DAVUTOĞLU: “PARTİLERİ HALK AÇAR HALK KAPATIR”
Davutoğlu, “Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu” panelinde konuşma yaptı.Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Buradan muhalefet partilerine bir çağrıda bulunuyorum; hemen yarın gelin, hep beraber bir Anayasa değişikliğiyle parti kapatılmasını imkansız hale getirelim” dedi.
Davutoğlu, Erdoba Elegance Hotel’de “Türkiye’de Kadının Değişen ve Gelişen Konumu” panelinde yaptığı konuşmada, AK Parti olarak, kadınlara özel bir çaba gösterdiklerini söyledi. Bugünlerde “zamanın ruhu”nun, “Türkiye’de çözüm süreci üzerinden sağlanan kardeşlik ve barış ortamı” olduğunu kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Analar ağlamasın diye başlattığımız çözüm süreci çok önemli bir aşamaya gelmiş bulunuyor. Gün, kardeşliğe sahip çıkma günüdür. Kadınların sahip çıkmadığı hiçbir mesele başarıya ulaşmaz. Çözüm süreci, bütün milletin malıdır ama her şeyden önce kadınların malıdır. Sizlerden bu kardeşlik projesine sahip çıkmanızı rica ediyorum. Ben gözyaşlarıyla bana sarılan bir şehit annesinin gözyaşlarını bağrımda hissettiğimde de, Diyarbakır anneleri olarak son dönemde kahramanca bir mücadeleye çıkan, çocukları dağa çıkartılmış annelerin ağladığını gördüğümde de aynı acıyı hissettim. O çocukların hepsi bizim çocuklarımız. Eğer onların arasında bir an ayrım gözetirsek bu makamlar, bu hayat bize haram olsun.”
-“ZİHİNLERİN KONUŞTUĞU YER MEYDANLARDIR”-
Birkaç gün önce bir HDP’li milletvekilinin, kadına yönelik şiddet konusunda “İslamiyet’i suçlayan bir dil kullanmasına” üzüldüğünü belirten Davutoğlu, şunları ifade etti:
“İslam rahmet, merhamet dinidir. Biz İslamın özüne gittiğimizde, o merhamet üzerinden yeni bir dünya, yeni bir Mardin, Mezopotamya, yeni bir Türkiye inşa edeceğiz. Meclisteki 4 partinin kadın vekilleri el ele verip ‘Biz de kardeşlik diyoruz’ diye ortak bir mesaj yayınlasalar ne güzel olurdu. Bütün milletvekillerine çağrıda bulunuyorum. Bizim milletvekillerimiz buna hazırdır. Ümit ederiz ki, şu veya bu taraf adına konuşan bütün siyasi partiler de bu çizgide buluşurlar. Silahlar sustuğunda zihinler, diller konuşmaya başlar, gönüller konuşmaya başlar. Zihinlerin konuştuğu yer siyaset anlamında parlamentodur. Hangi görüş zikredilirse zikredilsin, meydanlardır. Toplantı ve gösteri yaparak fikirleri ifade etmektir. Ama Mardinliler, hiçbir zaman şiddeti bu sokaklarda görmemiş olan Mardinliler, 6-7 Ekim olaylarında Mardin’in içindeki bu çok kültürlü yaklaşıma ihanet eden bir şiddet ortamı olduğunu gördüler. Buradan hem Mardin’e hem de bütün Güneydoğu Anadolu’daki kardeşlerime seslenmek istiyorum; tekrar şiddeti hakim kılmak, 6-7 Ekim’de yaşanan acıları yaşatmak isteyenlere karşı el ele veriniz, şehirlerinize sahip çıkınız.”
-“PARTİLERİ HALK AÇAR HALK KAPATIR”-
“Biz AK Parti olarak her zaman söyledik, partileri halk açar halk kapatır. Kimsenin ülkede parti kapatılmasını mazur görmesi mümkün değildir” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Mademki böyle bir kaygı var, buradan muhalefet partilerine bir çağrıda bulunuyorum; hemen yarın gelin, hep beraber bir Anayasa değişikliğiyle parti kapatılmasını imkansız hale getirelim. Sizler muhalefet partileri olarak hep şunu düşünmüştünüz, özellikle CHP, nasıl olsa CHP hiç kapatılmaz. Kapatırsa CHP kapatır ama CHP kapatılmaz. Tek parti döneminden gelen alışkanlık. 12 Eylül dışında da olmadı. Şimdi işte güzel bir şans, mademki böyle bir tedirginliğiniz var, derhal parti kapatma meselesini tümden bitirelim. İşte Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum, gelin 2-3 saatte biter bu iş. 550 vekilin imzasıyla parti kapatma utancının yaşanmayacağı Anayasa değişikliğini hep beraber oylayalım kabul edelim. Parti kapatma da demokraside bir şiddet kültürüdür. Fikirle yenemediğin bir partiyi, şiddetle kapatmaktır, ona karşıyız.
Kadına yönelik şiddet konusunda bütün halkımızı seferberliğe çağırıyoruz. Kadına yönelik şiddet konusunda hepimizin aynı tutumda birleşmesi lazım. Benim anam rahmetlinin söylediği bir Türkmen deyişi vardı, ‘Erkeğin kötüsü kadına el uzatır, kadının kötüsü çocuğa el uzatır.’ En namert erkek, zayıf kadına el uzatan erkektir. En acımasız kişi, çocuğuna şiddetle muamele eden kişidir. O çocuk gözüne baktığında babada, disiplini ama muhabbeti görmek ister. Annede merhameti görmek ister. Merhamet ve muhabbet ortamında yönelen çocuk, vali olmuşsa şehir ahalisine muhabbetle bakar. Bizim hepimizin en öncelikli görevlerimizin başında bu anlamda merhameti egemen kılmak vardır.”
-2016-2019 EYLEM PLANI-
2006’da kadına yönelik şiddet konusunda ulusal eylem planı yaptıklarını, 2012-2015 yıllarında da ikinci eylem planıyla bir sonraki aşamaya geçtiklerini vurgulayan Davutoğlu, 2016-2019’u kapsayacak eylem planını şöyle açıkladı:
“2016-2019 eylem planı, 6 ana düzenlemeden oluşuyor. Birincisi yasal düzenlemeler, ikincisi farkındalık oluşturma ve zihniyet dönüşümünün sağlanması, üçüncüsü koruyucu hizmet sunumu ve şiddet mağdurlarının güçlendirilmesi, dördüncüsü sağlık hizmetlerinin sunumu, beşincisi kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon, altıncısı şiddet uygulayanlara yönelik çalışmalar.
Yasal düzenleme anlamında tarihi bir düzenlemenin eşiğindeyiz, elektronik destek sistemi pilot uygulaması ile ‘denetimli serbestlik’ diye uyguladığımız çalışmayı kadına yönelik şiddet konusunda uygulayacağız. Denetimli serbestlikle nasıl mahkumun nereye gittiği takip ediliyorsa, şiddet konusunda da eğer herhangi bir tehdit, tehlike söz konusuysa, elektronik bir sistemi devreye sokacağız. Bugün Ankara ve İzmir’de sistemin pilot uygulamasını başlatıyoruz. 6284 sayılı kanunun etki analizi çalışmalarını yapıyoruz, yeni birtakım düzenlemeleri de devreye sokacağız. Bu düzenlemelerden önemli bir tanesi de ihtisas hakimliğinin kurulması, yani özel kadına yönelik şiddet konularında özel yetiştirilmiş hukukçularımızın bulunacağı hakimliğin kurulması çalışmalarına ağırlık vereceğiz. Geniş kapsamlı bir eğitim ve bilinçlendirme faaliyetine giriyoruz. Medya çalışanları, kamu personelleri ve üniversite öğrencilerinin de bulunduğu 657 bin kişiye eğitim verdik. Medyamızın özellikle toplumsal bilinçlendirme konusunda takip ettiği yolu takdirle anmak istiyorum; ama bir taraftan bu çabayı verirken, kadına yönelik şiddet konusunda o kadar detaylı anlatımlara yer verildi ki, neredeyse bu cinayetlerin işlendiği yöntemleri anlatarak, benzer potansiyellere ilham verecek bir kamuoyu kirlenmesi yaşandı.”