Dolar 34,5391
Euro 36,0182
Altın 3.008,15
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Yağmurlu
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C
Sal 12°C

MUHSIN YAZICIOĞLU NERDEN KARDEŞIN OLUYOR?

MUHSIN YAZICIOĞLU NERDEN KARDEŞIN OLUYOR?
21/07/2014 14:11
A+
A-

“Milli İrade”, “Milli Güç” ve “Milletin Adamı” gibi kendi şahsında komedi sıfatlarla anılan aday Recep Tayyip Erdoğan, kendine destek olmayan kim olursa olsun ağır hakaretlerde bulunuyor. Ona göre “Milli İrade” sadece AKP’ye oy veren ve kendine destek olanlardır. Bunun dışında kim kalıyorsa Recep Tayyip Erdoğan’ın düşmanıdır. Bu tarzı Refah Partisi İl Başkanı iken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, AKP Genel Başkanı iken ve Başbakan iken de hiç değiştirmedi. Şimdi de Cumhurbaşkanı Adayı oldu ve aynı tarzını yoğun bir şekilde yine sürdürüyor.

MHP ve CHP’nin yanında Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek veren oy oranı düşük olan diğer partilere “Zavallı Figürler” diye başlattığı konuşmalarına, şimdi de sonradan destek açıklaması yapan Büyük Birlik Partisi’ne saldırarak devam ediyor.

BBP yönetimine diyor ki:

“Söylemek istemezdim, bugün söyleyeceğim, Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin mirasını taşıyan parti, gitmiş şimdi bu adaya destek vereceğini açıklamış. Allah aşkına bu nasıl bir karnı genişliktir, bu nasıl bir ilkesizliktir? 30 Mart seçimleri öncesinde merhum Yazıcıoğlu’nun kemiklerini sızlattılar, şimdi bir kez daha onun hatırasını ayaklar altına alıyorlar.Yatıyorlar kalkıyorlar söyledikleri bir şey var. Bu hükümet Yazıcıoğlu’nun faillerini bulamadılar. Hiç olmazsa merhum Yazıcıoğlu’nun ölümü üzerinden oy devşirmeyi bırak. ”

***

Şuna bak ya, adam kendini herhalde (Tövbe Haşa) vahiy yoluyla gelmiş Cumhurbaşkanı adayı sanıyor. Gerçi yanında “Recep Tayyip Erdoğan’ın Allah’ın vasıflarını taşıyor, o bizim için ikinci peygamber” diyen dalkavukları doldurunca böyle bir havaya giriyor herhalde?

Recep Tayyip Erdoğan senin ne özelliğin varda bir parti sana destek vermeyince “Zavallı figür, karnı geniş, ilkesiz” olabiliyor? Sen daha para sıfırlama, rüşvet ve yolsuzluk iddia ve suçlamalarından aklanmamış birisi olarak kime ne ilkesi öğretmeye çalışıyorsun?

Recep Tayyip Erdoğan şuan BBP üzerinde kendisine “Aynı mahallenin çocuğu” gözüyle bakan BBP eski Genel Başkanı Yalçın Topçu aracılığı ile fitne operasyonu yapıyor. Görüşmeler, teklifler, vaatler birbirini kovalıyor. Alperen Ocakları ve BBP içindeki bazı kişilere BBP yönetimini eleştiren açıklamalar yaptırarak, BBP içinde ikilik yaratmaya çalışıyor ve bunu da havuz ve yandaş medyada propaganda malzemesi olarak kullandırıyor.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını destekleme kararı vermesinden sonra BBP ve Alperen Ocakları içinde eleştiri getirenlerin ağzına bakın bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın konuştuğunu yada perde arkasından onun sufle verdiğini anlayacaksınız.

Açıklama yapanların hepsinin ortak konuşma özelliği, Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun “Küresel Proje” olduğu yönündedir. Papağan gibi hepsi aynı açıklamayı yapmaktadır. Daha doğrusu onlara yaptırılmaktadır.

Herhalde ABD ve İsrail’in BOP Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Anadolu’nun Türkleşmesinde, İslamlaşmasında büyük katkısı olan Hoca Ahmet Yesevi ile karıştırıyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’a bir cümle eleştiri getirmeden Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’na saldırmak, satın alınmanın hangi halidir?

Recep Tayyip Erdoğan Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismini ağzına almaktan utanmıyor da,siz Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismini kullanarak Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adayına destek vermeye hiç mi utanmıyorsunuz?

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu 2007 yılında “Bakın daha yakınlara Yeni Ortadoğu haritaları yayınlanırdı. Şimdi ise AKP’nin ‘biz de bunun bir parçasıyız’ dediği Büyük Ortadoğu Projesi kapsamına alınan Türkiye için işte bu ifade ettiğim haritalar yayınlanmaktadır. Ortadoğu’da daha çok etnik, mezhebi çatışmaya kan, kin ve nefretle kavgaların çoğaltılarak istikrarlı bölünmelerle, kontrollü istikrarsızlıklarla Ortadoğu’yu yönetme amacını taşıyan BOP’un bir parçası hatta onun Eşbaşkanı olduğunu söyleyen Sayın Başbakan, Asla bu düşüncesiyle Cumhurbaşkanı olamaz!” derken, onun mirasını yaşatma adına konuştuğunu iddia edenler, 2014 yılında “Recep Tayyip Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olur” mu demektedirler?

Gelin bir kıyaslama yapalım !

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, “Bizim Kürt açılımına ihtiyacımız yok” der, Recep Tayyip Erdoğan “PKK Açılımının” daniskasını yapar.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, “Kürt-Türk kardeştir, terör örgütü ortak düşmandır.” der, Recep Tayyip Erdoğan “Bizim terörle mücadelede ilk yenmemiz gereken düşman, öfkemiz olmalıdır. Terör örgütü askerime, polisime düşman gözüyle bakıyor ama biz bütün bu olanlara rağmen onlara ‘suçlu’ gözüyle bakıyoruz. İnsani yaklaşım ve demokrasi bunu gerektiriyor” açıklaması yapar.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ”ABD, bölge yönetiminin kendi elinde olduğunu, burada kendisine rağmen bir şeyin yapılmadığını gösterme çabası içindedir” der, Recep Tayyip Erdoğan ABD’nin bu tezini güçlendirmek için BOP Eşbaşkanı olur ve “Şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım.” diyerek kendi misyonunu milyonların huzurunda, televizyondan itiraf eder.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ”Asala’nın katlettiği diplomatlar, Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları ve Hocalı katliamı… İlla bir özür dilenecekse Ermeniler Türklerden özür dilemelidir” der, Recep Tayyip Erdoğan ise 20. yüz­yı­lın ba­şın­da­ki ko­şul­lar­da ha­yat­la­rı­nı kay­be­den Er­me­ni­le­rin hu­zur için­de yat­ma­la­rı­nı di­li­yor, to­run­la­rı­na ta­zi­ye­le­ri­mi­zi ile­ti­yo­ru­z” açıklaması yaparak Ermenilerden özür diler.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, ”PKK hareketi en büyük Kürt düşmanlığıdır. Kürtlere en büyük zararı PKK vermiştir” derken, Recep Tayyip Erdoğan Apo’yu ve PKK’yı Kürtlerin önderi ve temsilcisi haline getirir.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, ”Cumhurbaşkanlığı makamı Türk milletinin ve devletinin birliğini temsil eder. Ne sağcıları, ne solcuları, ne şu mezhebi, ne bu aşireti temsil eder. O nedenle de Çankaya bir kale değildir. Çankaya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin cumhurbaşkanlığı makamıdır ve bütün bir milleti temsil eder.” der ama Recep Tayyip Erdoğan “Cumhurbaşkanı olursam taraf olacağım” diyerek zihniyetini seçimlere girmeden belli eder.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, “Barzani için ABD’ye bir şey denilecekse, ‘itine köpeğine sahip ol’ denilmeli. ‘Eğer oraya girersek onlar da, sen de kurtaramazsın’ denilmeli. ”İnşallah bir gün iktidar olursak Barzani’yi Diyarbakır’da yargılar Habur’da asarız” der , Recep Tayyip Erdoğan ise PKK’nın hamisi,Türk düşmanı Barzani ile Erbil’de sazlı-sözlü ortamlarda eğlence düzenler ve “kardeşim” dediği Barzani’yi Diyarbakır’a baş konuk yapar ve orada başını temizler.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’in AKP iktidarı zamanında TBMM’de konuşturulmasına ”Filistin’de yapmış olduğu katliamların kanı daha kurumamış, Kana’da mavi emzikli bebeğin fotoğrafları daha gözlerimizin önündeyken, İsrail Cumhurbaşkanının TBMM’de konuşma yapacak olması millet vicdanını yaralamaktadır. İnsanlık duygularımızı rencide etmektedir. Mazlum milletlere özgürlük önderliği yapmış olan TBMM’nin terörle özdeşleşmiş bir kişinin konuşmasına sahne olması TBMM’nin misyonuyla da bağdaşmamaktadır. Ben İsrail Cumhurbaşkanı’nın Kana’da katlettiği bebeğin mavi emziğini takıp, konuşmasına tüm insanlıktan özür dileyerek başlamasını tavsiye ediyorum.” diye tepki gösterir, Recep Tayyip Erdoğan ise Şimon Perez’i TBMM’nde ayakta karşılar, onun konuşmasını dinler ve kokteylde onunla kadeh tokuşturur.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu , 2007 yılından bugünleri görerek “Kapalı kapılar ardında iş yapıyorsun şimdi…Rüşvet, hemşericilik, iltimas, irtikap ve yolsuzluk iddiaları hortumculuk dönemlerine rahmet okutacak hale geldi. Söylüyorum, uyarıyorum… Sizi iktidara taşıyan mütedeyyin, mümin insanlar, tek başınıza gelin, gerekirse anayasayı değiştirin ve dokunulmazlara dokunun ve Türkiye’nin soygunundan, vurgunundan kaynaklanan olumsuzlukların önüne geçin, haramzadelerden hesap sorun diye gönderdi. Şimdi sizin altınızdan pis kokular geliyor. Uyarıyorum… Sütten çıkmış ak kaşık olduklarını iddia edenlerin temizlik edebiyatlarına artık kimse inanmıyor…Oferler, moferler…Telekom’u sat; neredeyse üste ver, kârıyla geri ödesin. Kurumlar vergisini indir, 300 trilyon kıyak çek.Kuşadası’nı ver, Galata’yı ver, koordinatları belirterek denizi de ver.Evet Dubaiciler, dubaracılar, Ali Dibocular, laleciler, yumurtacılar, omletçiler, limoncular, gemiciler, duble yolcular, vurguncular, doğalgazcılar, akaryakıtçılar, kaçakçılar, mayıncılar, tayıncılar, geçmişten gelen şaibeler, geleceğe giden talancılar… Şimdi bunlar konuşuluyor. Evet, neredeyse belediye ihaleleri parsellenmiş durumda.Hesap soracağız diye gelenler kendileri hesap verememenin acısı içindeler.Yumurtalar, mısırlar, limonlar, parsellenen koylar, arsalar, satılmayan yer kalmadı neredeyse… Her yer satılıyor. Her şey haraç mezat satılıyor.Yüzlerce binlerce şaibeli ihale… Çekler geliyor, paralar gidiyor. Son dönemlerde yaşananlar, Ali Dibo hikayeleri… Bakan çocuklarının rant kaymaklarından sebeplenmeleri geçmişin hortumcuları bunların yanında neredeyse temiz olma noktasına geliyor. Gelen gidenden beter… Gidenler yaptı, şimdi gelenler aynı durumda… Kapalı kapılar ardında neler dönüyor? Başbakan ve belediyeden getirdiği üç beş adamının dışında neler olduğunu neler döndüğünü bilen yok. Makro ekonomi, makro ekonomi, sadece bunu söylüyorlar. Her şeye vergi koyup milletin canına okuyanlar, dolaylı vergiler, zengin-fakir ayrımı yapmadan herkesi inim inim inletiyor.” şeklinde konuşma yapar, Recep Tayyip Erdoğan ise bugün kendi para sıfırlama, rüşvet, yolsuzluk suçlamalarına muhatap olur ve 4 tane bakanı bu suçlamalardan dolayı görevlerinden ayrıldı.

