MERAL AKŞENERE ÇANAK DIŞI SORULAR
Defalarca uyarmıştık ve yine tekrarlıyoruz.
Medya asla ve katiyetle insanları gelişmelerden haberdar etmek amacıyla işlev gören kurumsal yapılar bileşkesi değildir artık.
Medya mensubu olarak kendilerini prezante eden gazetecilerin çoğu, toplum üzerinde algı oluşturmak amacıyla patronlarının direktiflerini yerine getirmekle görevlendirilmiş etki ajanlarıdır.
Beyin kontrolü ile kitleleri yönlendirme amacına hizmet etmektedir.
Gerçekleri değil, duyurulması istenenleri aktarırlar.
Toplumların değil, oligarkların hizmetindedirler.
Çeklerine imza atanların esirleridirler…
CNN Türk’e çıkan Meral Akşener’e program sunucusu Didem Arslan soruyor. Oktay Vural ile ilişkileriniz nasıl diyor. Çanak soru olduğu apaçık belli. Program öncesinde Meral Akşener tarafından hazırlanıp, sorulmasını istediği sorular olduğu, bakmak ile görmek arasındaki farkı idrak edebilenler için gayet net.
Eğer ki gelişmeleri aktarmak amacı ile çalışan bir medya mensubu olsa idi Didem Arslan, Ruhsar Demirel ile ilişkileriniz nasil derdi…
Onunla da ailece görüşüyor musunuz, sizi evinizde ziyaret ediyor mu, ona da birlikte çalışmayı teklif ettiniz mi, ne cevap verdi, derdi…
MHP’de Genel Başkan olamayacağınız belli oldu. Şimdi bir başka parti kurup da siyasete o parti çatısı altında devam edecek misiniz sorusu toplum içinde en çok merak edilen konu, niçin bu konuya değinmekten ısrarla kaçınıyorsunuz, derdi…
Hangi partinin Genel Başkanı eski emniyetçi sizi partisine davet edip, birlikte çalışma isteminde bulundu, derdi…
Isparta’daki Süleyman Demirel Üniversitesi’nde akademisyen provokatör yetiştirmekle görevlendirilmiş cemaat kadrolarının ofislerine devlet güvenlik güçleri tarafından bulunulan baskında ele geçirilen belgelerde, sizin hakkınızda direktifleri ele geçirilen Fetullah Gülen’in açıklamaları konusunda ne söylemek isterdiniz, derdi…
Parlamenter sistemle yönetilen tüm ülkelerde, seçim kampanyalarında maddi destekte bulunan kurumlar açıklanmak zorundadır, siz niçin ısrarla gizlemeye çalışıyorsunuz, derdi…
Derdi oğlu derdi…
Belki de son deyişleri olurdu o kanalda ama toplumu bilgilendirmek uğruna işini kaybetmiş bir medya mensubu olarak anılırdı.
Belli de bunu göze almak istememiş Didem Arslan…
Sergilenen oyundaki rolüne razı olmuş.
Siz oyun kurucu olduğunuz sürece, biz de oyunbozan olmaya devam edeceğiz. Sizin görevinizi yapıp, toplumu bilgilendireceğiz.
Maskelerinizi indirip, gerçek yüzünüzü deşifre edeceğiz.
Nasıl ki siz medya mensupları düşük profilli, düşük randımanla çalışan beyinleri kontrol etmek gibisinden bir misyon üstlendi iseniz, bizler de ezberci beyinleri, düşünen beyinlere dönüştürme misyonu üstlendik ve bu savaşı kaybetmekte olan taraf sizlersiniz.
O nedenledir ki, kendisini sarayına kitlemiş diktatörlerin, çığırtkanları ile duyurmaya çalıştıkları fermanlarından öte bir anlam ifade etmemektedir, aktardığınız sunumlar, şişirme haber içerikli sözüm ona haberler…
Bilmem farkında mısınız?..
Toplumdaki tüm güvenirliğinizi yitirmiş durumdasınız artık sayın medya temsilcisi, sahibinin sesi medya kalemşörleri…
Gol zannettiğiniz haberlerinizle yaptığınız vuruşlar taca çıkarken, kalenizdeki golleri hesap edebilmek için on iki haneli hesap makinesi edinmeniz gerektiğini siz de biliyorsunuz ama bilinsin istemiyorsunuz.
Bildirmek, o nedenle bize farz oldu şimdi…
Gusan Yedic