PKK HEYKEL
Vatan fikren üçe, coğrafi olarak ikiye bölünmüş…
Ülkenin tüm tersanelerine girilip, olan biten ne varsa satılmış…
Memleketin tüm kurumları “başımıza bir şey gelmesin” endişesine düşmüş…
Sınırlarımıza dayanan terör örgütleriyle, iktidarımız pazarlığa oturmuş…
Yurdumuzda “Milli değerler, Cumhuriyet, Atatürk” ne varsa örselenmiş.
*
Hasta derman, doktor can, eczacı ayakta durma derdinde…
Dershaneler okula dönme, okullar açık kalma çabasında…
Duble yol, AVM’ler kutsanmış, mücahitler müteahhit olmuş…
300 vekil boş dilekçeye imza atacak kadar çaresiz.
Mahkemeler bağlanmış, kararlar “keyfilik” düzeyinde.
*
Hırsıza hırsız denmiyor, hırsız hâkim rolünde…
Devletin tüm kurumları “tek adamın” yolunda…
Asker ürkek ve korkak “vesayet zannedilir “ kaygısında.
Öğrenciyi hiç sorma, o gelecek isyanında.
*
Ortadoğu kan gölü, kafalar kesiliyor…
Mezhep savaşı kapıda, vatandaş o ses Türkiye’yi izliyor…
Hak, hukuk, adalet, demokrasi denince…
“Devlet Babanın vurduğu yerde gül biter” desturuyla…
Toma, tehdit, cop, dayak “şifa” niyetine veriliyor.
*
Eğer siz muktedir olanlar “değerlerinizin” kıymetini bilmez…
Vatana ve Millete kahramanca hizmet edenleri sahte belgelerle içeri atarsanız…
Dahası ülkenizin bir bölgesini “Terörist yapılanmasına” teslim ederseniz…
Şaşırmayın!
O zaman o hainler de gelip gözünüzün önüne teröristin heykelini dikerler!
*
Eğer siz iktidar olanlar…
Ülkeyi kurtaran…
Cumhuriyeti kuran…
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanların…
Anıt mezarlarındaki elektriği kesip, karanlığa mahrum ederseniz…
O zaman o hainlerde eli kanlı katillerin heykelini dikerler!
*
Eğer siz çözümcüler…
Mücadeleden, müzakereye geçip, her istenilene baş eğerseniz…
İhaneti “değişim, gelişim ve yeni Türkiye” diye yutturmaya kalkarsanız…
“Kan akmıyor” masalıyla indirilen “Türk” bayrağı yerine “beyaz” bayrak çekerseniz…
Siz şehitlerinizi, Ailelerini, Şehit olmaya hazır milyonlarca “Türk” evladını ayaklarınızın altına almaya (!) yeltenirseniz…
O zaman o hainlerde “mezarlığı anıt, paçavrayı bayrak, teröristi de kahraman heykeli”olarak gözünün önüne dikiverirler.
*
Ve siz tüm bu anlatılan masalı “analar ağlamıyor” diye dinleyen sevgili halkım,
Siz ne yaptınız?
Vurdular, kırdılar, böldüler, parçaladılar, sustunuz…
Tekmeledi, tokatladı, dinledi, röntgenledi sustunuz…
İşten attı, hapse tıktı, copladı, biber gazı sıktı sustunuz…
Ayakkabı kutularını, para kasalarını, sıfırlanan paraları gördün sustunuz…
Hendek açtı, ölüm saçtı, bebek öldü, Bayrak indi sustunuz…
Bakara-makara, Kader-fıtrat dedi, Peygamberi (SAV) kibre düşmekle suçladı yine sustunuz.
İyi de kardeşim suçlamayı ve faturayı sürekli birilerine kesmeyi bırakıp,
Siz ne zaman konuşacaksınız?