Dolar 34,4932
Euro 36,2587
Altın 2.962,01
BİST 9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 19°C
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 10°C

İsa Çavuş…

06/09/2022 20:05
A+
A-

İsa Çavuş Başbuğ adına kimi niçin tutuklamaya kalkar…?

Tarihi vesika güncelliği ve önemi bakımından bir kez daha paylaşıyorum

Kimi, niçin tutuklar yazının tamamını okuyunca anlarsınız
Amerika’nın ‘’bizim çocuklar ‘’dediği 12 Eylül Cuntacıları ‘’MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’’ savcılığına (hani şimdilerde İp’in desteği ile İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanının babası) Nuretin Soyer’i getirmişlerdi
Askeri Savcı Nurettin Soyer imzalı tam 2 bin sanıklı bin sayfalık iddianame hazırlamıştı.. Gerçekte iddianameyi Nurettin Soyer değil, altına imza attığı iddianameden bihaberdi.
İddianamede hemen hemen herkesin çete üyesi olarak idamı isteniliyordu.

Durumdan şüphelenen Türkeş, bir araştırma yaptırdı.
Yapılan araştırmada bazılarının iddianameyi bir evde hazırlayıp, savcıya getirip teslim ettikleri belirtilmekteydi.
Türkeş duruşmalarda gelen istihbarı bilgilere göre savcıya bazı sorular sormaya başladı.
Ve savcı Türkeş’in sorularına cevaplar vermekte güçlükler çekiyordu.
Çünkü; Türkeş’in, iddianamede olmasına rağmen sorduğu bazı iddiaları savcı bilmiyordu.

Bir duruşmada kendisine ulaştırılan iddialara tam inanan Türkeş, ayağı kalkarak elinde tuttuğu bin sayfalık iddianameyi karşısında duran heyette yerini alan savcı Nurettin Soyer’in yüzüne doğru hızla fırlatıp, “Al bunu. Bu düzmeceleri hazırlayıp sana getirenler buraya gelip bizi yargılasınlar” diye çıkıştı. Salonda bulunan herkes put kesilmişti.


Askeri Savcı Nurettin Soyer bu duruma çok içerlemişti.Türkeş’e idam kararı vermekte kararlıydı. Bu yüzden de Türkeş’in en yakınındakilerden itirafçı olmaları yönünde tehditlere başlar.’ ’Türkeş’in aleyhinde ifade verirseniz bütün olayları Türkeş yaptı ve yaptırdı derseniz sizi tahliye edeceğim ‘’ diye yemler….

Aradan yıllar geçer Sadi Somuncuoğlu ve arkadaşları “27 Aralık 1992’de Başbuğ Türkeş’e karşı birleşenler Yükseliş Kolejinde MHP’yi ele geçirmek isterler ama başarılı olamazlar.

Başbuğ 1993 yılında Erzurum’a teşrif eder. Eski il başkanlarımızdan rahmetli Necmetin Gülseven amcaya konuk olur.
Necmettin Amca gönül adamıdır. MHP’den bir çöpün bile başka yerlere gitmesine gönlü razı olmaz Yaşanan olaylar onu çok üzmüştür.

Başbuğ’a ‘’efendim ayrılanlar, parti dışında kalanlar bölünmemize sebep olanlar beni çok üzüyor.
Başbuğ’un morali çok bozuk, hüzünlüdür.
Necmettin Amcaya dönerek,

‘’Necmettin Efendi bir gün Ankara’ya gelirsen Nevzat Köseoğlu hariç, Sadi Somuncuoğlu Namık Kemal Zeybek, Agah Oktay Güner, Yaşar Okuyan…. Bunların benim aleyhimde nasıl iftirada bulunduklarına dair kendi el yazılarıyla yazdıkları ve altına imza attıkları iftira belgelerini sana göstermek isterim:”

Birden oda buz kesti Necmettin Amcanın ve orada bulunanların göz pınarları buğulanmıştı.
Başbuğ sözlerini şöyle sürdürdü ‘’hapishane hayatı benim için Hazreti Yusuf’un kuyuya atılması gibi ulvi bir olaydı. Ancak beni yaralayan ve unutamayacağım iki olay benim belimi bükmüştür. Biri Doğu Perinçek’le aynı kaptan yemek yemem, diğeri ise bu arkadaşların iftira belgeleridir.’’ yine hüzün yine göz pınarlarının dolması ve Başbuğ’un ortamı yumuşatıcı ve ümit verici sözleri…

Bu anlattıklarıma bir çok ülküdaşım şahittir. Bilhassa genç ülküdaşlarımız bundan çok etkilenmişlerdir. Bunlardan biri de Iğdırlı ülküdaşım oğlumun arkadaşı İsa’dır.

İsa üniversiteyi yarıda bırakarak askere gider.

O artık çavuş İsa’dır. Balıkesir‘de yol kontrolüne çıkmıştır arkadaşlarıyla İsa
Birkaç aracı kontrol ettikten sonra, bir aracı daha durdururlar. İsa bakar ki araçta bir bayan bir de bizi nasıl durdurursun dercesine İsa’ya kibirle bakan bir adam… İsa bu adamı bir yerlerden tanıdığını düşünür ve bir anda Yaşar Okuyan olduğu beyninde şekillenir.
Hemen aklına yukarıda yazdığım olay gelir. Gözleri kurt gözüne döner, beyninde şimşekler çakar bir çakala karşı..
İsa Çavuş ‘’in arabadan, ellerini yukarı kaldır’’ diye Yaşar Okuyan’a emir verir. İndirir arabadan elleri başında olarak…
Yaşar Okuyan ‘’sen herhalde beni tanımadın ben Yaşar Okuyan’ım vekilim bakanım’’ diye dil dökmeye başlar.

İsa Çavuş ‘’ben de seni Yaşar Okuyan olduğun için, Başbuğum’un emriyle seni tutukluyorum çünkü sen Başbuğum’a ihanet ettin ‘’ der ve güzel bir ders verir.

“Səni rəisimin əmri ilə həbs edirəm, Yaşarı oxuyan sənsən, rəisimə xəyanət etdiyin üçün”
Bana da diline yüreğine sağlık İsa Çavuşum demek düşer. Alnından yüreğinden öpüyorum İsa..
Resimdeki İsa Yeşil-İsa Çavuş
Not Başbuğ’un tokat attığı zaman lakabı:”Ayı Yaşar’dı” sonradan (…) terfi etti..!

İhsan Akan

ETİKETLER: