KILIÇDAROĞLU: SIYASETÇI HER ELEŞTIRIYI DIKKATLICE DINLEMEK ZORUNDADIR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Kılıçdaroğlu, “10 Mayıs Danıştay’ın kuruluş yıldönümü töreni sırasında gittiğimde ön sırada oturan devlet ricali vardı ben de onlara merhaba dedim tokalaştık hafif öne eğildi ama ayağa kalkmadı o ona bağlıdır onun saygısını gösterir bir şey diyemem. Genelkurmay Başkanı da geldi baktım esas duruşa geçmiş başını eğiyor. İnsan kendi egosuna teslim olursa böyle manzarlar çıkar. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama herkes saygılı olmalıdır” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Ekonomi iyi durumda değil önce bunu bir görelim. Geçen hafta bu konuda çok somut rakamlar vermiştim. O rakamları tekrar sunacağım kredi kartı borcu alan vatandaşımızın sayısı 847 bin, ekonomi çok iyi durumumuz çok iyi her şey parlak diyen 3 milyon 81 bin kişi var demek ki bir sorunumuz var. 2003 yılında borç miktarı, 13 milyar lira. Vatandaş borç batağında, hali perişan hiç iyi değil. Fatura hep Ayşe hanıma çıkıyor çünkü onun tükettiği mal pahalılaşmış durumda. İkinci emekliye çıkıyor çünkü zam 3.3 oranında. emekli kardeşim senin bütün sorunlarına sahip çıkan kişiyim. Sana yüzde 3 zam verdiler enflasyon %5. Bu iktidar senden yana mı bu iktidar senden yanaysa git oyunu ver” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Günümüzde devlet adamı kavramı var bu kavramı çok iyi bilmeliyiz. Devlet adamı kimdir devleti yöneten kişi olmalıdır. Dürüst olmalıdır devlet adamı paraları sıfırlayın dememelidir, öfkeyle kinle hareket etmemelidir bütün yurttaşları kucaklamalıdır. Acaba bu ülkeyi yönetenlerin devlet adamı kimliği var mı? Devleti 700 yıl önce kuran Osman bey neleri miras bırakmış? Bir kaç metre bez, at için zırh takımı, bir tuzluk, bir kaşıklık, bir çizme, bir kaç sancak, bir sade kılıç, bir mızrah ve bir kaç da koyun… Şeyh Edebali Osman’a ey oğul, beysin bundan sonra öfke bize uysallık sana, acizlik bize hoşgörmek sana, geçimsizlikler bize adalet sana kötü göz şom ağız haksız yorum bie bağışlamak sana…’ diye öğütlemiştir. Kin ve öfkeyle devletin yönetilemeyeceğini dünya göstermiştir. Şimdi biz Şeyh Edebali’nin öğütlerini okuyoruz. Keşke herkes ondan gerekli dersleri alınabilmiş olsaydı keşke devleti yönetenler akılla mantıkla devleti yönetebliseydi oz aman bunlar yaşanmazdı. 21. yüzyılda mutlak güç diye bir kavram yoktur artık, güçler ayrılığı ilkesi vardır. Yasama, yürütme yargı bunun üzerine inşa edilmiştir. Dördüncü güç medya vardır. Akılla yönetilmeyen toplumlar ağır bedeller ödemişlerdir. Biz 21.yüzyılın Trükiye’sinde ağır bedeller ödemek istemiyoruz birinci sınır demokrasi istiyoruz. Bu ülkenin insanı birinci sınıf demokrasi istiyor ve ona layıktır” dedi.
“Siyasetçi her eleştiriyi dikkatlice dinlemek zorundadır” diyen Kılıçdaroğlu, “Biz akıllıca davranacağız eleştiriyi dikkatlice dinleyeceğiz. Eğer siz öfkeyle kalıp öfkeyle hareket ederseniz bütün toplumu ateşe etmiş olursunuz. Biz milletvekili dokunulmazlığına hep karşı çıktık. Kürsü dokunulmazlığına iktidar gerekli özeni gösteriyor mu? Sayın Kamer Genç meclis kürsüsünde konuşurken onlardan birisi geldi bir omuz darbesiyle sesini kesmeye çalıştı. Bunun adı demokrasi değil arkadaşlar. Sözden korkulur mu düşünceden korkuyorlar. Kürsüde yapılan her konuşma saygıdeğer bir konuşmadır. Biz neden medya özgürlüğünü savunuyoruz temel amacı bu. Biz şimdi düşüncesini açıklayana tahammül edemiyoruz. ‘sen konuşamazsın’ diyoruz. Kim söylüyor bunu? Devleti yöneten bir diktatör bozuntusu söylüyor. Bunu asla kabul edemeyiz. Bizi destekler desteklemez her düşünceye bizim saygımız var” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, “10 Mayıs Danıştay’ın kuruluş yıldönümü töreni sırasında gittiğimde ön sırada oturan devlet ricali vardı ben de onlara merhaba dedim tokalaştık hafif öne eğildi ama ayağa kalkmadı o ona bağlıdır onun saygısını gösterir bir şey diyemem. Genelkurmay Başkanı da geldi baktım esas duruşa geçmiş başını eğiyor. İnsan kendi egosuna teslim olursa böyle manzarlar çıkar. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama herkes saygılı olmalıdır. Egosu bu kadar şişkin kişi nasıl topluma saygılı olacak? Kürsüye Danıştay başkanı çıktı ardından Metin Feyzioğlu çıktı o da bir konuşma yaptı. Konuşmanın sonlarına doğru baktım birisi duramıyor koltuğunda sonra birden yanındakilerle konumaya başladı, sonra ayapa kaakltı kürsüdeki hatipe edepsizlik yapma diye bağırdı. Ne demiştik Şeyh Edebali’nin öğüdünü okumuştuk değil mi?” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Anayasa Mahkemesi Başkanı hukukun üstünlüğüne atıfta bulunursa demek ki bir sorunumuz var. Ama o buna tahammül edemiyor. Vesayetten söz ediyor bunlar diyor atamayla gelenler diyor. Feyzioğlu’nun Barolar Birliği Başkanlığı’na seçilmesi milletvekillerinin seçilmesinden daha demokratiktir. Kim seçiyor milletvekilllerini bu diktatör bozuntusu seçiyor. Darbe hukukunun arkasına saklanıyor. Çünkü o da darbeci. Diktatör diyorum ama kusura bakma sen diktatör değil diktatör bozuntususun. Bir baro düşünün İstanbul Barosu Avrupa’nın en büyük barosu. Yöneticilerini yargılamaya çalıştı. Kusura bakma CHP olduğu sürece senin gerçeklerin gerçekleşmeyecek. Gzzetecileri hapse attılar, ‘sizin boynunuzdaki tasmaları ben çıkardım’ dedi. Ve yetinmediler havuz medyası oluşturdular. Asıl bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Fezlekeler görüşülürken TBMM’de fiili yasak uyguladırlar neden korkuyorsunuz, neden çekiniyorsunuz? Esad’a kardeşim dedi beraber tail yaptılar bir baktık hançerle ardından vuruyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Anayasa Mahkemesine gayrimilli diyeceksin, işadmalarına vatan haini diyeceksin, çiftçiye al ananı da al git diyeceksin gazeteciye boynundaki tasmaları çıkardık diyeceksin sonra da bu ülkede darbe aypılıyor diyeceksin. Menderes kim sen kim? Menderin tırnağı olamazsın sen? Menderes’in adını ağzına alamazsın. Menderes oğlunu arayıp paralrı sıfırla demedi. Sen kendini Menderes’le kıyaslayamazsın. 17 Arlaık’ta darbe diyor Allah aşkına neyin darbesi? Bu diktatör bozuntusuna souyorum 700 bin dolarlık saati senin bakının koluna darbeciler mi taktı? Senin oğluna 9.999.990 doları Suudi darbeciler mi gönderdi? Bir kamu bankasının genel müdürünün evine milyon dolarları darbeciler mi yerleştirdi? Senin bakanlarını Umre’ye darbeciler mi götürdü? Bunlara cevap verir mi veremez bunlara gelince tık yok neden. Çünkü kendisi bu işin başındaki kişi. Bunları sonuna kadar takip edeceğiz hiç kimse endişe etmesin. Senin bakanın Zafer Çağlayan’ın rüşvet aldığını darbeciler mi iddia ediyorlar? Muammer Güler’in Egemen Bağış’ın rüşvet aldığını darbeciler mi iddia ediyorlar? Her kuruşun hesanını soracağıoz hiç endişemiz yok. Darbe paranoyasının ardına saklanmasın. Senin oğlunun bakanlarının yatak odalarında o kasaların ne işi var. Bunların hesabını vereceksin. Bizim umudumuz halktır, halka güveniyoruz. Halkın vicdanına, dürüst insanların vicdanına sesleniyoruz” dedi.