Bazen yürümek isteseniz de ayaklarınız sizi geri iter takatınız kesilir şevkiniz kırılır..
Bazen de yürüyeyim derken menzile biran önce kavuşmak için istem dışı olsa da koşarsın,gittiğiniz yerde zaman hazan olsa da baharı yaşar çocuklar gibi şen,ya da mahsun hazan yaprağına dönersiniz..
Bazen sığınmak istersin bir yüreğe, belki, yağmur dinene kadar,belki de sonsuzluğa kadar…
Ben bu koşuya bir simitçi olarak 18 yaşında başladım..
Bir yüreğe girmek,ülkü pınarından kana kana içmek için,yağmur dinene kadar değil;doluda borada sonsuzluğa kadar girmek istedim.
Günler öncesinde Erzurum’da on bin metrekarelik İstasyon meydanında ülkü yüreklerin atacağı ilan edilmişti..
Mitinge 4-5 saat kala meydana doğru koşarken,hem heyacanlı hem de düşünceliydim;
Zira bu dev alanda onlarca mitinge katılmıştım..
Mitinglerde hep alanın dört bir yanını gezer nabız tutmaya çalışırım kalabalığı ölçer heyacanı anlarım
Yine amacım bu yöndeydi..
Algı zehiri bana da bulaşmış olacak ki ; ’’Ya meydan dolmasa,ya ruhsuz bir kalabalıkla karşılaşırsam ya belli bir amaçla oraya gelip miting başladığında kalabalık dağılırsa..’’ sorular sorular beynimi kemirdi durdu..
Her geçen dakika,insan,bir sonbahar günü şiddetle yağan yağmurun altında ıslanmış gibi,bazen o da yetmezmiş gibi üstüne bir de doluya tutulursa o hissi yaşadım.
Nihayet vakit geldi mesafeler engel değildi, kalpler bir olunca… Beklemek yormazdı seveni, bekletenin geleceğinden emin olunca…
Nihayet beklenen özlenen kürsüdeydi..
Bura da;
Meydanı dolduranların heyacanını,çakan şimşeğin şiddetini ,göklerin alev alev, yerin bayrak bayrak oluşunu tasvir etmeyi artık ben değil sözün sahibine bırakıyorum..
‘’Bir de Erzurum’da deniz yok diyorlar, evet doğru deniz yok, ama benim bu meydanda gördüğüm muazzam bir sevda okyanusudur, ucu bucağı yoktur, üstelik dosta güven düşmana korku vermektedir.’’
Bugün Erzurum’da bir tarih yazılıyor.
Bugün Erzurum’da muhteşem bir heyecan yaşanıyor.
Dadaşlar, kınından çıkmış kılıç gibi parlıyor.
Bütün hesapları bozuyorsunuz, zilleti bozgunla buluşturuyorsunuz.
Niyaz ederim ki, Allah sizleri kem gözden, kof sözden, kötü niyetten ilelebet ve ilanihaye korusun, kollasın.
Yer gök amin sesleriyle çınladı,amin sesleri gök kubbeyi titretti gökte kartallar yerde bozkurtlar duaya durdu..
Mitinglerde hep alanın dört bir yanını gezer nabız tutmaya çalışırım kalabalığı ölçer heyacanı tatanırıım..
Yine kimleri görürüm diye alanı turladım
Kimler yoktu ki;
Duruşu çekilmiş bir hançer kadar güzel;bar başlayanda, davul vuranda
Zurnalar çalanda koşup gelen Dadaşım ..
Gökte kartallar,yerde bozkurtlar Can Erzincanlım
Atsız’ı, Cebeci’yi,bayrağını alıp “Ölürüm Türkiym”diye diye gelen Gümüşhanelim
İçimdeki hız,ufkumda parlayan yıldız Bayburtlum
Sınır taşım,sağ elim Karslım ,Ardahanlım..
Han Arasın,Turan’n Tapu senedi.Bozkurtlar yuvası Iğdırlım.
Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa diye koşup gelen Artvinlim,Trabzonlum ,Bingöllüm Elazığlı Gagkoşum Mardinlim,Şırnaklım ,Hakkarilim,Tuncelilim,Siirtlim,Muşlum…
Velhasıl;Ne Mutlu Türküm Diyen TÜRKİYEM İstasyon Meydanındaydı..
Hani Liderimiz mitinglerde yoklama yapar ya burda da’’Burda’’ haykırışı okyanus ötesinde,Türkiye ye düşmanlık duyan mahfillerde duyuldu..
Ve Lider cevap verdi;
‘’ Bu cevaplarınız Türkiye’nin kudretidir, istikbalimizin güvencesidir.
Dün buradaydınız, bugün buradasınız, yarın da burada olacaksınız.
Çizilecek sınırımız yok, terk edilecek ilimiz yok, bölünecek milletimiz yok, paylaşılacak vatanımız yok, yıkılacak devletimiz yok, kaybedecek tek bir insanımız yok, asla da olmayacak.
Hainler ve haşhaşiler boşuna heves etmesin, susacak ezanımız yok, inecek bayrağımız yok.
İstasyon Meydanı’nda gücümüze güç katan, mücadelemize destek sağlayan siz değerli kardeşlerimizi, buraya kadar gelemese de gözü, kulağı ve duası bizimle olan muhterem vatandaşlarımızı bağrıma basıyorum.’’
Tabii başkaları da vardı;
Başbuğ’un, MHP’den ayrılanlar için dediği”gittiğiniz yerin şeklini alırsınız”
Uzakta alana girmeğe yüreği yetmeyen,yatak tutmayan tavşanlar! gibi gezginler, dindonlar da oradaydı..
Türk Milletinin Devlet Beyi ‘’ Son defa soruyorum sizlere;
Türk, İslam ve Türkiye düşmanlarına karşı bir miyiz? (Evet)
Terör örgütlerine, emperyalizmin oyunlarına karşı beraber miyiz? (Evet)
Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi birlikte savunacak mıyız? (Evet)
2023 yılında zilletin oyununu bozacak mısınız? (Evet)
Cumhurun muazzam iradesini gösterecek misiniz? (Evet)
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy verecek misiniz? (Evet)
Hay maşallah sizlere, yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun inşallah.
Merhum Cemil Meriç diyordu ki: “Taraf tutmayan insan şahsiyeti felce uğramış insandır. Ben tarafım, hakikatin tarafıyım.”
Biz de tarafız, hem hakkın, hem halkın, hem de hakikatin tarafındayız.
Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen herkesedir.
Çağrımız bu vatan benim, bu bayrak benim, bu ülke benim diyen her kardeşimizedir.
Gelin bir olalım, iri olalım, el ele verelim, hep birlikte Türkiye’nin ve Türk milletinin gücünü gösterelim.
Bu cümleden sonra benim yaşlarımda ağzı dualı vatan sevdalısı kalbini Devlet Bey’e ellerini Rabbime açarak huşu içinde duaya durdu.’’Rabbim senden razı olsun sen haktan vatandan dinimizden yanasın .Seninle olmayıp ta kiminle olacağım..’’Göz pınarlarımız,yağmur dolu bulutlar gibi oldu..
‘’Allah’a bin şükür dua edenler, iftira edenlerden çok çok fazla.
“Dua edenler bela okuyanlardan fazla olduktan sonra ne fırtınadan korkarız ne de felaketlerden kaçarız”
“Beden ölür, çürür, cana bakın siz.
Kim kiminle yürür, ona bakın siz.
Bırakın dönsün dönme dolaplar,
Haktan, hakikatten yana bakın siz.”
Evet ben de miting izlenimlerimi yazarken Haktan hakikatten yana baktım..
Liderimizin miting sonu cümlesiyle diyorum ki;
‘’Ne Mutlu Türküm Diyene.”