Yani “Muhsin Yazıcıoğlu’nun mirasından ve ilkeden” bahseden Recep Tayyip Erdoğan’ın merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile kıyaslanan siyasi profili işte budur.

Recep Tayyip Erdoğan’ın, yandaş kalemlerin, AKP’nin yönlendirmesiyle BBP içinde açıklama yapanların bir fitne malzemesi de, Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Taksim’de halkın arasında gezerken eline kapağında kendi fotoğrafı olan ve “Ekmeleddin’e Neden Evet” yazılı Türk Solu isimli dergiyi tutuşturmaları olmuştur.

Recep Tayyip Erdoğan, “Türk Solu Dergisi” üzerinden bunun fitnesini şöyle yapıyor: “Bu adayın eline üzerinde resminin olduğu bir dergi tutuşturdular. O dergiyle poz verdi. Acemilik kötü bir şey. Bu dergi neyin nesi? Bir kapağında da merhum değerli siyasetçi kardeşimiz Muhsin Yazıcıoğlu’na çok ağır hakaret etti. Fakat, söylemek istemezdim, bugün söyleyeceğim, Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimin mirasını taşıyan parti, gitmiş şimdi bu adaya destek vereceğini açıklamış.Allah aşkına bu nasıl bir karnı genişliktir, bu nasıl bir ilkesizliktir.”

