MHP’den “IRKÇI” İthamlarına Cevap
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, son günlerde MHP’ye yönelik gerçekletirilen “ırkçı” ithamlarına cevap verdiAKP hükümetinin ayrıştırma ve parçalama politikalarının bir safhası olan bölücübaşı ile müzakere sürecinin başlamasının ardından, eskiden TV ekranlarına çıkıp, tek bir bölücü cümle kuramayan çakma türkücüler, son günlerde aldıkları hükümet desteğiyle karşılarındaki tek ve yıkılmaz son kale olan MHP’ye yönelik çirkin saldırılara başladılar.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, güdümlü bölücülere hak ettikleri üslupla cevap verdi:
AKP hükümeti uzunca bir süredir devam ettirdiği; kimi zaman gizli, kimi zaman ise açıktan sürdürdüğü “Yıkım Projesi”nde yeni bir adım atmaya hazırlanmaktadır. Bazı basın yayın kuruluşlarında ifade edilen şekliyle merdiven projesi olarak adlandırılan ve Habur, Oslo süreçlerinin bir devamı niteliğindeki bu yıkım projesi ile aşılan her basamakta ülkemiz bölünmeye, milletimiz ayrışmaya adım adım yaklaştırılmaktadır.
Ülkenin hazır kıta ihanet şebekeleri, şer odakları kendilerinden beklentileri boşa çıkarmayarak, bu süreçte rol almak üzere harekete geçmekte hiç zaman kaybetmediler. El etek öpmeyi alışkanlık hâline getirmiş sözde kanaat önderleri, eski tüfek komünistler, sahip oldukları gazetelerde “Türkiye Türklerindir” ibaresi bulunan bazı medya patronları, sözde entelektüeller, zihniyeti bozuk şarkıcılar-oyuncular, sicili bozuk siyasetçiler hep birlikte şer cephesinin çatısı altında toplandılar.
Bu şer cephesinin aktörleri; sahip oldukları siyasî, ekonomik güçlerini ve medyadaki hâkimiyetlerini kullanmak suretiyle; başlattıkları bu aşağılık projeye karşı Türk’ün milli çıkarını, onurunu korumayı görev bilen, hainlere karşı sözünü, sesini yükselten MHP’yi mümkünse yıkım projesine koltuk değneği yapmak, değilse bir psikolojik operasyonla saf dışı bırakmak için topyekûn bir kampanya başlatmışlardır. Gayri milli mihraklar adeta bir yerlerden talimat almışçasına Milliyetçi Hareket’e rol biçmeye, görev vermeye, yol göstermeye izansızca gayret göstermektedirler.
Bölücübaşı Öcalan’ı ev hapsine, bölücü örgüt mensuplarını bir ülkeye tatile gönderme hesaplarının yapıldığı şu günlerde şehit ailelerinin acısı dahi istismar edilmekte, sözde bir kısım şehit yakınları çıkıp süreci desteklediklerini ifade etmektedir. MHP ile ilgili açıklama yapan bölünme heveslisi türkücü ile aynı düzlemde bulunan, benzer açıklamalar yapan, bu suretle şehitlerimizin kemiklerini sızlatan bir şehit yakınını kabul, şüphesiz mümkün değildir.
Mezkûr şarkıcı, Türk milliyetçiliğini insanî olmamakla eleştirirken zihniyetini ve cehaletini tekrar ortaya koymuş olmaktadır. Türk yalnızca bir ırkın değil, bir medeniyetin adıdır. “MHP artık Türkçülükten vazgeçsin” diyen Türk’ün, Türkçülüğün ne olduğundan habersiz cahil ırkçı sersemler korosunun solistlerinden olan bu zâta, şanlı Türk tarihini, Türk milliyetçiliği fikir ve felsefesini, Ziya Gökalp’i, Mümtaz Turhan’ı, Erol Güngör’ü okumasını salık veriyoruz. Bunların ırkçılıkla malul insanlığı da Türk insanını, insandan saymamakta; o yüzden şehitlerimize bu kadar duyarsız, acılarımıza ancak seyircidirler. Kendisi en bariz şekliyle ırkçılık yaparken Türk milliyetçilerini ırkçılıkla suçlamak en hafif tabirle densizlik, hadsizliktir.
Oysa MHP, Türk milletinin kardeşliği ilkesi altında bu topraklarda yaşayan her vatandaşımızı kendinden bilmiş, her birini Cenab-ı Hakk’ın mukaddes bir emaneti kabul etmiş, acısını sahiplenmiş, derdi ile kederlenmiştir.
