Dünya’da Terörle Mücadelenin Püf Noktası
Canımız sıkılıyor… Çok büyük bir stratejik hata bu!.. Yine “kandan beslenmekten” bahsedip mübarek gün bizi günaha sokacaklar. Şayet ihanet değilse aptallık da değilse!.. Cevap bekliyorum!
Sorgulamak hakkımdır: Çünkü yarın siz Arap konaklarında mırra kahvesi içerken; biz sizin elinizle büyüttüğünüz ihanetle savaşıyor olacağız.
Bir isyanla karşı karşıya kalan devletler, düşmanlarını “güzelleştirmiyorlar.” Olabildiğince “çirkinleştiriyorlar.” Terörist değilse önce onu terörist yapıyorlar. Sivilleri, kadınları ve çocukları öldürtüyorlar. Eğer terörist ise onu iyice vahşileştiriyorlar. Kan içirtiyorlar, dünyanın gözü önünde kafa kestirip, ciğer yedirtiyorlar. Sonra yakıp yıksalar da, kesip kıysalar da kimse “neden yapıyorsun” diyemiyor!.. Sebep belli… “insanlık namına!..”
Terörü bitirmek isteyen devlet gibi devletler böyle yapıyor. Bunu Suriye bile başarıyla uyguluyor. Monşerlere sorsanız belki size söylerlerdi.
ABD, El Kaide’yi yalandan uçağa bindirip, 4500 sivilin arasına bodoslama soktuğunda İran, Afganistan’la Irak’ın tam ortasındaydı. Şimdi elinde bir nükleer santralle, iki Amerika’nın arasında, Avrupa’nın uzağında, hem İsrail’in hem de Sünni Müslümanların karşısında…
Usame ve arkadaşları ise biliyorsunuz artık yoklar. El Kaide ise lazım oldukça oraya buraya taşınıyor ama şimdiye kadar hiç bir Müslüman’a bir hayrını görmedik.
Çeçenler, 90’larda otobüs parası buldukça kuzeye “Moskof avına” çıkarlardı. Sonra onların da aralarına “kahraman Selefiler” karıştı. Ruslar Çeçenleri bir seferde, Beslan’da “çoluk çocuk öldürterek” avladılar. “Onların terörist olmadığına” artık kimseyi inandıramazdınız.
Beşşar Esad, isyancılarını, “El Nusra“nın meşhur “ciğer yiyen isyancı” filmiyle çürüğe ayırdı.
Bir manyağın tarihin seyrini bu kadar değiştirdiğine her nesil şahit olmamıştır.
Çin, Doğu Türkistan’a vururken, çift örüklü sempatik teyze “Rabia Kadir“den hiç bahsetmiyor.
Yerseniz!.. “İsyancılar El Kaide üyesi” diyor. Yani herkes, sivilini terörist; teröristini yamyam gösteriyor.
Peki Türkiye ne yapıyor?
Dünyanın en kanlı terör örgütünü “masum sivillere” dönüştürüyor. Kendisini de “masum sivilleri” katleden despot devlete… Yetmiyor, adam kiralıyor. Diyar diyar gezdirip: “Onlar da insan, affedeceğiz! Kızmayın…” temasını işliyor.
30 yıldır karakol basan 50 bin kere 50 bin katil gidiyor. Bir bakmışsınız, “sivil” bir köylü kadını, karakolun kapısına dayanıyor. “Biji Serok Apo” diye ağlıyor. Olay büyüdükçe büyüyor. Dünya “açık toplum” zilleri takıp, “sivil toplum” çığlıkları atarken, Bizimkiler, “katilin elindeki kanlı suç aletini” gizliyor. “Terör” sorunu sivilleşiyor, “Kürt sorunu” oluyor. 40 yıllık eli kanlı Apo, yavaş yavaş “Nelson Mandela statüsü” kazanıyor!
Terörist sorumluluk hiyerarşisi unutuluyor. “Analar ağlamasın” diye “yürüyen namlu“lara katil statüsü veriliyor. Namlular saklanınca terörün kökü kazınacak zannediliyor.
Her konuda büyük devletleri taklit eden Hükümet… Bu konuda nedense kendi “Usame”sini yaşatmakla da yetinmiyor. Onu, kendi eliyle “Ortadoğu’nun Mandela’sı” yapıyor…
AKP, Kendi Feci Sonunu Hazırlıyor!
Hükümet, küçük düşmanına “silah bıraktırmakla,” onu “güzelleştirmiş” fiziki açıdan pansuman, sosyal ve diplomatik açıdan ise makyaj yapmıştır. Bu güzellemenin siyasi ve askeri sonuçları da olacaktır.Büyük düşman, hükümetin bu hatasını çok iyi değerlendirmiş ve senaryosunda yeni aşamaya geçme fırsatı bulmuştur.
ABD, Taksim-Gezi olaylarında, “Merkeziyetçi Kemalist ideoloji“yi, “Enternasyonal Marksist sol” ve “Konfederal Liberal sol” kültürlerle aşılayarak; rengini birkaç ton açmıştır.
Plana göre, CHP’nin “merkeziyetçi kırmızı” rengi, “konfederal turuncu“ya dönüşecek, 2014’te Diyarbakır’da başlayacak etnik Turuncu İsyanın… Yurt çapında bir “AKP karşıtı isyan“a dönüşmesi umuduyla Türk Solu tarafından desteklenmesi sağlanacaktır. “#Direnlice” bu sahnenin ilk provasıdır.
Bunun açılımı, ülkenin mezhep damarlarını da parçalayacak “bir iç savaş, ideolojik bir kan banyosu“dur. Suriye’ye doğru ateş ederek bunu önleyeceğini zannetmek ise aptallığın daniskasıdır!.
Şükrü Alnıaçık / Ortadoğugazetesi