İHANET SÜRECINDE YENI DÖNEM BAŞLIYOR
Taksim Gezi Parkı’ndan başlayarak yayılan ve ülke gündemine oturan eylemler Türkiye’nin gündemine oturmuşken biranda AKP, terörist başı ile yürüttüğü müzakerelerin dikkatlerden düşmesi sebebiyle bir süreliğine rahat bir nefes aldı. Ama son gelişmeler öyle gösteriyor ki birkaç gün içerisinde yine ülke gündemimizde ki ana konu yine bu olacak.
BDP’li vekillerle AKP desteği ile İmralı’da görüşen terörist başının, görüşmede söylediği sözler bunun bir göstergesi. Öyle anlaşılıyor ki teröristler ve AKP Türkiye’nin çözülmesini, bölünmesini sağlayacak fikirleri çoktan aşıp, eylemlerde de ortak hareket edebilmek için harekete geçmişlerdir.
Terörist başı ile görüşen BDP’liler adına açıklama yapan Pervin Buldan, terörist başının bizzat kendisi tarafından belirlenen ve AKP’nin de çözüm olarak kabul ettiği ihanet anlayışının 3 aşamalı olarak belirlendiğini hatırlatarak, bunun ilk aşamasının sonuna gelindiğini belirtmiş ve AKP’nin somut adımlar atmasını beklediklerini ifade etmiştir. Terörist başının iki hafta boyunca bekleyip, AKP’nin atacağı adımları gözlemleyeceğini belirten BDP’li Pervin Buldan, bu sürenin sonunda ise bebek katilinin kapsamlı bir değerlendirme yapacağını söylemiştir.
Hemen hatırlayalım ihanetin ta kendisi olan ve AKP’nin de uygulamayı kabul ettiği bu 3 aşamalı planda nelerin olduğunu. Geride bıraktığımız Nisan ayı içerisinde Almanya’da, PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD’nin de davet edildiği konferansta konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 3 aşamalı planın “geri çekilme, PKK’nın taleplerinin Anayasa’da yer alması, normalleşme sürecinde taleplerin uygulamaya konulması” olarak sıralamıştı. Tabii bu sözleri söylerken o dönem içerisinde “hazırlık evresinin tamamlanmak üzere” olduğunu belirtmişti. Şimdi gelinen noktada bir başka BDP’li isim bu kez ihanet ortaklığında ilk aşamanın geride kaldığını söyleyebiliyorsa, demek ki AKP-PKK ortaklığı mola vermeden yoluna devam ediyor demektir.
Tabii bu durumda sorgulanması gereken bazı önemli konular vardır. İlk aşama olarak ifade edilen PKK’lı teröristlerin geri çekilmesi konusu eğer tamamlanmak üzere ise neden bu açıklamayı AKP yapmamaktadır? Şayet teröristler sınır dışına çıktıysa güvenlik güçleri bunları görmemiş midir? Yada Başbakan Erdoğan’ın “kardeşim” şeklinde seslendiği MİT Müsteşarı’na bağlanan İnsansız Hava Araçları’ndan alınan görüntülerin takip edildiği merkezde teröristlerin hareketliliği gözlemlenmiş fakat müdahale edilmemesi adına ilgili birimlere bilgilendirme yapılmamış mıdır?
Şayet BDP’nin terörist başı ile görüşmesi sonrasında iddia ettiği gibi birinci aşama olarak adlandırılan konu hayata geçmişse AKP mutlaka bu soruların cevabını vermelidir. Ancak verebileceği bir cevabının olmadığı da aşikardır. Zira neresinden tutmaya, neresinden bakmaya çalışırlarsa çalışsınlar bu konu ihanetin ta kendisidir, vatana ihanet suçunu işlemiş olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır.
İşte bu noktada Türk Milleti’nin vicdanının temsilcisi olan adalet sistemimizde görev yapan savcılara büyük sorumluluk düşmektedir. Ortada sergilenen bu ihanet oyunun enine ve boyuna Türk milleti adına sorgulanması doğrudan onların görev ve sorumluluklarındadır. MHP’nin birkaç hafta önce bu konuları da içeren ve AKP-PKK-Terörist başı ortaklığı ile yürütülen karanlık işlere ilişkin Türk Milleti adına yapmış olduğu suç duyurusu, bu konuda üstlenecekleri sorumluluk için esas alacakları kaynak olabilecek zenginliğe ve niteliğe sahiptir.
BDP’lilerin İmralı’dan sonra doğrudan Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüşeceklerini belirmesi ise AKP’nin ikinci aşama olarak adlandırılan “PKK’nın taleplerinin Anayasa’da yer alması” konusunda çalışmaya başlayacağının işareti olmuştur. Yıl başından bu yana “kendisini iktidar yapanların terörist başı ve PKK olduğu bizzat muhatapları tarafından söylenen” AKP iktidarının, bu zamana kadar ne PKK nede terörist başına “ihanet etmediği” göz önünde bulundurulursa, ikinci aşama olarak adlandırılan dönemde de yol arkadaşlarına ihanet etmeyeceğini söylemek yanlış bir tespit olmaz.
İşte bu sebeple seçimler daha da önemli bir hal alıyor. Türk Milleti demokratik hakkının kaybolduğunu görmek kadar, birlik ve bütünlüğünün de AKP tarafından derin bir yara aldığını da anlayıp, önüne gelen ilk fırsatta sadık başına gidip AKP’yi ve Başbakan Erdoğan’ı çıktığı yere gömmelidir.
İSMAİL ÖZDEMİR/ ORTADOĞU