BOZDAĞ: CHP, KÖŞK ONAYINDAN ÖNCE AYM’YE GIDERSE…
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis’ten geçen HSYK Kanunu’nda değişiklik ile ilgili konuştu. Bozdağ, “Eğer CHP Cumhurbaşkanı’nın onayından önce mahkemeye giderse” büyük bir hata olacağını şu sözlerle anlattı.Bozdağ, teklifin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan müzakere sonucunda kabul edildiğini belirterek, yapılan değişikliğin Anayasa’ya aykırı olmadığını belirtti. Yasanın iptali için CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceğini söyleyen Bozdağ, “Ancak bu, Cumhurbaşkanı yasayı onaylayıp, yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra işleyebilecek bir süreçtir. Eğer Anayasa Mahkemesi’ne Cumhurbaşkanı’nın onayından önce, Resmi Gazete’de yayımından önce giderse bu yasama faaliyetine engel olma çalışmasıdır, yasamayı durdurma çalışmasıdır.” ifadesini kullandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, partisinin ilçe belediye başkan adayları seçim bürosunun açılışlarına katılmak üzere geldiği Yozgat’ın Sorgun ilçesinde gazetecilerin sorularını cevapladı.
HSYK’da yapılan değişiklerle ilgili bir soruya Bozdağ, “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Kanunu’nda değişiklik yapan kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan müzakere sonucunda kabul edildi. Kanun teklifinin müzakereleri sırasında bütün partiler kendi görüşlerini açıkça söylediler. Ancak bu sırada yaşanan bazı üzüntü verici hadiseler keşke yaşanmamış olsaydı, onlardan dolayı hepimiz üzgünüz. Çünkü Parlamento fikirlerin, görüşlerin serdedildiği, değerlendirildiği ve neticesine göre kararlar verildiği bir yerdir. Orada şiddetin olması kabul edilemez. Milletin temsil edildiği yerde milletin temsiline uygun müzakerelerin olması bizim arzumuzdur, dileğimizdir. İnşallah bundan sonra Parlamento görüşmeleri sırasında fikirler yarışır, görüşler yarışır orada değerlendirmeler olur, herkes dağarcığındakini ortaya kor, ama asla şiddet ve şiddet görüntüleri olmaz.” dedi.
“Anayasa’nın 159. Maddesi ve diğer maddeleri gayet açık. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nda değişiklik öngören teklif Anayasa’ya aykırı değildir.” diyen Bozdağ, şöyle konuştu: “Anayasa’nın 159. Maddesinde halkımızın referandumda kabul ettiği temel ilkeler korunmaktadır. Kamuoyuna şöyle bir hava veriliyor; sanki 12 Eylül 2010 tarihinde referandumda halkımızın kabul ettiği esaslarda yasa ile değişiklik yapılıyormuş, halkın referandumda evet dediği şey yasayla geri alınıyormuş gibi büyük bir kara propaganda yapılmaktadır, büyük bir çarpıtma yapılmaktadır. Bir defa halkımız bilmeli ki, herkes bilmeli ki Anayasa’nın 159. Maddesi ile halkımızın 12 Eylül 2010’da kabul ettiği düzenlemelerden geriye gidiş yoktur. Burada kabul edilen esasların değişmesi değiştirilmesi söz konusu değildir. Örneğin bu metinde HSYK üyelerinin seçim kaynakları belirtilmektedir; Yargıtay, Danıştay, Akademi, Cumhurbaşkanımızın seçecekleri ve ilk derece mahkemelerin seçecekleri bunların tamamı korunmaktadır. Kaç kişi seçecekleri tamamı korunmaktadır. Seçim usulü aynen korunmaktadır. Öte yandan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun üç daire halinde çalışacağı ifade edilmektedir, burada bu da korunmaktadır. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun görevlerini hangi esaslara göre yapacağı Anayasa’da açık ve net olarak ifade edilmiştir. Bu görevler aynen Anayasa’ya uygun şekilde yasada da mevcuttur. Yani Anayasa’nın kabul ettiği temel esası ortadan kaldıran, değiştiren en küçük bir düzenleme bu teklifte yoktur. Ama maalesef Cumhuriyet Halk Partisi ve diğer muhalefet partileri bunu çarpıtarak sanki halk oylamasında kabul edilmiş olan anayasa değişikliği ortadan kaldırılıyormuş, oradan geri adım atılıyormuş gibi bir hava oluşturmaktadır. Bunun gerçekle bir alakası yoktur. Yapılan değişiklikler Anayasa’nın yasama yetkisine bıraktığı alanlarda Anayasa’nın diğer hükümlerine uygun HSYK hükmü ve diğer hükümlerine uygun düzenlemeleri içermektedir.”
