İşte ben o gün Ülkücü oldum…
Sene 1975,
Devlet Parasız Yatılı sınavını kazanmışım… Okula gittim, ilk gün…
Daha ortada kavga, dava, teşkilat filan yok..
Evden Besmeleli çıkmışız sadece…
Biraz da tıfılım, kimseyi tanımıyorum.
Akşam yemeği yiyeceğiz. Yemek sırasına girdik, çelik tepsilerle yemeğimizi aldık. 15-20 kişilik masalara oturduk.
Ekmeğin ucunu kırdım, Bismillah, daha ilk lokmayı yiyeceğim.
Baktım karşı masada değişik bir grup…
Saç sakal, tipler bir garip…
Okulun çift dikişli abileri, ama “amca” desen yeridir öyle yani…
Gürültülü yiyorlar biraz…
Masanın ortasındaki ekmek tepecikleri garibime gitti…
Adam devletin bedava verdiği yemeği tepiştire tepiştire yiyor, ekmeklerin içini de ağzını silip masanın ortasına yığıyor.
Neymiş efendim, “ekmeğin içi hamur oluyor”muş!..
Dedim “bunlar komünist!..”
Aynı manzarayı hayretle izleyen bizim masadaki Anadolu çocuklarıyla göz göze geldik.
İri yarı Kamanlılardan biri dişlerini sıkıp, “cık cık cık” bile yaptı hatta…
Ama Allah rızası için bile olsa, daha fazla risk alamazdık.
Öğretmen Lisesi teşkilatının temelleri işte o gün tek kelime konuşmadan, göz temasıyla, o masada atıldı.
Ve işte ben o gün Ülkücü oldum…
Sonradan mevzuya uyandık tabii.
Adamlar bilinçli bir şekilde “bizi ekmek filan çarpmaz!” eğitimi alıyorlarmış!..
Usul usul mukaddesata vuruyorlarmış yani…
Allah’tan Kitap’tan kopuyorlarmış… (Allah da iki ay içinde hepsini okuldan kopardı.)
Türkiye’de asker vurmalar böyle başladı.
Önce devletin ekmeğine, sonra okulun 5 milimlik camlarına, hocaların kilitli dolaplarına, okulun duvarlarındaki Fatih’e, Yavuz Sultan Selim’e ve Küregen Timur Han’a, sonra memleketin okumaya gelmiş evlatlarına, kızıl işgale boyun eğmeyen Ülkücülerine vurmaya başladılar.
12 Eylül’de biz aradan çekilince de Mehmetçiğe…
Ülkücüleri bugüne kadar hep komünistler anlattı…
Öyle ki bu karikatüre bazı Ülkücüler bile inandı.
Dostların bize kılıç kaldırması bundandır.
Yoksa, bütün dünyanın malumudur.
Melekût alemi de farkındadır..
Ülkücüye gider yapan çarpılır.
Saygıyla…
29 Temmuz 2022
Şükrü Alnıaçık