HÜSEYİN ÇELİK KENDİNİ AYNADA GÖRDÜ
Her zaman söylüyoruz, AKP sadece milli birliğimizi değil, kutsallarımızı ve değerlerimizi de tartışmalı hale getirdi. 11 yıllın sonunda gelinen yer, bölünmeye sürüklenen bir ülke, kimliğini kaybetmiş menfaate odaklı bir sosyal yapı, istismar malzemesi edilmiş bir inanç sistemidir. Bunun sonucu olarak ortaya menfaati için her kalıba uyan, her renge giren, her şeyi kabullenen bir anlayış çıkıyor. Çok şükür ki, toplumumuzun ezici bölümü bu duruma direniyor, itiraz ediyor ve değiştirmeye uğraşıyor.
DUYMASAM İNANMAZDIM
Bu tespitimizi biraz daha somut hale getirelim. Hüseyin Çelik, iktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı. Parti sözcülüğü sıfatı var. Akademik kariyer yapmış. Bakan olmak gibi bir onura erişti. Yani, bu ülke bir insana lazım olan her ne varsa tamamını kendisine vermiş. Beklersiniz ki, bunun aynı önemde bir karşılığı olsun. Bu nimetleri sunan Türk milletine layıkıyla teşekkür etsin. Bunu da yapamıyorsa, hiç olmazsa sussun. Daldan daha uçan siyaset anlayışını, duruma göre vaziyet alma ustalığını, bakanlığı sırasında kendi partililerini bile isyan ettiren yetersizliklerini, yanlışlarını ve yıkımlarını bir kenara bırakıyoruz. Sayın Devlet Bahçeli için söylediği sözleri kulaklarımla duymasam, asla inanmazdım. Seviyenin, insanlığın, siyasetin bu kadar yerlere düşürülmesi için galiba Hüseyin Çelik olmak gerekiyor. Televizyondan açıklamalarını dinlerken, “başka kimse var mı?” diye sağıma soluma bakmak ihtiyacı hissettim. Çocuklarım orada olsaydı televizyonu kapatacaktım. İrkildim, utandım ve bu anlayışa da, böyle siyasete de, böyle insanlığa da bir defa daha lanet ettim.
GÜLER MİSİN, AĞLAR MISIN?
Güya sayın Bahçeli’ye cevap veriyor. Konuştukça batıyor, battıkça çırpınıyor. Bu tavrı, bu tarzı, bu üslubu, bu seviyesi ile bir de akıl vermeye çalışıyor. Tam bir ‘güler misin, ağlar mısın’ durumu. Hadi ölçü bilmiyorsun, sayı saymayı da mı öğrenmedin? Ettiğin küfürleri duyanların, hiç olmazsa en hafif şekliyle iade edeceklerini hiç mi aklına getirmezsin? Yoksa, bu seviyeye inmeyi kimse göze alamayacağı için, söylediklerinin yanına kalacağını mı düşündün? Sakın, ülkücüleri tahrik ederek, kışkırtarak bu kirli oyunun içine çekmek gibi bir planın olmasın? Her ne yaparsan yap, bu planlarınız tutmayacaktır. Ülkücüler bu pis oyuna gelmezler, ama sizin gibileri de hiçbir zaman unutmazlar.
ACINACAK DURUM
Bu kadar hakareti, bu kadar küfrü ederken, Sayın Bahçeli’nin sözlerine cevap verdiğini zannediyor. Ancak, o kadar acınacak durumda ki, Sayın Bahçeli’nin bugüne kadar sayın Başbakanın kullandığı kelimelere asıl anlamını yüklemek dışında hiçbir laf etmediğinin bile farkında değil. Sadece sayın başbakanın kullandığı kelimelerin aslında ne anlama geldiğini hatırlatıyor. Hepsi bu kadar. Nitekim, Pazar günü yapılan basın toplantısında da aynı şey olmuştur. Aldatmanın ve aldanmanın çok aşağılık bir hareket olduğunu söyleyen 10 Temmuz 2013 günü yandaş bir sendika olan Memur-Sen’in iftarında söyleyen sayın başbakandır. Sayın Bahçeli bu sözlere hak vermiş, sadece aldatan ve aldanan konusunda bütün Türk milletinin, hatta bütün dünyanın şahit olduğu gelişmeleri hatırlatarak bir değerlendirme yapmıştır. Başbakan söyleyince bu siyaset oluyor, Bahçeli söyleyince hakaret sayılıyor. Adı ve varlığı aldatma ile özdeşleşmiş bir siyasi hareketin, böyle bir tepki vermesi tam da varlık sebebine uygundur.
EN SON KONUŞACAK OLANLAR
Eğer illa da üslup ve seviye konuşulacaksa, bu konuda en son söz söyleyecek olanlar AKP’lilerdir. Meclis tutanaklarına geçerken bile görevlileri çok zor durumda bırakmak gibi bir sicile sahip olma onuru AKP milletvekillerinindir. “Edepsiz, ahlaksız, alçak, şerefsiz” gibi kelimeleri, önünü arkasını doldurarak neredeyse her konuşmasında sıralayan ve bunun üzerinden siyaset yapan acaba hangi lider? “Ananı da al git” gibi dünyada eşi emsali görülmemiş bir üslup kime ait? Ülkücüler için söylediklerini isterseniz hiç açmayalım. Dünyada bir tek akıllı, bir tek uyanık bunlar ya. Siz söyleyecek, sövecek, sayacaksınız ve bu siyaset olacak. Birileri bu sözlerin kime yakıştığını, kimin layık olduğunu ispatlı şahitli ortaya koyununca, kıyameti koparacaksınız. Sevsinler sizin, aklınızı. Sevsinler sizin siyasetinizi. Sevsinler sizin üslubunuzu.
YOK OLUP GİDECEKLER
Bay Çelik’in MHP ile ilgili söyledikleri kahvehane seviyesini bile bulmadığı için ciddiye almamak gerekiyor. Sadece şu kadarını söylemekle yetinelim: Sayın Bahçeli’nin tuttuğu aynada kendilerini görenlerin paniklemeleri, telaşa düşmeleri ve bu ruh haliyle sağa sola saldırmaları, kendilerini kurtarmaya yetmeyecektir. Yüzünüze tutulan aynada bu ülkeyi ne hale getirdiğinizi görüyor ve kendi yaptıklarınızdan ürküyorsunuz. Hiç merak etmeyin bu millet de bunu artık gördü ve ilk fırsatta gereğini yapıp, sizi siyaset tarihinin tozlu raflarına kaldıracaktır. AKP’nin, daha önceki örnekleri gibi yok olup gitmesi iki kere ikinin dört etmesi kadar kesindir. Bütün mesele bu yok oluştan sonra geriye bırakacakları büyük ve derin yıkımın hangi boyutta kalacağıdır. Bizim bütün derdimiz bu yıkımın daha büyümemesidir.
ORHAN KARATAŞ / ORTADOĞUGAZETESI