Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 9°C
Az Bulutlu
İstanbul
9°C
Az Bulutlu
Paz 10°C
Pts 11°C
Sal 11°C
Çar 13°C

CHP’LI LOĞOĞLU: BATAKLIĞI HÜKÜMET YARATTI

CHP’LI LOĞOĞLU: BATAKLIĞI HÜKÜMET YARATTI
16/06/2014 13:51
A+
A-

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Irak ile ilgili tezkerenin kapsamı dikkate alındığında hukuken yeni bir tezkereye gerek olabileceğini ancak sürdürülen temasların sonucunu beklemek gerektiğini belirterek, “Bu vatandaşlarımız, IŞİD’in misafirleri gibi hava verilmeye çalışılıyor. Herhalde bugünün koşullarında en son misafir olunacak yer IŞİD’in misafiri olmaktır”

Loğoğu, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin çevresinde yangın, Türkiye’de de ateş olduğunu, bölgede şiddetin kol gezdiğini söyledi.

CHP’nin, bölgedeki tüm ülkelerin birlik, bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasından yana olduğunu ifade eden Loğoğlu, bölgede sorunların, gerginliklerin çatışmalar yoluyla değil diplomasi, barışçıl yollarla çözülmesini istediklerini belirtti.

Irak’taki son gelişmeleri değerlendiren Loğoğlu, “Bugünkü durumu istihbarat zaafına, yönetim boşluğuna ve zaafına, siyaset eksikliği, hatası, bozukluğuna borçluyuz” dedi.

Loğoğlu, istihbarat zaafı bulunduğunu savunarak, IŞİD ve benzeri örgütlerin hamlelerinin zamanında öğrenilemediğini, öngörülemediğini, öngörülen unsurların da Hükümet tarafından hafifsendiğini ileri sürdü.

Yönetim zaafı olduğunu, bu ortamda atılması gereken adımların zamanında atılmadığını iddia eden Loğoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Musul Başkonsolosluğu’nu tahliye kararı aldıklarını ancak başkonsolosun takdirine bıraktığını açıkladığını söyledi. Loğoğlu, başkonsolosun takdirine bırakmanın yanlış bir karar olduğunu ifade etti.

Loğoğlu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Erken tahliye etseydik kaçtı diyeceklerdi” ifadelerini, yüreği acıyarak tanık olduğunu söyledi. Loğoğlu, bunun, “başkalarının hayatları, özgürlükleri üzerinden ucuz kahramanlık” olduğunu savunarak, tahliyenin kaçış değil, devletin sorumluluğu olduğunu kaydetti. Loğoğlu, ABD’nin Bağdat’taki Büyükelçiliği’ni tahliye kararı aldığını anımsatarak, “ABD kaçıyor mu diyeceğiz?” diye sordu.

-“Meydan okuyanlara karşı olumsuz mesaj”

Türkmenler’in yaşamını yitirdiğini, yaşanan olaylar karşısında askeri opsiyonu telaffuz edenlere karşı çıkan bir hükümet bulunduğunu ifade eden Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gerginlikler, sıkıntılar diplomasi, diyalog yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yanayız. ‘Ama masamda askeri opsiyon yok’ dediğiniz zaman sana meydan okuyanlara karşı olumsuz mesaj, onları rahatlatan mesaj oluyor. Hükümet’in bu konudaki söyleminin de daha düzgün olması gerekir. Birinci öncelik, rehin alınan vatandaşların, ister konsolosluk mensubu, ister TIR şoförleri olsun salimen kurtarılması. Olayın üzerinden 5 gün geçti, yapılan açıklamalar, çelişkili. Oradaki insanlar, onların buradaki ailelerinin durumunu düşündüğünüzde 5 gün, 5 asır gibi bir vakit. Tutsak vatandaşlarımız hakkında bile tek bir söylem birliği yok. Dışişleri Bakan Yardımcısı, ‘bunlar rehin değil’ diyor. Davutoğlu, ‘rehin alınmadı, mekan değiştirdi’ diyor. Sanki bu vatandaşlarımız, IŞİD’in misafirleri, konukları gibi hava verilmeye çalışılıyor. Herhalde bugünün koşullarında en son misafir olunacak yer IŞİD’in misafiri olmaktır. Bu söylemleri incitici, aldatıcı buluyorum.”

-“Bataklığı Hükümet yarattı”

Loğoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Hükümet’in Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklediği teşhisinin doğru olduğunu, bu bataklığı büyük ölçüde de Hükümet’in yarattığını ileri sürdü.

Öncelikle Irak ve Suriye olmak üzere, bu ülkelerin güvenliği, toprak bütünlüğünün tehdit altında olduğunu belirten Loğoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 2 yıl önce bu konuda bir kaç kez uyarıda bulunduğunu, Ortadoğu’da en büyük tehlikenin mezhep çatışmaları olacağına dikkat çektiğini vurguladı.

Bir gazetecinin, “Sınır ötesi operasyon için tezkere gündeme gelebilir mi? Yetki talebi ters tepebilir mi?” sorusuna Loğoğlu, şöyle karşılık verdi:

“Hukuken Irak ile ilgili mevcut tezkerenin kapsamı dikkate alındığında yeni bir tezkereye gerek var. Ancak bu yola gidilmesi doğru mu iyi mi olur, bu sorunun yanıtı da hayır, bu noktada doğru olmayabilir. Bu noktada ağırlık ve öncelik verilmesi gereken yöntem, diplomasi, temaslar suretiyle bu işin halledilmesi. Askeri opsiyon masada tutulur diyorum. Ama masada tutulması için illa tezkere çıkması gerekmiyor. Tezkerenin çıkması, belirli bir ön hazırlığın işareti olarak algılanacağı için mevcut temasları olumsuz etkileyebilir. Sürdürülmekte olan temasların sonucunu beklemek daha doğru olur.”

-“5 gün uzun süre”

Loğoğlu, El Kaide, El Nusra, IŞİD’in terör örgütü olduğunu ifade ederek, “Hükümet’in, eğer doğruysa IŞİD’i terör örgütü ilan etmesinin anlamı var ama o anlam ancak bunun arkasını Hükümet, eylemleriyle getirdiğinde olur. Çünkü AKP Hükümeti’nin IŞİD ve benzeri örgütlere sağladığı desteğin listesi sayfalar dolduracak kadar uzun. Hükümet, Türkiye’nin başını daha ciddi sıkıntılara yol açmadan uyansın, Suriye, Irak politikalarını değiştirsin, terör örgütleri karşısında kesin tavır alsın” diye konuştu.

Loğoğlu, Hükümet’in Meclis’te bilgi vermesi gerektiğini, bunun da kapalı oturumda ele alınacak bir konu olmadığını kaydetti.

Hükümet’in, rehin almalara bigane kalmadığını ancak hamasetle işi yürütmeye çalıştığını ileri süren Loğoğlu, 5 günün çok uzun süre olduğunu, sonuçlandırma şansı varsa bir an önce bunu yapması gerektiğini söyledi. Loğoğlu, ters bir takım olayların işleri başka yöne sürükleyebileceğini, buna mahal vermemek için ellerini çabuk tutmaları gerektiğini belirtti.

aa