı barış olan İslam’ın terörizmle özdeşleştirilmesine, yabancı düşmanlığına, İslamofobiye karşı mücadele, önceliklerimiz arasında yer almalıdır” diyen Çiçek, bu çerçevede, İslam alemi ve Batı dünyası arasında giderek artan hoşgörüsüzlük ve kutuplaşma eğiliminin önlenmesi amacıyla Türkiye ve İspanya’nın girişimiyle başlatılan Medeniyetler İttifakı’nın geniş bir ilgiye mazhar olduğunu, üye sayısının 130’u aştığını bildirdi. Çiçek, İSİPAB’ın da bu konuda önemli katkı sunabileceğini vurguladı.
Cemil Çiçek, İslam dünyasında fakirlikle mücadele ve kalkınmanın, önemli bir gündem maddesi olarak yerini koruduğunu belirtti.
İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin önemli bir bölümünün ciddi ekonomik ve sosyal kalkınma ihtiyacı içinde olduğuna işaret eden Çiçek, “Temiz bir çevrede insanca yaşama, sağlıklı gıda, su ve temiz havaya erişim, eğitim ve iş beklentileri öne çıkmaktadır. İSİPAB olarak bu tür insani ve sosyal konulara daha fazla ilgi göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Bu ihtiyaçların had safhada bulunduğu Afrikalı üye ülkelerin kalkınma gayretlerini desteklemek insani ve kardeşlik borcumuzdur. Bu çerçevede, müteakip İSİPAB Konferansı’nın Afrika grubundan bir üye ülkede düzenlenmesi, dayanışmamızın güzel bir tezahürü olacaktır. Eğer bu mümkün olmayacaksa, siz değerli dostlarımızı, başkanlarını ve milletvekillerini Türkiye’de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyarız ” diye konuştu.
Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, 2009-2010 yıllarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde İslam dünyasını başarıyla temsil etmiştir. Bu kere, 2015-2016 dönemi için bir kez daha Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği’ne aday olmuştur. Bu yıl Ekim ayında düzenlenecek seçimlerde İSİPAB üyesi ülkelerin desteğine güveniyoruz.
Konuşmamın sonunda bir temennimi dile getirmek istiyorum. Kuşkusuz her uluslararası örgütün başarısı üye ülkelerin kararlı desteğine ve Sekreterya’nın etkin çalışmasına bağlıdır. Bu çerçevede evsahibi ülkenin İSİPAB Sekretaryası ve personeline uygun çalışma ortamının sağlanmasında azami hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Sözlerime son verirken, İslam aleminin, geleceğe yönelik umutların yeşerdiği, adaletin hüküm sürdüğü bir coğrafya haline gelmesi temennisiyle, hepinizi en kalbi dileklerimle selamlıyorum.”
Konferansa, KKTC Meclis Başkanı Sibel Siber de ‘Kıbrıs Türk Devleti Meclis Başkanı” sıfatıyla, 15 ülke ile birlikte gözlemci statüsünde katılıyor.
AA