ŞIMDI DE CUMHURIYET’IN BOĞAZINA YAPIŞTILAR
Türk ve dünya tarihinin yeniden yazıldığı Çanakkale zaferinin 98’nci yılındayız. Ne acıdır ki, Türk milleti 98 yıl sonra yine aynı tehditle, yine aynı tehlikeyle, yine aynı ihanetle ve yine aynı hücumla karşı karşıyadır. Çanakkale’yi geçemeyenler bu defada PKK’yla vücut bulmuş, BOP’lu yollarda AKP’yle işbirliğine girmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin boğazına yapışmışlardır. O zaman boğazı geçmek isteyenlerin hedefi Osmanlının kalbi olan İstanbul’a ulaşmaktı. Böylece Osmanlı’nın kalbi sökülecek ve sonu gelecek, Türk milleti yer yüzünden silinecek ve tarih başka türlü yazılacaktı. Bugünkülerin hedefi de Ankara’dır. Başta bölünmez bütünlük olmak üzere, Ankara’nın temsil ettiği bütün Cumhuriyet değerleridir. Hedef aynı, yöntem farklı. Türk milleti 98 yıl sonra bir defa daha aynı bedeli ödemeyi göze almak, aynı direnci, aynı imanı, aynı fedakarlığı ortaya koymak zorundadır.
Bu cüreti AKP’den buldular
Çanakkale’yi geçmeye uğraşanlar Osmanlı’nın perişan halinden cesaret bulmuşlardı. Koca İmparatorluk yanlışlarla, yetersizliklerle, ihanetlerle hasta düşmüştü. Ne acıdır ki, AKP iktidarıyla Türkiye’nin bugün içine düştüğü durum da budur.Türkiye Cumhuriyeti’nin boğazına yapışanlar da bu cüreti AKP’nin 10 yıllık varlığından, yaptıklarından ve yetersizliklerinden bulmuşlardır. AKP’nin 10 yıllık döneminin Türkiye’ye maliyetini MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli Ordu konuşmasında şu şekilde özetlemiştir:
BOP’çuluk moda oldu
“AKP’nin iktidar yıllarında; Damat Ferit hayaleti ete kemiğe bürünmüş, Mustafa Kemal ötelenmiştir. Teröristler itibar kazanmış, müzakereciler unvan almış, çöküş elçileri statü elde etmiştir. BOP’çuluk moda olmuş, başkent Ankara vizyonu çiğnenmiştir. Etnikçilik, ayrımcılık, kimlik siyaseti ön plana çıkmış, bin yıllık kardeşlik bozguncuların insafına, bölücülerin keyfine, küresel emellerin kanlı hedeflerine terk edilmiştir. Dış politikada teslimiyet ve taşeronluk, iç politikada taviz ve acziyet bir marifetmiş gibi sunulmuştur. AKP; milleti inkâr etmiş, Türk milleti adını hiçbir zeminde itiraf edememiştir. AKP; milliyetçiliğe bayrak açmış ve ırkçılıkla bir görmüştür. AKP; milli ve manevi değerleri kurumaya, kırılmaya ve küflenmeye bırakmıştır. İşte bunlardan dolayı bu iktidar, sapa ve sapkın politikaların kucağına düşmüştür. Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, iktidar sözcüleri, boylarından büyük laflar etmiş, her kirlenmeye ve çürümüşlüğe bahane uydurmuş, üst seviyede konuşmuş, fakat gerçekte seviyesizliğin içinde debelenmiştir. Eskilerin deyimiyle, ‘Kâht-ı Rical’, yani devlet adamlığı eksikliği bugün Türkiye’nin en önemli meselelerinden birisi olarak sivrilmiştir.”
İhanet güruhu
Türkiye Cumhuriyeti yeni bir Çanakkale tehdidiyle karşılaşma ortamına işte böyle getirilmiştir. Cumhuriyet tarihinin en zor ve karanlık dönemini yaşıyoruz. Elinde silah tutanlardan fikir umularak, her yerlerinde şehitlerimizin kanı bulunan hainlerden medet umularak, silahları gömmeleri karşılığında siyasete davet edilerek, 2012 yılının son aylarında teröristlerin cezaevlerinde sahneledikleri açlık grevi şovuna boyun bükülüp, İmralı canisini acil yardıma çağırarak ve bunun sonucunda fiilli muhatap konumuna getirilerek mesafe alınmıştır. Ülkenin varlığına ve birliğine kasteden vatan-millet düşmanı katiller AKP’nin en itibarlı muhatapları haline gelmişlerdir. Eşkıyanın hain emellerine ulaşabilmesi ve bütün unsurlarının aynı yönde hareket edebilmesi için İmralı ile Kandil arasında resmi postacılık yapılmaktadır. Bebek katili iyice zıvanadan çıkmıştır. AKP’den bulduğu cesaretle bir taraftan yıkım manifestoları yayınlamakta, diğer taraftan meydan okumaktadırlar. Tıpkı Çanakkale’yi geçmek isteyenler gibi, bu ihanet güruhu da son derece heyecanlı, son derece kendinden emin ve son derece küstahtır.
Çanakkale ruhu ayaktadır
Asla ümitsiz ve çaresiz değiliz. Çanakkale’yi yedi düvele mezar edenler bugün de ayaktadır, bugün de aynı kararlılıktadır. Oynanan oyun ne kadar girift, işbirliği ne kadar derin olursa olsun, Cumhuriyetin gırtlağına yapışanlar umdukları ve bekledikleri sonucu asla alamayacaklardır. MHP lideri sayın Bahçeli Ordu konuşmasında Türk milletine şu teminatı vermiştir:
“Hakk’ın hatırı her daim ve her ortamda geçerli olup, hiçbir şeye feda edilemeyecektir. Şurası da muhakkak görülmelidir ki, yalanla bezenmiş, yalanla şifreleri hazırlanmış ve yalanla yolu kesişmiş bir iktidarın gerçeğe tahammül etmesi düşünülemeyecektir. Milli ilkeleri değil, kendi çıkarlarını genişleten ve bunu hedefleyen AKP, sahtekârlığın ve gayri meşru beklentilerin içine dalmış, ortasına gömülmüştür. Biz, hidayetin sözcüleri ve milli vicdanın temsilcileri olarak bu siyasi anlayışın karşısındaki duruşumuz net ve sabittir. Yalan markası olanlara tek engel Milliyetçi Harekettir. Hayal taciri olanlara tek mani Milliyetçi Hareket Harekettir. Kimliksizliği ve köksüzlüğü yaymaya çalışanlara tek direnç Milliyetçi Harekettir. Defolu kalplere, narsist kişiliklere, bölünme ayini yapan ruhsuzlara, kardeşliğimizi baltalamaya çalışan kalleş ittifaka yalnızca kaşı çıkan da Milliyetçi Harekettir. Bizim kudretimiz damarlarımızda akan kanda gizlidir.”
Çanakkale destanını yazan kahramanları, bu toprakları vatan yapan ve vatan olarak kalması için gözünü kırpmadan canlarını ortaya koyan yiğitlerimizi, bütün şehitlerimizi, gazilerimizi ve bu var olma mücadelesinde emeği olanları şükran, minnet ve rahmetle anıyoruz. Allah hepsinden razı olsun.
ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU