İMRALI CANISINE VADEDILENLER VE NAMERTLIK
İmralı canisine vadedilenler ve namertlik
MHP’nin Bursa mitingi, sayısıyla, coşkusuyla, mesajıyla, anlamıyla, sonucuyla Türk milletinin oynanan oyunların, sergilenen namertliklerin, ihanet işbirliklerinin farkında olduğunu ve sabrının taşma noktasına geldiğini net bir şekilde ortaya koymuştur. MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli yine tarihi bir konuşma yapmış ve bu ülkenin sahipsiz olmadığını dosta düşmana bir defa daha göstermiştir.
Kimyaları bozuldu
Ülke ve millet düşmanlarının, İmralı canisi ve yıkım ortaklarının bu mitingden de, bu mitingin şekli ve mesajlarından da, sayın Bahçeli’nin konuşması ve sorduğu sorulardan da rahatsız olması beklenen bir durumdur. Zira, kimyaları bozulmuş, hesapları şaşmıştır. Bu güruhu bu şartlarda sağlıklı, akıl ve vicdanın kabul edeceği, ülke şartlarına uyan değerlendirme yapmaları elbette beklenemez. Yalanın, iftiranın, karartmanın, yok saymanın, hakaretin yıkım ekibi ve işbirlikçileri tarafından anında devreye girdiğini gördük. Bursa mitinginin ihtişamını gölgelemek için seferber oldular. Diyarbakır’daki ihaneti bu millete yutturmak, İmralı’daki katilin yıkım manifestosunu yeni bir Anayasa gibi takdim etmek için sıraya giren, saatlerce yayın yapan yanaşmalar ve yıkımcılar, Bursa mitingini gizleyebilmek için olağanüstü bir gayret sergilediler. Ancak ne yapsalar fayda etmedi. Türk milleti Bursa’yı gördükten sonra, bu ihanet güruhunun oyunlarını daha çok anladı, yarınlara olan ümidi daha çok arttı.
Bebek katilinin bir isteği daha yerine geldi
Şu tesadüfe bakınız ki, Bursa coşkusunun dalga dalga bütün Türkiye’ye yayıldığı saatlerde televizyonlar arka arkaya bir alt yazı geçiriyorlardı. İmralı’daki katilin AKP’nin eline tutuşturduğu yol haritasında önemli bir virajının daha dönüldüğü duyuruluyordu. Bebek katilinin olmazsa olmazlarından biri olan akil adam komisyonunun kurulduğu belirtilip, kimlerin yer aldığı sırayla açıklanıyordu. Bu ülkeyle, bu milletle, bu devletle ve Cumhuriyet’le sorunu olan her kim varsa komisyona alınmış. Böyle bir komisyondan bu ülkenin hayrına bir şey çıkmasını beklemek, güneşin akşamdan doğmasını beklemek gibidir. Buradan çıksa çıksa, İmralı katilinin bir an önce serbest bırakılması, askere, bebeğe kurşun sıkarken etkisiz hale getirilen eli kanlı teröristlerden özür dilenmesi, ailelerine tazminat ödenmesi, Türkiye’den Türkün yok edilmesi ve bölünmenin hızlanması için Anayasa düzenlemeleri yapılması gibi bir ihanet kararı çıkar ki, bunu buraya bir not olarak düşmüş olalım.
Aklımızla alay ediliyor
Bütün bunlar beyhude çabalardır. Bursa mitingi bu ülkenin geleceğinde bir dönüm noktasıdır. Hiçbir ihanet çabasının sonuca ulaşamayacağı çok net ve kesin şekilde ilan edilmiştir. Kimse heveslenmesin, kimse hesap yapmasın ve kimse daha fazla ileri gitmesin. Nitekim, bu kararlılığın anında yansımaları oldu. Sayın Başbakanın Sarıcakaya konuşmasını hayretle ve ibretle dinledik. Sayın Bahçeli’nin çok net, çok açık ve bu milletin mutlaka bilmesi gereken sorularına cevap vermek yerine, yine hakaret ederek, yine üslubu yerlerde süründürerek, yine zihin bulandırarak hücuma geçti. Bunu yaparken de kendi yaptıklarını, söylediklerini, AKP’nin 10 yıllık sicilini unutuverdi. İmralı canisine bir şey vermemişlermiş bunu söyleyen bu iddiasını açıklamak zorundaymış aksi halde namertmiş ve iftira atmak bir siyasetçiye yakışmazmış. Sayın Bahçeli ve MHP sözcüleri bu iddiaya ne cevap verir, bilemem. Ancak, akıl sağlığı yerinde, duyduğunu anlayan, gördüğünü kavrayan bu ülkenin bir vatandaşı olarak, benim aklımla bu kadar alay edilmesini bir türlü kabullenemiyorum.
Bilmeyen, duymayan mı var?
Sayın başbakanın ispatını istediği şeyler, bütün bu milletin bizzat şahit olduğu kesin gerçeklerdir. İmralı canisiyle pazarlık yapıldığı ve bir takım sözler verildiğini bırakın Türkiye’yi bütün dünyada görmeyen, bilmeyen mi var? Zaten sayın Bahçeli bir iddiada bulunmuyor, olanı söylüyor ve soruyor. Zerre kadar aklı olan, zerre kadar vicdanı olan herkes İmralı canisinin yıllardır ne istediğini ve bugün AKP’nin yaptıklarının tam da bu istekleri karşılamak olduğunu bizzat görüyor. Fazla geriye gitmeye, bu katilin nasıl “sayın” olduğunu hatırlatamaya gerek yok.
Sadece son bir ay içinde yaşananlar bu pazarlıkları ve verilen sözleri ispatlamaya yetmez mi? Hangi birini sayalım? İmralı’daki katil ev hapsi istedi, AKP önce 5 milyon lira harcama yapıp, özel bir ev inşa ederek, sonra arkadaş göndererek, televizyondan jimnastik aletlerine kadar her eksiğini tamamlayarak orayı saraya çevirmedi mi? Ağırlaştırılmış mübbet hapisle cezalı bir katili yattığı yeri parti genel merkezine çevirip, önce devleti ayağına seferber edip, sonra da partililerini sırayla adaya gönderen hangi ikdidardı? O katil “iki tarafın da elinde tutsaklar var, serbest bırakılsın” demedi mi? AKP’de tam o isteğe uygun olarak KCK’lıların bir kısmını anında serbest bırakıp, diğer kısmının serbest kalması için de meclise kanun sevk etmedi mi?
Eğer her hangi bir şey verilmediyse, bu bebek katili Nevruz’da cismen olmasa da fiilen Diyarbakır’a gelip, bir parti lideri, hatta bir devlet başkanı gibi halka hitap etme imkanını nasıl buldu? Daha dün açıkladığınız ve kimler oluştuğunu ilan ettiğiniz akil adamlar komisyonu bu katilin talebi değil miydi? Bu caninin isteği doğrultusunda, TBMM’den karar çıkarmak için hazırlık yapıldığını ilan eden hangi ülkenin Adalet Bakanıydı? Bunların hangisi asılsızdır veya bizim iddiamız olmakla sınırlıdır? Tamamı AKP’nin icraatları değil midir? Eğer her hangi bir anlaşma olmadıysa, her hangi bir şey verilmediyse bütün bunlar nedir? Bunları bu millete nasıl izah ediyorsunuz?
Sicil ortada, sonuç ortada, ülkenin hali ortada. Her şey bu kadar orta
yerdeyken, bütün bu yıkımdan iyi şeyler çıkacağına kim inanır? Kadir İnanır.
ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU