DURUM TESPITI
Gelişmeler, rakamlar, itiraflar, yaşananlar, ortalığa saçılanlar AKP’nin ne olduğunu, nereden gelip nereye gittiğini, BOP yolunda hazırlanmış bir proje olarak hazırlanıp siyaset sahnesine sürüldüğünü bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Türk milleti 11 yıldır büyük bir yalan ve talan siyasetiyle kandırılırken, ihanetin en acımasızı ile karşı karşıya kalmak durumunda bırakılmıştır. Hiçbir zaman söyledikleri ile yaptıkları bir olmadı. Duruma göre vaziyet aldılar, ama gerçek niyetlerinden hiçbir zaman vazgeçmediler. Yola çıkarken değiştik, dönüştük demişlerdi, sonra anlaşıldı ki, aslında anlattıkları kendi durumlarından çok takip edecekleri siyasetin kodlarıymış.
SİFONUN İPİ
Meydanlarda mağduru oynadı, din istismarı yaptılar, buna karşılık gelir gelmez ilk işleri gidip AB kapısında nöbet tutmak, Papa heykeli önünde resim çektirmek, Yahudi’den cesaret madalyası almak oldu. Cami dediler, kilise açtılar. Kuran Kursu dediler yalan ve talanı her yere soktular. Barış dediler, yıkımı meşrulaştırdılar. Kalkınma dediler, yoksulluğu, borcu, açığı, sefaleti büyüttüler. Varlıklarını ve iktidarlarını Türk milletine değil, AB baronlarına ve sifonun ipini ve beyzbol sopasını elinde tutan ABD başkanlarına emanet ettiler. Bütün hünerlerini ülkeyi BOP yoluna sokabilmek için gösterdiler. Terör bunun için yeniden azdırıldı. Bölücülük bunun için ülkenin başına musallat oldu. Millete İmralı’daki katilin niye asılmadığını yalan ve iftiralarla anlattılar, ama iktidarları İmralı katilinin yolunu açmaya, yattığı yeri parti genel merkezine dönüştürülmeye amade edildi. Önce terörü ve bölücü hainleri azdırdılar anaları ağlattılar sonra da, “anaların göz yaşı akmasın” masalları anlattılar. Şimdi de “çözüm” diyerek, İmralı canisini tek ve değişmez muhatap haline getirdiler. O kadar ki, o ne diyor, nasıl istiyorsa öyle yapıyorlar. Yol haritasını o katil veriyor. Hangi düzenlemeler yapılacağına bu cani hükmediyor. “Benimle şu isimler görüşmeye gelsin” diyor, onları gönderiyorlar. “Ülkeyi federasyona dönüştürün” diyor, meclisten kanun çıkarıyorlar.”Kürtçe resmi dil olsun” diye haber gönderiyor, ona göre anayasa yapmak için harekete geçiyorlar. “Önce benim yaşama şartlarımı düzeltin, sonra da affedin” diyor, anında gereğini yapıyorlar. Yattığı yer 5 yıldızlı otele dönüştürüldü, affı için de 63 aklı karışık adamı piyasaya salıp zemin hazırlanıyor.
VERDİKÇE AZDILAR
Ne olacağını, bu işin sonunun nereye varacağını AKP döneminin icraatlarından anlıyoruz. Daha önce de “sıfır sorun” diyorlardı. Komşularımızla ve bütün dünya ile iyi geçineceğimizi ve bundan kazanç elde edeceğimizi söylüyorlardı. Herkese istediğini verince sorun kalmayacağını zannediyorlardı. Ermeni iftiralarını bu yüzden kabul ettiler. Kıbrıs’ı neredeyse Rum’a teslim etme noktasına bu yüzden geldiler. Yunanistan’ın Ege’deki bütün taleplerini kabul noktasına getirdiler. Bu durumu gören ve bu ülkeyle meselesi olan her kim varsa sıraya girdi. Verdikçe daha fazlasını istediler. Bunun sonun gelmeyeceğini anlamaları biraz uzun sürdü ve çok pahalıya mal oldu. Her istediğini almaya alıştırdıkları devletler bu defa sorun çıkarmaya başladılar. Sonuçta “sıfır sorun” denilerek çıkılan yolda bütün komşularıyla kavgalı, yalnız bırakılmış, iddialarını kaybetmiş bir noktaya geldik. Özellikle Suriye’de nasıl bir batağa saplandığımızı ve ne tür ağır bedeller ödediğimizi bütün dünya ibretle izliyor.
NE İSTEDİYSE, ALDI
Şimdi de bu bebek katilinin bütün istediklerinin verilmesi durumunda silahların susacağı, terörün biteceği, ülkeye huzur geleceği zannediliyor. Bunun böyle olmadığı ve asla olmayacağı yaşadıklarımızdan bellidir. Bugüne kadar verilen tavizlerin hiç biri işe yaramamış, terörü daha da azdırmış, bölücüleri daha da cesaretlendirmiştir. Nitekim, bugüne kadar isteyip de elde edemedikleri hiçbir şey kalmadı. Bunu biz söylemiyoruz, AKP’nin milletvekilleri, yetkilileri ilan ediyor. Bunun karşılığı daha çok terör, daha çok kan, daha çok ihanettir. Şimdi İmralı’daki cani ile muhatap olunca ve onun talimatlarını yerine getirince bu işi bitireceklerini zannediyorlar. Milletin de buna inanmasını istiyorlar.
ÇÖZÜM MASALLARININ SONU
“Sıfır sorun” diyerek, çıktıkları yolun sonu nasıl ki daha büyük ve ağır sorunlara ulaştıysa, bu “çözüm” masallarının varacağı yer de, daha büyük ihanetlerden başka bir şey olmayacaktır. Zaten bunun işaretleri açık ve kesin şekilde geliyor. İmralı canisinin muhatap alınması ve onun bütün isteklerinin karşılanmasıyla coşan BDP milletvekilleri, artık bağımsız Kürdistan’dan söz etmeye başlamışlardır. Kürdistan pankartları açılıyor, hatta futbol takımları kuruluyor. Ayrı bir dil, ayrı bir sınır, ayrı bir millet oluşturmanın varacağı yer asla başka türlü olamaz.
AKP BUNUN İÇİN VAR
Başkanlık sistemi ile birlikte federasyona dönüşmenin sonu kesin olarak bölünmedir. Ve bölünmeyi sağlamadıkça ne silahlar susacaktır, ne kan duracaktır. Durmuş gibi yapacaklar, sonra “böyle olmuyor, biz en iyisi ayrılalım” diyerek tekrar harekete geçeceklerdir. İki kere ikinin dört etmesi ne kadar kesinse, bu akıbet de o kadar kesindir. Kaldı ki, dünyadaki gelişmeler de zaten bu yöndedir. Federasyon olarak yapılanıp da sorun yaşamayan, bölünmeyen veya bölünmenin eşiğine gelmeyen hiçbir ülke kalmamıştır. Dolayısı ile bugün yapılanlar ülkenin bölünmesine gidecek yolun açılmasından başka bir şey değildir. AKP bunun için dizayn edilmiş ve siyaset sahnesine sürülmüştür. Varlık sebebinin gereğini yapıyor. Bunun dışında söylenenler bu milleti aldatmak, kandırmak ve bu büyük ihaneti hazmettirmekten başka bir şey değildir. “Çözüm” derdikleri şey, gerçek manasıyla bu ülkeyi çözmek, lime lime etmek ve bölmektir. Buna sebep olanlar her iki cihanda da bunun altından kalkamayacaklardır.
ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU