EKONOMİNİN İMDAT ÇIĞLIKLARI
Türkiye AKP ile geçen 11 yılın sonunda, içerde ve dışarıda tarihin en ağır ve en derin bunalımlarını yaşama noktasına geldi. Bölücü hainlerle kurulan ortaklık ülkeyi bölünmenin eğişine getirirken, milleti aldatmakta çok kullanılan ekonomi balonu da patladı. Yaz ayları olmasına rağmen enflasyonun artış eğilimi sürüyor. Cari açık tehlike sınırlarını aştı. Borçlanmada rekor üstüne rekor kırılıyor. Merkez Bankası politika değişikliğine gitmek zorunda kaldı ve faizler yükseldi.
AKP’nin yalan, talan ve ihanet düzeni istisnasız her alanda büyük ve derin bir çöküş yaşatıyor. Türkiye AKP ile geçen 11 yılın sonunda, içerde ve dışarıda tarihin en ağır ve en derin bunalımlarını yaşama noktasına geldi. Bölücü hainlerle kurulan ortaklık ülkeyi bölünmenin eğişine getirirken, milleti aldatmakta çok kullanılan ekonomi balonu da patladı ve imdat çığlıkları dünyanın öteki ucundan duyulmaya başladı. Yaz ayları olmasına rağmen enflasyonun artış eğilimi sürüyor. Cari açık tehlike sınırlarını çok aştı. İç ve dış borçlanmada rekor üstüne rekor kırılıyor. Merkez Bankası politika değişikliğine gitmek zorunda kaldı ve faizler yükseldi.
SONBAHARA DİKKAT
Bugüne kadar içi boş övünmelerle vakit geçiren AKP hükümeti, ekonomideki büyük ve derin çöküşü, ” faiz lobisi ” gibi trajikomik açıklamalarla izah etmeye ve sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor. Artan faizler zaten çok yetersiz olan üretim ve yatırımı daha da düşürecek. Tüketici kredileri ve kredi kartlarındaki borç uçurumu vatandaşı canından bezdirecek seviye ulaştı.
Artık satacak bir şey de kalmadığı için yeni kaynak bulmakta büyük sıkıntı yaşanıyor. Faiz artışı ve istikrasızlığa bağlı olarak bugüne kadar AKP ekonomisini ayakta tutan ve içi boş övünmelere temel teşkil eden sıcak para akışının da yavaşlayacağı kaydediliyor. Ekonominin tökezlemesi ve küçük bir panik yaşanmasıyla birlikte tamamen rant ve kara dayalı düzenin bir anda enkaza dönüşmesi korkusu yaşanıyor. Özellikle sonbahar aylarıyla birlikte ekonomideki çöküntünün hız kazanacağı ve buna bağlı olarak ciddi sosyal sonuçları ortaya çıkacağı belirtiliyor.
FİNANCİAL TİMES’IN TESPİTİ
AKP ekonomisinin perişan hali Financial Times’ın da gündemini oluşturdu ve Türkiye’de Merkez Bankası’nın faiz artırımına geniş yer verdi. Gazete, ” Türkiye’nin cari açık sorunu, Lira’nın gücünü kritik bir mesele haline getiriyor. Para pompalama politikasının terk edilmesi sonucu yabancı yatırımcılar çekilir ve siyasi belirsizlik devam ederse, Lira zayıflayacak ve cari açık daha da büyüyecektir. Türkiye, büyümeye yönelik tehdide karşı, faiz oranlarını arttırmak zorundaydı. Hükümetin bu yılki yüzde 4’lük büyüme hedefi de mümkün görünmüyor ve iç talep yüksek faizden olumsuz etkilenecektir.’Diye yazdı.
ENFLASYON MU, BÜYÜME Mİ?
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, kısa süre önce gecelik borç verme faiz oranını yüzde 6,5’tan yüzde 7,5’e çıkartmıştı. Financial Times, faiz arttırma kararını Merkez Bankası’nda politika değişikliğinin işareti olarak yorumladı.
Gazete, Merkez Bankası’nın iki yıllık aradan sonra yaptığı bu ilk faiz artırımının Amerikan Merkez Bankası FED’in piyasaya para sürme politikasında sona gelinirken, gelişmekte olan ekonomilerin yaşadığı ikilemi gösterdiğini söylüyor. Gazeteye göre bu ikilem de enflasyon mu, büyüme mi?
Financial Times Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu haftaya dek, gelecek iki yıldaki yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi büyümeye odaklandığı ve bu ay içinde döviz piyasasına müdahalelerle Türk lirasının değerindeki rekor düşüşten kaynaklanan enflasyon baskısını frenlemeye çalıştığını söylüyor. Haber şöyle devam ediyor;
‘Hatta Erdoğan otoriterliğe karşı son dönemde yapılan protestolar nedeniyle müphem bir uluslararası ‘faiz lobisini’suçladı. Uzmanlar sözüm ona bağımsızlığına karşın, Merkez Bankası’nın faizleri daha önce arttırmamış olma nedeninin bu olduğunu söylüyor. Ancak bu yıl lirayı güçlendirmek için 6,65 milyar dolar harcanmış olmasına karşın, özellikle iki ay süren protesto gösterilerini takiben, müdahalelerin ülkedeki piyasa güveni sorununu yeterli düzeyde çözmediğine işaret eden bir hamleyle, Merkez Bankası gecelik borç verme faizini yüzde 7,25’e çıkarttı’
YÜZDE 4 BÜYÜME ZOR
Gazete küresel mali krizden bu yana piyasalara para pompalanmasının, gelişmekte olan ülkelere bir sermaye akını yarattığını ve bu sayede bu ülkelerin gevşek para politikaları izleyebildiğini, krediler ve büyümenin arttığını söylüyor. Ancak Financial Times, FED’in piyasaya para sürme politikasını terk etmesiyle birlikte, gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının para politikalarını sıkılaştırmak zorunda kalacağını belirtiyor. Ancak gazete, Türkiye’nin büyük bir cari açık sorunu olduğunu da vurguluyor ve şöyle devam ediyor;
‘Türkiye’nin Hindistan gibi bazı diğer ülkelerle paylaştığı büyük cari açık sorunu, Lira’nın gücünü kritik bir mesele haline getiriyor. Para pompalama politikasının terk edilmesi sonucu yabancı yatırımcılar çekilir ve siyasi belirsizlik devam ederse, Lira zayıflayacak ve cari açık daha da büyüyecektir. Yani Türkiye, büyümeye yönelik tehdide karşın, faiz oranlarını arttırmak zorundaydı. Hükümetin bu yılki yüzde 4’lük büyüme hedefi iç talep artmadıkça çok olası gözükmüyor, ki iç talep de yüksek faizden olumsuz etkilenecektir.’
(BBCTÜRKÇE)