Yüce dinimiz, kadını tanımlarken, annelik misyonunu öne çıkartarak, cenneti ayakları altına sermiştir.
Türk kültür ve medeniyetinde, kadının mümtaz bir yeri vardır.
Anne ve baba için evlattır.
Abi ve kardeş için bacıdır.
Kocası için eştir.
Evlatları için annedir.
Vel hasılı kadın kutsaldır.
…
Hırs ve öfkesi uğruna toplum önünde kocasını azarlayan, kendisi için mücadele edenlere, bir sürü geri zekalı diyen, oğlu için; ocağın Atsız kolundaydı diyerek, yalanın daniskasını söyleyen bir kadın için, yukarıdaki değerler ve değerlendirmeler pek yerinde olmayacaktır.
Yalan söyleyen anne de olsa, cennet onun ayaklarının altında değildir.
Kocasını toplum önünde rencide eden birisi, Türk kültüründe kadın motifinin dışında kabul edilir.
Bir ideolojisi olmadığı halde varmış gibi yaparak buna da, çocukları dahil bir çok değerini alet ediyorsa, ahlaken tartışılır…
Son söz olarak;
Bu tiplere, sözde eş,
Sözde anne,
Sözde milliyetçi,
Hele cinsiyetine güvenerek siyaset yapıyorsa, sözde kadın,
Israrla ülkücüyüm diyorsa, yalancı denir.
Anadolu da bu türden insanlara töresiz denir.
…
Haddini bilmek deyimi hakikaten çok önemli, birileri bilmese bile.