CHP’LI İNCE: HEM ALLAH’IN AYETLERIYLE DALGA GEÇECEKLER HEM MÜSLÜMANLIĞI KIMSEYE BIRAKMAYACAKLAR

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Beş gün sonra Türkiye’de artık yolsuzluk, diktatörlük, iftira, yalan, ‘alo Fatih’ düzeninin yıkılışına beraber tanıklık edeceğiz” dedi.

İnce, beraberindeki CHP Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu ile CHP Trabzon Milletvekili ve Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan adayı Volkan Canalioğlu’na destek için geldiği kentte düzenlediği basın toplantısında, şunları söyledi:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Trabzon’da CHP’yi eleştirdiğini dile getiren İnce, “Yine esip gürlemiş, yine CHP tarihi, yine ‘Fethullah Gülen ile koalisyon yaptınız, partiyi Pensilvanya’ya teslim ettiniz’ demiş” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın sözlerini eleştiren İnce, “Sen 12 senedir ortaklık yapmışsın, ‘ne istediler de vermedik’ demişsin, şimdi geliyorsun CHP’ye çamur atıyorsun. Kendiyle ilgili de ne diyor, ‘ben safmışım’ diyor. Safsan, saf adamdan Başbakan olmaz, bakkal da olmaz. Bizim bir safa ihtiyacımız yok. Sen ne safı, sen uyanığın tekisin hem de büyük uyanık. Dolara, avroya, kasaya, ayakkabı kutusuna geldi mi saf değilsin, milleti kandırmaya geldi mi saf numarasına yatan, saf ayaklarına yatan uyanıksın sen” dedi.

Beş gün sonra yeni bir düzenin önünü açacaklarını ifade eden İnce, şunları söyledi:

“Beş gün sonra Türkiye’de artık yolsuzluk, diktatörlük, iftira, yalan, ‘alo Fatih’ düzeninin yıkılışına beraber tanıklık edeceğiz. Türkiye’nin şu anda Suriye’de komşusu kim, kimse bilmiyor. Hangi sınır kapısı kimin elinde kimse bilmiyor. IŞİD’in elinde mi, Özgür Suriye Ordusunun elinde mi? Türkiye’nin Suriye’de komşusu kim, bunu Başbakan dahil kimse bilmiyor ama bu uzun adam Suriye’de girdiği bu bataklıktan bir zafer çıkartma peşinde, yani beş günde Türkiye’yi savaşa sokarsa şaşırmayın. Bunun için millet, devlet, bayrak önemli değil. Bunun için önemli olan tek şey onun iktidarda kalması.”

-“Hem Allah’ın ayetleriyle dalga geçecekler hem Müslümanlığı kimseye bırakmayacaklar”

İnce, “Türk bayrağını, İstiklal Marşı’nı reklamında kullanacak. Sen kimsin, o 76 milyonun İstiklal Marşı” diyerek, şöyle devam etti:

“Türkiye Cumhuriyeti ibaresini tabelalardan kaldıran sen değil misin? Andımızı yasaklayan sen değil misin? Ders kitaplarındaki 50 yıllık ‘Bayrak’ şiirini kaldıran sen değil misin? Bunların hepsini yapan bu uzun adam. Seçim yaklaşınca milliyetçilik duygularını öne çıkartarak bayrak ve İstiklal Marşı üzerinden oy devşirmek isteyen bu uzun adamdan beraber kurtulmamız lazım.

Bunların bir bakanı Allah’ın ayetleriyle dalga geçiyor… Ey aziz Trabzonlular bunu Volkan Canalioğlu, Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu yapsaydı ne olurdu biliyor musunuz? Bizi bu şehirden kovarlardı, parti binamızı taşlarlardı, yakarlardı. Bu insanlar, kabadayılar, yiğitler nerede? İslam dinini çok sevdiğini söyleyenler nerede? AKP teşkilatında. Hem Allah’ın ayetleriyle dalga geçecekler hem Müslümanlığı kimseye bırakmayacaklar.”

İstanbul’da sabah havaalanında 22. dönemden eski AK Partı milletvekiline denk geldiğini anlatan İnce, şunları söyledi:

“Bana, ‘boşuna uğraşıyorsunuz’ dedi. ‘Neden’ diye sordum. ‘Bizim seçmen kitlesi Başbakanın evinde 500 milyar doları gözleriyle görse, bunu hayır için kullanacaktır der’ dedi. Ben de milletime diyorum ki böyle düşünenler varsa Trabzon’da, sen hayır işlerine kullanacağını sanmaya devam et. Tabi ki hayır işlerine kullanacak ama Burak’a, Bilal’e hayır işinde kullanacak. Sen asgari ücretle çalış, çocuğuna iş bulama, ürünün para yapmasın, emekli maaşı ile geçineme, sen sefaleti yaşa o da gelsin meydanlarda ‘ey CHP, sen Atatürk’ün resmini kaldırdın, paranın üstüne İnönü’nün resmini koydun’ diyor. Bu adam yalancı, 1938’de bir kanun var. Kanun şu, Cumhurbaşkanı kimse, onun resmi konur paraya. Atatürk ölmüş, yerine İnönü gelmiş ve onun resmi konmuş. Sen İnönü’nün resmini konuşacağına, evinde biriktirdiğin dolarların üzerindeki Benjamin Franklin’in resmi var, sen onu konuş.”

-“Millete din, iman, kendilerine han, hamam”

İnce, Bakbakan Erdoğan’ın “montaj” diye bağırdığını belirterek, “Ne montajı, açıklasana TİB kayıtlarını. ‘Ben o saatte görüşmedim’ desene” dedi.

Milletin din duygularının sömürüldüğünü iddia eden İnce, “Müslümanlığı sizden mi öğreneceğiz. Volkan ağabey meclisteki cuma arkadaşlarımdan birisi. Orada birisi bana bir gün, ‘hoşgeldin’ dedi. Sen kimsin? Camiye ev sahibi zannediyor kendini. Sen kimsin bana ‘hoşgeldin’ diyorsun, ‘babanın dükkanımı, Allah’ın evi orası’ dedim. Bunların dinle, imanla alakası yok. Bunlar para derdinde. Millete din, iman, kendilerine han, hamam. Bunlardan inşallah 30 Mart’ta ilk raundu almış olacağız. Bunların kolunu, kanadını kırıp hemen bir erken seçimde bu çeteden kurtulmamız lazım.”

-“Sürpriz falan beklemiyorum”

İnce, bir gazetecinin, “Bugün 25 Mart, bir sürpriz bekliyor musunuz” sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:

“Sürpriz falan beklemiyorum. Yeterince sürpriz yok mu zaten. Allah’ın ayetleriyle dalga geçme var, Başbakanın oğluyla milyar doları konuşması var. Ayakkabı kutuları, yatak odalarındaki kasalar ortada. Niye sürpriz bekleyeyim? Bunlar yeter de artar bile. Yeni sürprize gerek yok. ‘Ben birinci parti olamazsam çeker giderim’ demiş. Bırak bu işleri sen. Demokraside birinci, ikinci meselesi olmaz. Senin kadar hakkında yolsuzluk iddiası olup da koltukta oturan başka bir batılı ülkede Başbakan, genel başkan var mı? 25’i için yeterli önlemleri aldı zaten twitterı, facebooku yasaklayarak. Neyi yasaklarsan yasakla, istersen elektrikleri kes, posta güvercini kullanırız, hırsızlıkları yine anlatırız. Biz posta güvercininin ötesinde bir heyet göndeririz Amerika’ya Kızılderililer’den dumanla haberleşmesini öğreniriz, rüşveti yolsuzluğu yine anlatırız, ne yaparsa yapsın.”

“Alo Fatih hattımız yok bizim, bana soru sorabilirsiniz” diyen İnce, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin geldiği yer maalesef böyle, medya falan hikaye. Bir büyük gazetenin ve televizyonun yöneticisiyle sohbet ediyoruz, ‘adımı verme ama bizzat bana telefon açtı’ dedi. Başbakan, uzun adam, bizzat telefon açmış ‘bu Muharrem İnce’yi televizyona çıkarma’ demiş. Böyle bir adam bu ama bütün bunlar bir korkak olduğunun göstergesidir. Bütün diktatörler korkaktır ve göreceksiniz 30 Mart’ta tıpkı 1989’da olduğu gibi yeni bir Türkiye’ye uyanacağız.”

aa