Dolar 34,5466
Euro 36,0095
Altın 2.987,56
BİST 9.516,15
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Yağmurlu
İstanbul
19°C
Yağmurlu
Cts 9°C
Paz 10°C
Pts 9°C
Sal 11°C

BÖYLE DEVAM EDEMEZ

BÖYLE DEVAM EDEMEZ
19/02/2014 11:18
A+
A-

Türkiye’de ne olduğunu, nasıl bir düzen kurulduğunu, hangi tehlikelerle karşı karşıya kalındığını merak eden, bu ülkenin ve milletin geleceği konusunda düşüncesi olan herkes, MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin konuşmalarını yakından takip etmeli ve ulaşabildiği her yere götürmeli, bulabildiği herkese anlatmalıdır. Bu siyasetin ötesine geçen bir mecburiyettir. Vatana hizmettir. İmanımız, inancımız da bunu gerektiriyor. Zira, yalan ve haram düzenini, ihaneti ve bölünmeyi vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmesi mümkün olmadığı gibi, imanımız da kesinlikle reddeder. Bu düzenin sona erdirilebilmesi için tek ve son çare MHP’dir.

Sayın Genel Başkanının grup konuşmasının tamamı haber sayfalarımızda yer almaktadır. Yerimizin el verdiği kadarıyla bazı cümleleri değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyorum:

VİLLA SİPARİŞLERİ

Türk gençliği aç ve açıktayken, işsiz ve güçsüzken; Başbakan’ın çocukları kamu arazilerine çöreklenmekte, yetimlerin hakkını bol bol cebe indirmektedir.

Gençlerimizin özeline karışan, nasıl giyinip, nasıl yiyip, ne içtiklerine müdahale eden, “her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kaide yok” diyerek gelecek nesilleri tersleyen Başbakan, konu Bilal’i olunca neredeyse göğe merdiven dayayacak kadar iştahlı ve heyecanlı olmaktadır. Evlatlarımız başlarını sokacak bir göz evi ancak hayallerinde görürken, Başbakan’ın kızı-oğlu villa siparişi vermekte, nasıl bir saray istediklerini detaylı olarak yandaş işadamlarına bildirmektedir.

DIŞ POLİTİKA YERLERDE

AKP hükümeti iç politikada hüsran yaşamakla kalmamış, uluslararası ilişkilerde de tutunacak dal, yüz akıyla savunacağı ilişki ağı bırakmamıştır.

Bölgemizdeki tüm olaylar aleyhimize gelişmektedir. Ülkemizin yaptırım gücü, caydırıcılık vasfı ağır hasar almış durumdadır. Sözü geçen ülke propagandasından, sözü çiğnenen, sözü yerlerde sürünen bir konuma aşikar şekilde gelindiği ortadadır. AKP hükümetinin dış politikadaki hiçbir hesabı gerçekleşmemiştir. Hiçbir planı işlememiş, hiçbir projesi dikiş tutmamıştır.

REZALET EŞİKLERİ AŞILDI

Siyasi bölücüler öyle bir cüret kazanmışlardır ki, kafalarının içinde ne varsa uluorta beyandan kaçınmamışlardır. AKP hükümeti ise bu PKK taleplerini “önümüzde seçim var, bunu halka anlatamayız” diyerek zamana yaymıştır. Bu sözlerden anlaşılacağı üzere, AKP prensipte PKK’ya ve İmralı canisinin beklentilerine tamam demiş, sadece zamanlama açısından kuşkularını paylaşmıştır. İhanetin dozu öyle artmış, kontrolü öyle kaçmıştır ki, AKP’nin hazırladığı seçim bildirgesinde yerel yönetimler için özerlik vaadi bile yer bulmuştur. Anlayacağınız şerefsizlik diz boyudur. Rezalette tüm eşikler aşılmıştır. Vatan, bayrak ve millet düşmanları ittifak yapmıştır. Bu Başbakan ki, paralel yapılanma ezberleriyle milletimizi aldatıp aklını karıştırırken, Türkiye çatır çatır bölünmektedir. Sayın Başbakan hain arıyorsan masada pazarlık yaptığına bak.Hain istiyorsan Türkiye’yi satmaya ve üzerinde ameliyat ruhsatı vermeye hazırlandığın mihraklara odaklan. Yetmiyorsa boyunca bir ayna bul, hemen karşısına geç, emin ol ki orada haini göreceksin.

BIÇAK KEMİĞE DAYANDI

Milletimin tüm güzel insanlarına, milli ve manevi duyarlılığı olan AKP’ye oy vermiş kardeşlerime açık açık buradan sesleniyorum: Başbakan bu tempo, kıvam ve ölçekte giderse Türkiye’nin üniter yapısını bozacak, özerkliği oldubittiye getirecektir. PKK’nın siyasete taşınması için her namert adımı atacaktır. Yasal ve anayasal düzenlemelerle Türk milleti etnik parçalara ayrılacak, son vatanımız alev alev yanacaktır. Devletin hazinesini soymakla kalmayıp, milletin bağımsızlığını ve geleceğini ateşe atma kararlılığında olan köksüz ve kimliksiz yandaşlarla terörist sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi nasıl hafife almaktadır? Türk milletinin bu yükü taşımaya artık mecali kalmamıştır. Bıçak kemiğe çoktan dayanmıştır. Türkiye’nin Başbakan eliyle içine sürüklendiği bu ağır şartlar karşısında, milli bir seferberlik ruhuyla harekete geçmek her Türk vatandaşının kaçamayacağı tarihi bir görev ve sorumluluktur.

BUNLAR YOLSUZLUK DEĞİL Mİ?

Başbakan Erdoğan’ın rüşvet tanımından sonra, gündeme getirdiği yolsuzluk izahı da tam bir kara mizah örneğidir. Devlet soyan, devlet arazilerini parselleyen, devlet ihalelerinden yüzde alan, irtikap ve nüfus ticaretiyle servetine servet katan birisine dünyanın her tarafında hırsız, vurguncu ve hortumcu denmektedir. Telefonlarda parola parfüm ve maden işi diyen Başbakan yakınları ve kadim dostları soyguncu değil midir? Etiler’deki polis okulu arazisini önce Kiptaş’a devredip, ardından da talan düğmesine basmak yolsuzluk değil midir? Bu arazinin Yasin el Kadı’nın oğlu Muaz Kadı ve işadamı Usame Kutub’un da ortakları arasında bulunduğu bir şirkete ihalesiz olarak verilme hazırlığı ve bu şirketin gizli hissedarları arasında Bilal Erdoğan’ın da yer alması yolsuzluk değil midir? Başbakan’ın Etiler Polis Okulu arazisinin malum şirkete devri için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na emir vermesi yolsuzluk değil midir? İranlı karanlık işadamının, rüşvet kölesi yaptığı dönemin İçişleri Bakanı’na “bana operasyon var mı?” sorusuna, bu Bakanı’nın “abicim rahat ol, öyle bir şey varsa senin önüne ben yatarım” demesi yolsuzluk değil midir? Evet kimin nerede yattığı ve daha nasıl uzun yıllar yatacağı bellidir.

MİLLETİN SELAMETİ DÜŞÜNÜLMELİ

Korkarım ki, Başbakan Erdoğan HSYK’daki yeni yapılanmayla yargının tepesine başyargıç olarak oturacaktır. İyice azacak, tek parti sultasının, tek adam devrinin son rötuşlarıyla birlikte ilamını yapacaktır. Sayın Gül yetkisini kullanmalı, parti çıkarını değil, devletin ve milletin selametini düşünerek hareket etmelidir. HSYK Kanunu Çankaya’dan mutlaka dönmelidir. Aksi taktirde muhtemel tehlikeler çok fazladır. Başbakan demokrasiyi darbelemektedir. Başbakan adaleti yok etmektedir. “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu”ndan yakayı kurtarabilmek için hukuku kurşuna dizmektedir.

KABATAŞ YALANI İÇİN ÖZÜR DİLE

Her şey netleştiğine ve Kabataş’ta herhangi bir saldırı olmadığı görüntülerle sabitleştiğine göre Başbakan çıkıp Türk milletinden özür dileyecek erdemi gösterebilecek midir? Yoksa iddia edilen saldırıdan beş gün sonra alınan ve son derece muamma olan Adli Tıp Raporu’na sarılmaya devam edecek kadar küçülecek ve kendisini hiç edecek midir? Başbakan eğer rüşveti başörtüsüyle, yolsuzluğu maneviyat dolandırıcılığıyla saklayacağını hesap ediyorsa yanıldığını çok yakında anlayacaktır. Biz tüm hanımefendileri bozguncu, yıkıcı, nifak saçan hırsızlara karşı birleşmeye ve Allah için tavır almaya davet ediyoruz.

ORHAN KARATAŞ/ORTADOĞU