KIZIŞTIRMA SİYASETİ VE İHANET – MAKAM MEVKİ VATAN MİLLET
KIZIŞTIRMA SİYASETİ VE İHANET – MAKAM MEVKİ VATAN MİLLET
Memleketim ateş çemberinden geçerken kimileri MAKAM MEVKİ PEŞİNDE KİMİLERİ İSE VATAN MİLLET derdinde KİMİLERİ DE MİLLET GÖZÜNDEN DÜŞTÜKÇE ORTALIĞI KIZIŞTIRMANIN peşinde…
Hep yazıyorum hep de söylüyorum boynunda tasma izi bulunanlar ikbal derdinde tasma sahipleri ne emir verirse çıkarları ve için ve fırça yememek için o emri eksiksiz yerine getirmek için tüm oyunları oynuyor her kabın şekline giriyor ve hatta ORTALIĞI KIZIŞTIRMAK İÇİN her iftiraya ve başvurabiliyor. Ve hatta öyle ki canını bile ortaya koyup birileri fiziki bir hareket yapsa da bende mağduru oynasam dercesine hareket ve söylemlerde bulunuyor.
Tabi bu ülkede o kadar çok sahte kahramanlar ve mağdurlar parlatılarak bu ülkeyi yönetti ve yönetmeye talip oldu ki… Maalesef Türk siyasi tarihinin tozlu raflarında ve hatta tozlanmaya raflarında yerini aldı….
Ülkenin binlerce sorunu varken ve bu sorunlara çözüm arayışları için kafa patlatılırken birileri daha meclis açılır açılmaz ülkenin sorunlarına eğilmek yerine kişilere hakaret ederek cevap hakkı doğuruyor ve verilen cevapları hazmedemeyerek hakaretin boyutunu yükseltip bir de adres veriyor sonrada kocası arkada kendisi önde kapıdan kışkırtmanın boyutu artırıyor…. Sadece sloğan atan gençliğe işi şova çeviriyor “Adamsa kendisi gelsin” diyor . Ama yakın tarihde Hanfendi için söylenen kasetleri var dendiğinde kendi oğlu ve kocası mı tepki koymuştu bunu unutuyor yine bozkurtlar yine Türk dünyasının Başbuğu Devlet Bahçelinin evlatları meydana çıkmış gereken tepki yi koymuştu. Bugün olduğu gibi o günden Başkutun evlatları tepki vermişti o zaman neden onların anaları babaları başka demediniz?
Bu olayı fazla açmaya gerek yok gündem dışı kalınca milli olanı karalamaktan başka bir şey değil bu…
Konu vatana millet, biz ülkenin bu buhranlı döneminde Vatan’ın bekası Milletin huzuru için ne yaparız ona bakmalıyız.
Evet Türk milleti öyle bir millet ki genleri itibari ile doğduklarında savaşçı ruhla doğarlar vatan ve Allah sevgisi ile büyürler, vatan ve Allah yolunda her çileye göğüs gererler….
Savaş sa savaşır arkalarına bakmaz dönmeyi bile düşünmezler, çünkü inanırlar ki Allah var ve Allah için özgürlük yolunda Vatan için ölenler vuslata kavuşur ve en şerefli makama ŞEHİTLİĞE ulaşırlar.
ASLA GERİ DÖNMEYİ DÜŞÜNMEZLER. Bu yüzden TÜRK MİLLETİ DÜNYANIN SAVAŞMAK İSTEMEDİĞİ VE ALLAHIN SEVDİKLERİ ARASINDAKİ MİLLETLERDEN BANA GÖRE EN KIYMETLİSİDİR.
TÜRK MİLLETİ İÇİN ŞEHADETE GİDEN YOLDA ÇİLE İSE ÇİLE GAMSA GAM HASRETSE HASRET KATLANIR SIKINTI YOK.
Allahın habibi yüce efendimizin hadislerinde devlet yönetenlere söylediği sözler vardır.
Kaynaklara göre şöyle bir baktım…
“Verdiği hükümlerde, ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar. “
Müslim, İmâre 18. Ayrıca bk. Nesâî, Âdâbü’l-kudât 1
Ve “Peygamberimiz devlet malı yiyenlerin cenaze namazını kıldırmadı.
Hz.peygamberimizin ’beyt-ül mal’ dan yani devlet malından yiyenlerin, aşıranların cenaze namazını kılmadığı bilinmektedir.
“Cennetlikler üç gruptur.
Bunlar:
Âdil ve başarılı devlet başkanı,
Yakınlarına ve müslümanlara karşı merhametli ve yufka yürekli olan kişi,
Ailesi kalabalık olduğu halde haram kazançtan sakınıp kimseden bir şey istemeyen adamdır. “
Müslim, Cennet 63
Efendimiz ve haliflerin hayatında şatafat, yolsuzluk, hırsızlık,haksızlık yoktur….
“Allah’ın elçisi bir günde iki öğün yemedi.”
“Hz. Ebubekir geçinmek için Yahudi bir kadının keçilerini sağardı.”
“Rüşveti alan da veren de cehennemdedir.”
“Annenin evinde otursaydın bu mallar sana hediye edilir miydi?”
Süleymoğulları kabîlesine zekat tahsildarı (âmil) olarak gönderilen İbn Lutbiyye, vazifesini bitirip Medine’ye döndüğünde hesabını Resulullah’a verirken şöyle der: “Ey Allah’ın Resulü! Şu sizin zekât mallarınız, bunlar da bana verilen hediyelerdir.” Hz. Peygamber (sas) hayretle sorar: “Tuhaf şey! Sen doğru adamsan söyle bakalım, ananın babanın evinde otursaydın bu mallar sana hediye edilir miydi?
“Devlet malından bir hırka çalan cennete gidemez”
“Ey kızım yoksulların ve yetimlerin durumu daha kötü”
El değirmeniyle buğday öğütmekten, kuyudan su çekerek taşımaktan elleri nasırlaşan, halsiz düşen sevgili kızı Hz. Fatıma devlet hazinesinden istekte bulundu. Hz. Muhammed “Kızım! Yoksulların ve yetimlerin durumu daha kötü, onların senden daha fazla hakkı var” diyerek bu talebi uygun bulmadı.
“Kızım Fatima da çalsa elini keserdim.”
Efendimiz: “Ey insanlar! Geçmiş milletlerin ne yüzden yollarını sapıttığını biliyor musunuz? Onlar içlerinden itibarlı ve zengin olanlar birşey çalsa onu bırakırlar, zayıf biri bir şey çalarsa onu cezalandırırlardı. Allah’a yemin ederim ki, böylesine adi bir işi Mahzum kabilesinin Fatıma’sı değil de kızım Fatıma yapmış olsa idi, muhakkak onun da elini keserdim.”
“Çaresiz kimselere zulmedenlere Allah’ın gazabı daha şiddetlidir.”
Hz. Muhammed şöyle buyuruyor: “Allah’dan başka yardımcı bulamayan çaresiz kimselere zulüm edenlere karşı Allah’ın gazabı daha şiddetlidir.”
Bir başka hadis ise şöyle: “Mazlumun bedduasından sakınınız. Çünkü onun bedduası bulutların üzerine çıkarak Allah’ın huzuruna varır. (Bedduasını dinleyen) Hz. Allah söyle der: “İzzet ve azametim üzerine yemin ederim ki, geç de olsa sana yardım ederim.”
Örnekleri çoğaltabilirim biraz araştırıldığında islam’ın ve bakış açısı özellikle Devlet yönetenlerin nasıl bir tavır sergilemesi gerektiğini Efendimizin ve halifelerimizin hayatlarında net olarak görülmektedir.
Evet şimdi ülkemi yöneten devlet büyükleri hal böyle iken hiç mi öbür tarafı düşünmez ve mazlumların bedduasından korkmazsınız. Günün ikballeri ile hareket eder bunca sıkıntıya göğüs geren milleti rahatlatmak yerine kendi yaşam şartlarınızdan ödün vermeden hep TÜRK MİLLETİNDEN fedakarlık istersiniz.
Verilen hakları geri alıp haksızlık yapıyorsunuz… Zam üstüne zam gelirken kendi kemerlerinizi sıkmıyorsunuz.
UNUTMA! Hazret-i Mûsâ’nın dediklerine itaat eden ve güzel bir kul olma yolunda olan Kârûn, şeytanın oyunu ile nasıl Hazret-i Mûsâ ve Allah’a (cc) karşı isyan edip zalimleşti?
PEKİ sonu ne olmuştu?
Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:
“Kârûn, Mûsâ’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazîneler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü-kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: «–Şımarma! Bil ki Allâh, şımarıkları sevmez!»” (el-Kasas, 76)
Allah iyi demez bu kadar zenginliği siz yapmadınız siz kazanmadınız MAZLUM YETİM HAKKI VAR EĞER BU MİLLETİN cefasını çilesini ve sabrını görmez iseniz VERDİĞİ GİBİ ALMASINIDA BİLİR.
BİR KARUN OLMAYIN DERİM.
ADALET YUKARDAN BAŞLAR AŞAĞIYA NUFUZ EDER…
MİLLET OLMADAN DEVLET DEVLET OLMADAN MİLLET OLMAZ. UNUTMAYIN ASİL BİZİZ SİZ VEKİLSİNİZ. YETER ARTIK…
KARACA HASAN