Milli kimliğe doğru koşuyoruz..!
Milli kimliğe doğru koşuyoruz..!
Türkiye, Cumhur İttifakı ile birlikte; yürümüyor, koşuyor…
Emekleme gayretlerini bırakıp, doğrudan koşu evresine geçebilmiştir ülkemiz…
Bu gerçek, resmin büyüğünü oluşturmaktadır.
Kırk, elli yıl öncesinin partici replikleri, siyasetçi söylemleri ve kahve dırdırlarıyla ülke realitesini okuyanlar, oldukça yavan kaldıklarını ne zaman fehmedecekler acaba?
Türkiye, ardından yetişilmesi zor bir milli kimliğe dönüşüyor…
Cumhuriyetin üçüncü evresi, olabildiğince bereketi ve parlak istikbali müjdeliyor…
Biliyorum; bazıları özlü söz zannederek bilgiçlik yapıp, “ayrıntı” kavramına ilişkin vecizeler(!) üretecekler ama, ayrıntı sayılacak nakisalara takılıp kalanlar, aynı zamanda hımbıl bir karaktere de takılıp, kalacaklardır…
Siyasi alan bundan sonra Türk çağının yeni paradigmalarıyla yeni bir düzen ve anlayışla dizayn edilecek…
Anket soytarılarının ters köşelere savrulduğu bu yeni dönemin ilk sonuçlarını da 2023’de yaşayacak güzel ülkemiz…
O gün takdirlere sunulacak sandık, bu günkü şirret ve nadan muhalefet anlayışını toprağın altına tevdi edecektir diye düşünürüz…
Yaşanıp, görülecektir…
*
Maliyet hesaplama ihtisas konusudur.
Maliyetçi olmaya diploma da kifayet etmez…
Keşfettiğimiz doğalgaz rezervi için boş boğazlar maliyet hesabına girdiler ya!
O maliyetin hesabı için öncelikle veriler oluşturulacak daha…
Bunlarınki boşluğa yönelmiş ukalalık…
Farzedelim ki çok yüksek bir maliyetle gaz istihsal ettik…
Yine de cari açıktan çıkarttığımız gazın ithal bedeli kadarını düşürmüş olacağız.
Bir de enerji güvenliğimiz tahkim edilmiş olacak…
Ama bunlarda onu algılayacak, muhakeme edecek zeka yok…
*
Evet, düşünün bakalım…
Venezüella’dan niye peynir ithal edeceğiz?
Ülkemizde peynir karaborsası yok…
Birilerini zengin etme niyeti olsa daha elverişli ülkeler var…
Niye acaba?
İlaçsızlık ve imkansızlıktan ölen bir ülkenin çocuklarına uzanan şefkat eli olabilir mi, dış ticaret örtüsüyle?
Merhametsizleri Allah sevmez…
Venezüella’nın bize sempatisini ve bizden başka dostları olmadığını ne çabuk unuttuk?
Mecbur muyuz, politikanın kokuşmuş bağnazlığıyla her şeye karşıt tavır geliştirmeye?
Halil Kaya
Konya