HİÇBİR ŞEYDEN ÇEKMEDİK, NAMUSLU GİBİ GÖRÜNEN NAMUSSUZLARDAN ÇEKTİĞİMİZ KADAR…
Eğer insanlar arkanızdan konuşuyorlarsa, onlardan öndesiniz demektir! “Ne zaman ki düşmanlarım çoğaldı, ne zaman ki iyiliğim kötülük olarak algılandı. Anladım ben doğru yoldayım.” Şems-i Tebrizi’nin sarf etmiş olduğu bu söz ne kadar doğru bir söz…
Diyorlar ki, eski dosttan düşman olmaz; “Biz öyle eski dostlar gördük ki, düşmanı hiç aratmadılar…” Beraber çıktıkları yolda arkadaşını satan, dostunu yarı yolda bırakan, Arkadaş hakkı, Dost hakkı ve Kul hakkı yiyenleri Allah islah etsin, islah olmuyorsa cezasını ibret-alem için çeksin inşallah…
Mutlu olmak istiyorsan; Ruhu kaybolmamış mekanlarda, Ruhu kaybolmamış insanların arasında dolaşmalısın… Herkes bir gün o sertçe kapatıp çıktığı kapıyı çalacak, kuşkusuz herkes. Ama açan olur mu, orası muamma…
Peygamber Efendimiz Buyuruyor ki: “MÜNAFIĞIN alâmeti üçtür: Konuşunca YALAN söyler, Söz verince sözünden CAYAR, Kendisine bir şey Emanet edildiğinde HIYANET eder…”
Hayvanlar alemi ne güzel; Aslanı, çakalı, kurdu, kuşu, yılanı bir görüşte tanıyorsun… Ne yaparsanız yapın, uzun süre yüzünüzde maske taşıyamazsınız!
Fuzuli’ye sormuşlar; “sevmek mi daha önemli, sevilmek mi? Samimi değil ise, ikisi de fuzuli demiş…”
Tesbitin güzelliğine bakar mısınız; “Kötü kimselerle sıkı dostluklar kuranlar, iyilerden şüphelenmeye başlarlar.” Allah iyi insanlara denk getirsin..
Hak etmediğin bir muamele gördüğünde unutma… O kişi senin değerini ve sana yaptığını anlamadan ölmez! Çünkü Allah, el-Hakem’dir.
Derler ki; Ne aradığını bilmezsen aradığını asla bulamazsın. Onun için; “iyiyi, güzeli, doğruyu ara ama ne olur kusur arama.” Maalesef herkes kusur aramak için yarış halindeler…
Bir kahvenin tadını, bir insan sesi değiştirebilir. Berbat bir günü, bir insan yüzü güzelleştirebilir. Acı bir haberi, bir insan sözü hafifletebilir. Mutlu bir anı, bir insan daha mutlu yapabilir. İnsan insana lazımdır. Ama insan insana…
Merhum Abdurrahim Karakoç ne güzel ifade etmiş: “Beden ölür çürür cana bakın siz /Kim kiminle yürür ona bakın siz / Bırakınız dönsün dönme dolaplar / Haktan hakikatten yana bakın siz.”
Biz Yola Çıktıklarımızı Yolda Bulduklarımıza Değişecek Kadar Ülkü, İlke ve Fikir Yoksunu Değiliz… Çünkü; Kurt, kurdu takip eder. Köpekse, elinde kemik olan herkesi.
Hz. Mevlana diyor ki: “Günün adamı olmaya çalışma, hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, hakikat değişmez.”
Bize öğretilen teşkilatçılık, yola çıktığını hiçbir şart altında yalnız bırakmamaktır. Yaptığınız; dedi-kodu, iftira, gıybet ve fitne yolunda inşallah boğulup yok olup gidersiniz…
İbni Haldun diyor ki: “Siyasette sorun güç sahibi olmak değil, gücü paylaşamamaktır, paylaşılmayan güç, biriktireni önce yalnızlaştırır, sonra yok eder.”
Üç tip insanı hiç unutmayız: “1-Bize zor zamanlarda yardım edeni, 2-Bizi zor zamanlara düşüreni, 3-Bizi zor zamanlarda terk edeni…”
Sevmiyorsan git. Soğuduysan git. İstemiyorsan git. Ama aldatma be. Aldatacak kadar yavşak olma. Vazgeçemediğiniz insanların, sizden nasıl vazgeçtiklerini unutmayın.
Sinama ve Tiyatro Sanatçısı Merhum Kemal Sunal’ın önem arzu eden şu sözleri ile yazımı bitiriyorum: “Hiçbir şeyden çekmedik, namuslu gibi görünen namussuzlardan çektiğimiz kadar.” Merhum Sunal; tam da kitabın ortasından söylemiş… Bizlerde Sunal gibi; namuslu gibi görünen, namussuzlardan çok çekiyoruz…
Allah’ım! Ahdini bozan, şüphelere kapılan, fitnelere maruz kalan, gazaba uğrayan ve dalâlete düşenlerden eyleme bizi. Allah’ım! Yüzümüze gülüp de arkamızdan kuyu kazanların şerrinden bizleri muhafaza buyur. Allah’ım! Şerli kimselerin başımıza idareci olmasından sana sığınırız!
Zakir Tercan