Liderimiz Devlet BAHÇELİ diyor ki:”Unutmayınız, bir kere satan yine satar.
Vefasızlık imansızlıktır, ihanete iltifat ve ihtiramdır.
Bir kere ihanetle bin kere ihanet arasında hiçbir fark yoktur.”
Bu söz Türk Siyaset tarihinde tecrübelerle doğrulanan günümüz siyasetinin genel bir özetidir.
Başbuğ Türkeş’e ihanet edenler Liderimiz Devlet Bey’e de ihanet etmişlerdir.
Bu satırları yazı serisini yazmamın amacı:
MHP ve Ülkücüleri tahammül sınırlarını zorlayan saldırılara rağmen, bir gün dahi MHP’yi ve Ülkücüleri savunmadıkları halde MHP üzerinden hesap yapanları bir yerlere MHP sayesinde geldikleri halde,genç kuşakların bilmesini ve bunları iyi tanımasını,hak etmedikleri değerler sıfatlar yüklememeleri için bir ikaz olarak kabul edebilirsiniz…
Tıpkı Çağrı Bey’in Yınalı ikaz ettiği gibi
Taht kavgasının gözlerini kör ettiği Yınal,Çağrı Bey’in huzurunaçıkar
‘’Sultana asilik etmem hataydı bu hatamdan döndüm,sultanımız beni affetti!’’
Çağrı Bey İbrahim’in yeni oyununu anlamışçasına
‘’Şu demir ateşin için kendini kor sanır
Ateşten çıkıp soğuğunca demir aslına döner
O vakit anlar ki;
Kor kesilmenin kerameti kendinde değil ateştedir.
Demire lazım gelen bir daha kendini ateşe atmamaktır.
Yoksa yine aslını unutup kendini ateş zanneder’’
Bu gün Türk siyasetinde aslını unutup kendini ateş zannedenler tercihlerini;ülkenin çıkarlarını düşünenlerden değil;ülkesinin kuyusunu kazanlardan yana yapmışlardır.
Bunlar Başbuğ’un “Yüksek Vasıflı Türk’’ tanımına bir türlü uymadılar!…
‘’Hepsinin ortada “kutsanmış ağabey” gibi dolaşmasını sağlayan da MHP’de kazandıkları eski kimliklerdir. Aslında bunların ideolojisi, siyasi kimlikleri bir hayaletten ibarettir. ‘’
Hüseyin Nihal Atsız
Yolların Sonu şiirinde ne diyordu!…
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı’na.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.
Atsız Bey o gün ‘’ Yufka yürekliler’’ demişti halbuki bunlar yüreksiz,ihanete kanat çırpmış,rüzgarın yönlerini tayin etttiğ hazan yapraklarıdır.
İpin kuruluş aşamasında, Şubat 2018 yaptığı ’istişare yemeği’nde yüreksiz isimlerinbir araya geldiklerini görüyoruz
Tabii eski kulağı kesiklerden Sadi Somuncuoğlu-Agah OktayGüner-Namık Kemal baş köşede
57. Hükümetin bakanları:Ramazan Mirzaoğlu-Şuayip Üşenmez-Abdülhaluk Çay-Koray Aydın-Enis Öksüz yuvarlak masaya kurulmuşlardı…
Bu isimlerin hiç birinin bugün MHP de olmadığını sağa sola savrulduklarını hatta topal ördeğin (Doğu Perinçek) ardına tesbih tanesi gibi dizildiklerini belirtip
Bu yazımda bu isimlerden Sadi Somuncuoğlu –Enis Öksüz -Abdülhaluk Çay’ın ihanetlerini yazacağım…
*Sadi Somuncuoğlu…
Fitne fesat ihanet merkezinin başını çeken Somuncuoğlu, merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in sağlığında da tefrika çıkarmaya ve bir grup tilmiziyle birlikte MHP’yi ele geçirmeye çalışmış, ‘’Türkeşsiz Türk milliyetçiliği’ senaryosunu sahneye koyan baş senarist ve oyuncudur.Figüranları da hep aynı oyunculardır Bugün MHP ve Lider Devlet Bey’e düşmanlık edenler..
Başbuğumuzun ebediyete irtihalinden sonra ülkücü iradenin tecellisiyle bayrağı devralan Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, buna rağmen kucaklayıcı ve kaynaştırıcı bir tavırla bahse konu kişiye MHP’nin kapılarını açmış, hatta partimizin ortak olduğu 57. Hükümet’te görev almasını sağlamıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’ye fitne fesat sokması için aday olur…
FP ve ve ülkesiz sol basınla ilkesiz sağ basın Somuncuoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması yönünde sürekli pofpflar oy veceklerinden seçileceğinden değil, MHP’ye yeter ki fitne aşılasın MHP’yi kamu oyunda zor durumda bıraksın diye amacına da ulaştı….
MHP yönetimine rağmen, Somuncuoğlu’nun FP Genel Başkanı ve yöneticileri tarafından ‘Cumhurbaşkanı adayı’ olarak telaffuz edilmesi, basınında da Somuncuoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak sık sık manşetlere taşıması, MHP yönetimi ve MHP Meclis Grubu’nda Somuncuoğlu’na olan tepkileri ve rahatsızlığı artırdı. Milletvekilleri, ‘‘Somuncuoğlu, öteden beri hep ayrı telden çalar. Parti disiplinini bozuyor, MHP’nin imajına zarar veriyor. Genel Başkanımızı da çok üzüyor’’ tepkisini gösterdiler.