Bununla birlikte Başbakan emretse araba camı yıkayacağını, ayakkabı boyayacağını dahi ifade etmekten ar etmeyen yetkili makam işgalcisi zat, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i bile bu ihanet projesine ortak etme çabasına girmiştir. Bu sayın yetkiliye bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; bu kalleşçe tavır, haysiyetten, şereften zerre pay alamamış bu tür girişimler, milletimizden hak ettiği cevabı bir gün elbette alacaktır.
Şehitlerimiz boşa mücadele etmemiştir, analarımız boş yere evlatlarını kaybetmemiştir.
Müzakere, Türk Dil Kurumu sözlüğünde ”Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma” olarak tanımlanmıştır. Teröristlerle, hainlerle hangi konu hakkında fikir alışverişi yapılabilir?
Yapılacak müzakere şehit anneleriyle, alınacak fikir ve akıl şehit annelerinden olacaktır. Başka her yol aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktan öteye gitmekle kalmayacak, ülkemizin bölünmesi yönünde atılmış birer adıma dönüşecektir.
Okyanus ötesinde yazılan senaryolar; bölünmemizi, ayrılmamızı buyurdular diye, buna rıza mı göstereceğiz? Türkiye Cumhuriyeti, sınırları cetvelle değil kanla çizilen bir devlettir. Herkes aklını başına alsın, bu devleti, bu milleti bedeli ne olursa olsun böldürmeyeceğiz.
Türkiye’nin bölünmesi, Türk milletinin ayrışması için tüm senaryolar sahnelenirken Milliyetçi Hareket bunlara seyirci kalacak değildir. Ülkeyi yakan zihniyet bizi yangına benzin dökmekle suçluyor.
Memleketi ateşe atan bu Nemrut’lara karşı sadece karınca gibi su taşımayacağız, gerekirse bu yangını göğsümüzle söndüreceğiz.
Milliyetçi Hareket, Türk milletinin yanındadır, yalnızca Milliyetçi-Ülkücü Hareket “Türk milleti sensiz asla” diyerek sağlam ve ödün vermeyen bir tavır göstermektedir. Milliyetçi Hareket’e akıl verme küstahlığını gösterenler de şunu iyi bilsinler ki; Milliyetçi Hareket bir yerden akıl alacaksa o yer sadece ve sadece yüce Türk milletidir. Üç bin yıllık devlet geleneği mirasına sahip çıkan, iki bin yıldır her halükârda organize bulunan Türk milliyetçiliğini kendine temel düstur edinen partimiz engin tecrübesi ve sınanmış kadrolarıyla Türk milletini bölmek isteyenlerden millet ve milliyetçilik konusunda akıl alacak değildir. Bunlara vereceği çokça ders vardır.
Bugünün siyasî hayatında üslupsuzluğu üslup hâline getirmeye çalışanlar, MHP’nin bu milletin özü olduğunu unutmadan hareket etmelidirler.
“Ülkeyi bölünmeye götürmenin dayanılmaz hafifliğini” yaşayan AKP yöneticilerinin milli birlik ve milli kimlik konularındaki bozuk zihniyetleri, Türkiye’nin birliği ve güvenliği noktasında en büyük risk ve tehlike hâline gelmiştir. PKK ile sadece dil ve zihniyet değil gönül birlikteliği de ortaya çıkan AKP, artık bu milletin süratle kurtulması gereken bir hastalık gibidir.
“40 katır mı, 40 satır mı?” denilerek millet bir tercihe zorlanmaktadır. AKP olmazı zorlamakta, çözüm adını verdikleri yıkım projesi bir siyaset mühendisliği icra edilmek suretiyle milletimize dayatılmaktadır.
Bu işin çözümü bellidir, çözüm terörle müzakere değil mücadeledir.
Adeta Türk’ün sabrını test etme niteliğindeki bu girişimlere milletimizin demokratik haklar çerçevesinde medenileşmesi mantığıyla yaklaşmak akıl fukaralığından başka bir şey değildir. Türk milleti gayet medenidir ve demokratiktir. Medeni ve demokratik olmayan ise AKP zihniyetidir. Kendi yandaşı olmayanlara nefes alma hakkı tanımayan bir demokrasi anlayışını ve açlık sınırının altında bir medeniyet tasavvurunu, dünya AKP iktidarı ile görmüştür.
Son olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devletini bölme özgürlüğü diye bir özgürlükten söz edilemez.