Emin olun Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu o dergiyi hayatında ilk defa orada eline almıştır. Bu ‘Türk Solu Dergisi’ni geçmişte bende ağır bir şekilde eleştirmiş birisiyim. Prof.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu, bu dergiyi binasında ziyaret etse, “Yıllardır bu dergiyi takip ederim, çizgisini çok beğenirim ve tüm yazılarının altına imzamı atarım” demiş olsaydı, bunu malzeme olarak kullananlar fitne yapmış olmaz ve eleştirilerinde haklı olurlardı. Ama dergi tutma hadisesi kendiliğinden gelişmiştir.

“Muhsin Yazıcıoğlu’nun mirasından” bahseden Recep Tayyip Erdoğan, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümündeki hangi karanlık perdeyi kaldırmıştır? Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünde her türlü şaibe varken ve AKP’nin adının karıştığı hırsızlıklara, yolsuzluklara, rüşvetlere fetva vermekle suçlanan İlahiyat Profesörü ve Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’ın “Kamuya (ve bu arada ümmete) ait zararı önlemek için bir şahıs, bölge veya gruba ait zarar göze alınır, sineye çekilir. Siyasette olan selim akıl ve kalb sahiplerine de bu kuralı hatırlatıyor ve örnek olarak merhum şehid Muhsin Yazıcıoğlu’nu dua ile anıyorum.” şeklindeki garip ve tuhaf açıklamasının bile bir mantıklı izahı yapılamazken bu “Kardeşim Muhsin Yazıcıoğlu” masalları ile kimi kandırıyorsunuz?

Türk Solu dergisi üzerinden BBP içinde fitne çıkarmaya çalışan Recep Tayyip Erdoğan bize kendisinin en büyük yandaşı olan Rasim Ozan Kütahyalı’nın ,yine kendisinin en büyük yandaş televizyonu Kanal 7 ekranlarından merhum Muhsin Yazıcıoğlu’na “Katil-Faşist” benzetmeleri yaptığı için, İstanbul Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Kayatuzu’nun Kanal 7 binasını basıp, Rasim Ozan Kütahyalı’ya vurduğu kafa ile hastanelik yapmasını da izah edebilir mi? Edemez, işine gelmez.

Türk Solu dergisinin merhum Muhsin Yazıcıoğlu’na yaptığı alçaklık ile AKP’nin yazarı ve yorumcusu Rasim Ozan Kütahyalı’nın yaptığı alçaklık arasında ne fark var Recep Tayyip Erdoğan?

Ey Recep Tayyip Erdoğan !

Para, iktidar ve devlet gücü ile BBP içinde birilerini lehine konuşturabilirsin ama gerçekler tarih boyunca unutulmaz.BBP kendi içinde meselesini çözecektir, bu durum onların iç meselesidir. Ama biz AKP’nin siyasi rant olarak kullanmaya çalıştığı bazı konularda kamuoyunu aydınlatmaya çalıştık.

Ey Recep Tayyip Erdoğan !

Sen, Muhsin Yazıcıoğlu’nun Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptığı dönemleri, o dönemlerde mücadele veren Ülkücüleri

ü Geçmişte sokaklarda sergiledikleri kavgacı tavrı şimdi siyasete taşıyorlar. Yüce meclis içinde sergiliyorlar bunların biz cemaziyelevvellerini iyi biliriz.

***

ü “Bunlar önünü kestikleri adamın sağcı mı, solcu mu olduklarını nereden bilirler biliyor musun ‘Fatiha’yı oku’ derler, sonra da yanındaki adama ‘Doğru okudu mu?’ diye sorarlar.”

***

şeklinde eleştiren, hakaret eden, verilen mücadeleyi lekelemeye çalışan birisi olarak merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve başka hiçbir Ülkücünün ismini ağzına almamalısın..

Senin kardeşin Barzani, senin kardeşin Öcalan olabilir. Bak Talabani abin de sağlık sorunlarını hallederek Süleymaniye’ye dönüş yapmış…

“Karnı genişlik, ilkesizlik, zavallı figür” aynaya bakarak konuşma ürünü olsa gerek…

Takdir yüce Türk milletindir.

Gerçi “Türk milleti diye bir şey yok” diyen Recep Tayyip Erdoğan bundan ne anlar ki?

YILDIRAY ÇİÇEK/ORTADOĞU