“CHP, YASA RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANMADAN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GİDEMEZ”
Yasanın iptali için CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gidebileceğini söyleyen Bozdağ, “Tabi Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesi’ne gidebilir. Bu, Anayasa’nın tanıdığı bir haktır. Ancak bu, Cumhurbaşkanı yasayı onaylayıp, yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra işleyebilecek bir süreçtir. Gidebilir, o kendi takdirleridir. Anayasa Mahkemesi kararı kendi verecektir, ona dair bir şey söylememiz doğru olmaz. Yasa değişikliğinin Resmi Gazete’de yayınlanmasından önce Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etme imkanı yoktur. Eğer Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir yola tevessül ederse kendisi Anayasa’nın ön gördüğü usulün dışına çıkmış olur, Anayasa’yı kendisi çiğnemiş olur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin buradaki düşüncesi nedir, kendisi kamuoyuna açıklayacaktır. Fakat eğer Anayasa Mahkemesi’ne Cumhurbaşkanı’nın onayından önce, Resmi Gazete’de yayımından önce giderse bu yasama faaliyetine engel olma çalışmasıdır, yasamayı durdurma çalışmasıdır. Halbuki yasalar Meclis’te görüşülür, kabul edilir, Cumhurbaşkanın bu görüşme ile ilgili onama süreci bu yasama faaliyetinin de bir yandan geçerliliğinin şartıdır, bir parçasıdır. Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra ancak süreç tamamlanır, Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra da o herkesi bağlayıcı bir hale gelir.” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Cumhurbaşkanı’nın onayından önce böyle bir yola gitmeyi düşünmesinin veya gideceğini ifade etmesinin yasama faaliyetini engelleme çalışması olduğunu ifade eden Bozdağ, “Bu açık bir şekilde Anayasa’nın ortaya koyduğu kurallara aykırıdır. Kaldı ki bu düzenleme içerisinde ne Anayasa’nın 159. Maddesine ne Anayasa’nın diğer maddelerine aykırı bir hüküm bulunmamaktadır. Yasamaya bırakılan alanlarda düzenleme yapılmıştır.” şeklinde düzenlemeyi savundu.
HAKİMLERİN SES KAYITLARI
Bir gazetecinin Yüksek Yargı’daki bazı savcı ve hakimlerin ses kayıtlarının internete düştüğünü sorması üzerine Bozdağ, şu cevabı verdi: “Tabi ben dinlemedim öyle bir kaydı henüz. Türkiye demokratik bir hukuk devletidir, demokratik bir hukuk devletinde herkesin görevleri Anayasa ve yasalarla belirlidir. Ona göre görevlerini yaparlar, tabi o kaset doğru mu onları bilmiyorum. Doğruluğunu öğrendikten sonra onun hakkında konuşma yapabiliriz. Ben sadece şunu söyleyebilirim, demokratik hukuk devletlerinde iktidara gelmenin yolu da iktidardan ayrılmanın yolu da tektir, o da sandıktır. Sandığı da millet, iktidarı verir, iktidarı beğenmediği zaman da sandıkta iktidar değişikliğini bizzat millet yapar. Milletin dışında iktidar değişikliğini yapan demokratik ülkelerde güç ve kuvvet yoktur. Olması da mümkün değildir. AK Parti 2002’den beri milletimizin iradesi ile iktidardadır, 2004, 2007, 2009 ve 2011 seçimleri, öte yandan 2010 halkla beraber yürümeyi ve birlikte hareket etmeyi başarmış bir partidir. Her seçimde milletimizin birinciliği verdiği bir partidir. Dolayısıyla bugünkü iktidarımız bugünkü gücümüz sadece milletin dua ve desteğine dayanan bir iktidardır. Biz de bunun farkındayız. AK Parti’yi iktidardan engellemek isteyen çevreler her zaman oldu. Sadece muhalefet partileri değil bazı SKT’lar, bazı sermaye çevreleri, bazı medya çevreleri, bazı uluslar arası çevreler, bazı işbirlikçiler, başkaca pek çok çevreler. AK Parti’den memnun olmayabilirler, iktidardan indirmek için uğraşabilir ki uğraşıyorlar da. Biz 3 Kasım’da, 2002’de seçime giderken Başbakanımızın ismi milletvekilliğinden silindi, manşetlerde neler atıldı neler. Milletin desteğiyle iktidara geldik ve ondan sonra da pek çok darbe teşebbüsleri, başkaca hadiseler ülkede yaşandı, ama AK Parti hala iktidardadır, bundan sonra da iktidarda milletimizin dua ve desteği ile devam edecektir. Ben sandık dışında iktidar arayanların hepsine buradan bir çağrı yapıyorum. Boşuna uğraşmayın. Sandığın dışında demokraside iktidar veren veya iktidar alan yer yoktur. Sandıkta iktidarı millet verir, istemediği zaman da tekrar millet alır, yerine kimin getirileceğine de millet karar verir. AK Parti hükümetleri ile AK Parti iktidarıyla uğraşanların bilmesi gereken gerçek budur. AK Parti milletin duası ve desteği olduğu sürece iktidarda varlığını sürdürecektir.”
CİHAN