MÜEZZİNOĞLU: KEŞKE SİYASETE GİRMESEYDİM
SAĞLIK Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sorunlardan yakınan özel hastane temsilcilerine, “38 yıldır eşim hala ‘İşte şu da yok, bu da yok, bunu da halletmedin.’ ‘Sorunlar ne zaman biter’ diye hanıma sordum. Dedi ki ‘Böyle giderse hiç bitmez.’ ‘Biter’ dedim, ‘Öldüğümüz gün biter.’ Sağlık hizmeti sunumunda sorunlar dükkanı kapattığımız gün biter, hiçbirimizin de dükkanı kapatmaya niyeti yok” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı, Çalıma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen ‘Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Kurultayı 2015 6’ncı Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları’nın açılışı, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımıyla yapıldı. Antalya’nın Belek turizm bölgesindeki Susesi Hotel’de 15-19 Nisan tarihlerini kapsayan kurultay, ‘Sağlıkta Kalite İçin El Ele’ sloganıyla düzenleniyor.
HASTANELERİN İSKANI YOK
Toplantının açılış konuşmasını yapan OHSAD Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat, özel sektör hastaneleri olarak yaşadıkları sorunları Bakan Müezzinoğlu’na hitaben anlattı. Özellikle İstanbul’da olmak üzere birçok hastanenin iskanı olmadığını belirten Dr. Reşat Bahat, bürokrasinin bunu görmezlikten gelmemesi gerektiğini söyledi. Hastanelerin yüzde 70’inin 5 bin metre karenin altında olduğunu ve büyümeleri, genişlemeleri gerektiğini kaydeden Bahat, bu yönde cazip teşvikler talep etti. Bakanlığın şehir hastaneleri projesini siyasi bir karar olarak değerlendiren ve mantığına inandığını söyleyemeyeceğini kaydeden Bahat, “Merak ettiğim, bize olmadığı söylenen kaynaklar kamu hastanelerine nasıl sağlanıyor?” dedi.
‘CUMHURBAŞKANI AL DİYOR, CEZA KESİLİYOR’
Sağlık turizminin ağırlıklı olarak tümüyle özel sektör eliyle verilmesi gerektiğini ve kamu hastanelerinin de maliyet muhasebesine tabi olmasını istediklerini belirten Bahat, fazla yatak kullanımından dolayı SGK tarafından özel hastanelere 300-500 bin TL cezalar kesildiğini ve bu yüzden haklı olarak korkulduğunu söyledi. Bahat, “Hastanenin, yoğun bakım ünitesinin ruhsatı var ama yatağın ruhsatı yok. 400 yatak boş kalıyor, 400 hasta dışarda bekliyor. Sayın bakanım buna müsaade etmemelisiniz. Cumhurbaşkanımızın bir sözü vardı, ‘Acil hastaları sorgulamadan, yeriniz olmasa bile alacaksınız.’ Almışız hastayı, tedavisi yapılmış, zararına fatura kesmişiz. Ama ceza uygulanıyor. Fazla yatak uygulandığı gerekçesiyle” diye konuştu.
SORUNLAR ÖLDÜĞÜMÜZ GÜN BİTER
İnsanlık tarihi boyunca sağlık ve sağlık sorunlarının konuşulduğunu kaydeden Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sağlıkta yaşanan sorunları evliliğine yönelik verdiği örnekle karşılaştırdı. 38 yıllık evli olduğunu ve öğrenciyken evlendiğini belirten Bakan Müezzinoğlu, “O günlerde 52 metrekarelik bir dairede oturuyoruz, 1 takım fincanımız var. Fincanın biri yıkanırken sapı kırılmış. Sapı kırılan fincanı 404’le yapıştırdık, yeni takım alamadık. 38 yıldan bu yana eşim hala ‘İşte şu da yok, bu da yok, bunu da halletmedin, iki aydır söylüyorum, üç-beş yıldır şu sorunu hala çözmedin.’ ‘Sorunlar ne zaman biter’ diye hanıma sordum. Dedi ki, ‘Böyle giderse hiç bitmez. ‘Biter’ dedim, ‘Öldüğümüz gün biter.’ Şimdi sağlık hizmeti sunumunda sorunlarımızın bitmesini bekliyorsak dükkanı kapattığımız gün biter, hiçbirimizin de dükkanı kapatmaya niyeti yok.”
‘KEŞKE SİYASETE GİRMESEYDİM’
Altıncı hissine dair ilginç söylemlerde bulunan Bakan Müezzinoğlu, altıncı hissine baktığında ‘keşke siyasete girmeseydim’ dediğini belirterek, “Şimdi ben altıncı hissime bakıyorum, iyi ki hekim olmuşum, iyi ki muayenehane açmışım, iyi ki poliklinik açmışım, iyi ki bir hastanenin kuruculuğunu yapmışım. Altıncı hissime bakıyorum ya keşke siyasete girmeseydim. Altıncı his bu salondakilerin hiçbirini yanıltmadı, sorun, sıkıntı yarattı ama hayat bir mücadeledir zaten, mücadeleyi verebilmektir. Yarınlara giderken yeni umut, heyecanlar ve hedeflerle gidiyoruz. Sorunlar sıkıntılar yine devam edecek. Cebinize 1 milyon dolar koyup 10 hastane alacağınız günlerden şimdi yer darlığından şikayet ediyoruz. Bütün bunlar sektörün dinamikleridir ve bu nedenle sorunları da vardır” dedi.
ÜNİVERSİTE HASTANELERİNE YASAL ELEŞTİRİ
Sağlık sektörünün üç sac ayağı olarak üniversite hastaneleri, özel sektör ve kamuyu gösteren Bakan Müezzinoğlu, üniversite hastanelerinin bir yasal düzenlemesi olmamasını eleştirdi ve ‘Yasal düzenleme yapalım’ dediklerinde ‘Sağlık Bakanlığı bize müdahale mi ediyor’ diye karşı çıkıldığını söyledi.
Sağlıkta Uygulama Tebliği’nin artırılması, iki katına çıkarılmasının sorunu çözmeyeceğini kaydeden Bakan Müezzinoğlu, “Bu ülkede 20 bin uzman hekim açığı, 10 bin pratisyen hekim açığı dururken, teknoloji dinamikleri planlı düzenlenemiyorsa bütçenin artırılması sorunları çözer mi” diyerek, değerlendirmelerin 360 derece bakış açısıyla yapılması gerektiğini söyledi.
SEZARYEN ÖRNEKLİ ELEŞTİRİ
Bakan Müezzinoğlu, Türkiye’nin çok güçlü bir sağlık tüketicisi olduğunu ve dünyanın teknoloji ilacı üretip Türkiye’ye sattığını dile getirdi. Müezzinoğlu, “Bir hekim arkadaşımızı ‘Aaa ne güzel ya 400 tane doğum yapmış 350’si de sezaryen, helal olsun’ diye alkışlayalım mı? ‘Sezaryene daha çok para verelim mi’ diyeceğiz? Yoksa ‘Arkadaş dur ya ne oluyor, 400 tane doğumun 350’si sezaryen. Hangi bilimsel veri, hangi akreditasyon, hangi kalite standardı’, bunu tartışmıyor, değerlendirmiyorsak, yalnız hizmeti ve gündelik memnuniyeti merkeze alan bir anlayışla sağlıklı bir noktaya gidebilir miyiz?” diye konuştu.
Bu nedenle önümüzdeki sürecin farklı dinamiklerin de devreye sokulacağı bir süreç olacağını aktaran Bakan Müezzinoğlu, “O hizmeti sunacağız ve kalitesini akredite edeceğiz. Akreditasyon Sağlık Bakanlığı’nın olmamalı. Güven duyulan, kendisini yenileyen, dünyayla kendisini entegre eden ve sağlık hizmeti sunan tüm yapıları akredite eden bir yapısal kurumu kurmamız lazım. Bu nedenle Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı kurduk ve önümüzdeki 1 ay içinde biyoteknoloji enstitüsüyle, kanser enstitüsüyle, akreditasyon enstitüsüyle bağlı kuruluş değil, ilgili kuruluş şeklinde yapılar inşallah yıl sonuna kadar yol haritasını belirleyecek” dedi.
dha