Milletvekilleri, Somuncuoğlu’nun birinci adam olmadığı halde, birinci adam gibi başına buyruk hareket ettiğini savunarak, ‘‘FP’lilerle gizli toplantılar yapıp, cumhurbaşkanlığı kulisi yaptığı ayyuka çıktı. O zaman gitsin FP’den cumhurbaşkanı adayı olsun’’ dediler. Bahçeli’nin en yakın kurmaylarından biri, ‘‘Son Anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında, partinin görüşü dışında hareket etti. İmza ve oy vermediği gibi sürekli demeçler vererek MHP’de çatlak varmış havası verdi. Kabine üyesi olduğu halde, muhalefet ettiği için iki kere suç işledi’’ diye suçladı.
Somuncuoğlu sürekli aday değilim dese de gece yarısı dilekçesini vermek üzere Meclise gelir ve o malum olay yaşanır.
FP Genel başkanı Kutan’‘‘Oyumuz sizin’’ sözü verip sonra da Yıldırım Akbulut’u destekle!r…
Olayın iki kahramanı da MHP’ye ihanette ortak hareket ederler
Somuncuoğlu’na Cumhurbaşkanlığı adaylığını “desteklemezsem şerefsizim” sözleriyle onaylayan Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt’un aynı gün saf değiştirip Somuncuoğlu’nu yumruklaması da oyunun bir parçasıydı .İkisi de amacına ulaşmıştı.
Bu olay hep istismar edilmiş MHP kaba kuvvetle suçlanmıştır.
‘’Sadi Somuncuoğlu’nun ömrü MHP’ye hep yanlış ve ihanet davranışlarıyla geçmiştir. Son nefesini de öyle verecektir. MHP düşmanlığı, MHP içindeyken de, dışındayken de hiç değişmiyor !’’
Enis Öksüz
Devlet Bahçeli’nin, MHP adını ve amblemini değiştirireceği!’’ iftirasının sahibi,adresini bir türlü tespit edemeyen MHP’ye genel başkanlığına aday olan bu profesör, kapı kapı dolaştıktan sonra şimdilerde Doğu Perinçek’in partisine törenle katılmış Doğu Perinçek’in kıçında dolaşmaktadır.
Enis Öksüz 1999 seçimlerinden sonra ,ulaştırma Bakanı olmuş, geçmişte yayın organları AYDINLIK gazetesi vasıtasıyla, ülkücüleri teşhir edip öldürten Doğu Perinçek’in patsine kapı….olmuş…
Bu cümlelerden sonra bu bunağı daha fazla yazmak zaman israfıdır diyor ve bir başka haine geçiyorum.
*Abdülhaluk Çay:
Bir zamanlar Tansu Çiller’i fikirlerinin lideri diye tanımlayan bu adam!, şimdide herhalde hayalinin liderini buldu.
MHP’de Genel Başkan Yardımcılığı ve Türk Dünyasından sorumlu Devlet Bakanlığı görevi yapan Çay, Doğruyol Partisine geçerken , ’’fikirlerimin liderini buldum!..’’dedi..
Her ahmak, kendi fikrini beğenen birçok ahmak bulabilecek Tansu Çiller Prof ünvanlı ahmağını bulmuştu…
21-22-23 Aralık 2001 tarihlerinde İstanbul’da yapılan Kurultay’ın sekreterya hizmetlerini yapan TÜDEV Vakfı, Bahçeli’ye bağlı olan Başbakanlık Tanıtma Fonu’na başvurarak kurultay harcamaları için 500 milyar lira ister..
Buna karşılık Devlet Bey ağır kriz ortamında bu kadar para harcamanın yanlış olacağını belirterek “Bu yıl kurultayı yapmasak birşey kaybetmeyiz” der…
Ne pahasına olursa olsun kurultayın yapılmasından yana tavır alan Çay ise Kurultay’a Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı sırasında himayelik yapan ve katılan Demirel’e başvurarak işadamlarının sponsorluğuyla kurultayı gerçekleştirir..Bunun üzerine bakanlıktan azledilir ve Çay MHP’den istifa eder.
MHP’nin koalisyonlu yıllarında Milliyetçi ülkücü Hareketin Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye karşı başkaldıranların başında gelen bakan Prof. Abdülhaluk Çay geliyordu..
Sayın Bahçeli karar verecektir. Gereğinin yapılmasına kim karar verecektir? – Ona da Sayın Bahçeli karar verecektir. Başka hiçbir fert veya hiçbir teşkilat değil, Sayın Bahçeli verecektir bu kararları.
Aklın gereği budur. Edebin gereği budur. Teşkilatçılığın gereği budur.
Ülkücü birliğin, lidere saygının ve bağlılığın gereği budur.
Ülkücüler dün olduğu gibi bugün de kendi liderlerinden başka karar merci de, otorite de tanımayacaklardır. Devlet Bey’in keskin feraseti,hamleleri şimdi bunlara nal toplatıyor
Liderimiz Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyoruz bunları bu hareketten temizlediği için
Gün olur harman olur!
Lazım olur!…
Yok öyle tilki ininde yatıp Bozkurt pozu vermek!.
Yok öyle karanlığa saklanıp aydınlığa taş atmak!.
Yok öyle yüzünüzdeki riyakarlığı elinizle kapatmak!
Yok öyle sakalımızda oturup,bıyığmızı yolmak!
Yok öğle hepinizin MHP’ye ihanetinizi unutmak!
Velhasıl,
Yok öyle üç kuruşa beş köfte
Herkes yerini,yordamını haddini bilecek!…