Başkurt Devlet; Biz hep birlikte Türk milletiyiz Pkk lağvedilsin diyor! Özel: Devleti verecem diyor!
Uyan Türk milleti Başkurt Devlet bey lağvedilsin diyor! Özel Devleti verecem diyor!
Başkurt Devlet Bahçeli Bilge lider bir açıklama yaptı…. Tüm uyuyan hücreler, eskitmeler, tasmalılar, saldırıya geçti. Şoka ve depresyona giren en tehlikeliler dağdaki teröristler ve Gravatlı içimizdeki teröristler temkinli cevap veriyor yada susuyor. Başkurt’un konuşmasını cımbızlayarak hedefinden uzaklaştırmaya çalışanlar en hafif haliyle kalbi katılaşmış kör bakanlardır. Özel el yükseltiyorum diyerek “SİZE DEVLETİ VERECEM” demiştir. Başkurt, Türk devletine biat et lav ettiğini açıkla. Terörü bitirecek kudretimiz var derken. Özel, sanki Kürtler bu ülkede başbakan, bürokrat, iş, güç sahibi değiller gibi kumar masanda olduğunu sanmış ki el yükselterek devleti teslim edecekmiş. Sonra kıvırdı tabi, bugün yapılan açıklamada daha özgür daha fazla demokrasi diyerek gerçek amaçlarını gizlemeye çalıştı.
Başkurt ekonomiye değindi: “Her vatandaşımızdan bir bahaneyle 750 lira almak yerine, tüm vatandaşlarımıza artan zenginlikten hakkaniyetli pay veren bir Türkiye’ye ulaşmak hayal değil, ulaşılacak bir hedeftir.
Türk milleti hak ettiği medeniyet, muassır ve müreffeh seviyelere inşallah tırmanacaktır.
Emek ve alın teri bizim vazgeçilmez değerimizdir.
Her insanımız emeğinin karşılığını alacak, evini huzur içinde geçindirecek, çocuklarını sevindirecek, borç kıskacına düşmeyecek, zorunlu harcamalarını endişesiz karşılayacaktır.
Aziz milletimin ve tarihin huzurunda diyorum ki, bu hedefleri gerçekleştirmek sadece boynumuzun borcu değil, siyasi ve insani şeref konumuzdur.”
Kimse konuşmuyor.
Başkurt’un: “Diyarbakır’da Narin, Tekirdağ Malkara’da Sıla, İstanbul Fatih ve Eyüpsultan’da İkbal ve Ayşenur evlatlarımız en ağır saldırılara maruz kalmış ve hepimizin yüreklerini kavurarak hayata veda etmişlerdi.
Yavrularımız gadre uğramışlar, şiddete bulanmışlar, tüyleri diken diken eden caniliklerin sırayla kurbanı olmuşlardı.”
Kimse konuşmamıştır
Başkurt’un yenidoğan çetesine karşı konuşmasını ve baş savcımıza desteğini kimse konuşmamıştır.
Başkurt’un: “FETÖ elebaşına bile dünya kalmadı, kendi topraklarında, casusluk eğitim aldığı ülkesinde Allah’a hesap vermek üzere öldü gitti.
Dileğim Allah’ın azabıyla kahrolması, hıyanetini, müşrik ve münafık emellere hizmetinin bedellerini tek tek ödemesi, cehennemde ebediyyen yanmasıdır.
Bu teröristin Türkiye’de gömüleceği bir toprak yoktur.
Nerede Türkiye düşmanlığı yapmışsa orada çürüyüp gitmelidir.
Kulun hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Kimse konuşmuyor.
Başkurt: “Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır.
Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür.
Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek elbette mecburidir, ama kolektif kimlik ve etnik temelde bir çözüme atıf yapmak vahim bir tehlikedir.
Bu ülkede yaşayan hiçbir Kürt kardeşim sorun olarak gösterilemez.
Kürt sorunu var demek, Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yalan sözlerin, yıkım bekleyenlerin, küresel emperyalizme piyonluk yapanların ortak propagandasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti asimilasyon politikasına hiçbir zaman teşne olmamış, tenezzül etmemiş, prim vermemiştir. Kimse konuşmuyor.
Başkurt: Bugüne kadar terör ve terörizmle mücadelede elde edilen ortak tecrübeleri şu şekilde sıralamamız mümkündür:
1- Tek başına silahlı mücadelenin hemen hiçbir zaman terörü sona erdiremeyeceği gibi, terörün silahsız çözümü de asla yoktur.
Esasen hiçbir taviz, hiçbir geri adım teröristi doyurmayacak, tatmin etmeyecektir.
2- Gerçek dünya ile teröristin kanlı hayatı arasında çok ciddi farklar vardır.
Teröristin yaşadıkları ve kabulleriyle gerçek olaylar ve olgular arasındaki çelişkiler somutlaştıkça teröristin direnci kırılacak ve silahtan uzaklaşacaktır.
3- Terör örgütünün inancını değiştirme çabası boşunadır.
Ancak tek tek teröristler üzerinde tesirli olmak, ihanetin sonunun olmadığını meşru vasıtalarla anlatmak ve açıklamak örgütteki çözülmeyi hızlandıracaktır.
Meselenin can alıcı noktası şudur: Terör örgütünün taleplerini kabul etmek tehdide boyun eğmek demektir.
Üstelik yeni saldırıları kışkırtmaktan başka bir netice de vermeyecektir.
Ancak silah ve şiddet karşısında toplumun boyun eğdiğini göstermek ne kadar yanlış ise, terörü yaratan ortamın iyileştirilmesi amacıyla demokratik adımları atmaktan imtina edilmesi o ölçüde hatalıdır.
Medyanın tavrı ve tutumu da çok önemlidir.
Terör eylemlerinin teröristlerin bir başarısı ya da toplum açısından bir panik havası şeklinde sunulması bölücü örgütün değirmenine su taşımakla eş anlamlıdır.
Teröristin moralini bozan ve direncini azaltan iki faktörden birisi, temel iddialarına yönelik kuşkular duymaya başlaması, diğeri de silahlı eylemlerin başarısızlığa mahkum olduğuna ikna edilmesidir.
Bölücü terör örgütü PKK’nın silahlı eylemleri başarısızlığa mahkumdur.
Terörle hiçbir yere varılmaz, varılamaz, varılamayacaktır.
Türkiye bölücü teröre asla rıza göstermeyecek, müzakere ve mütareke dayatmaları işe yaramayacaktır.
Bir yanda terörle amansız mücadele ederken, diğer yanda demokratik reformların, sosyal ve ekonomik düzenlemelerin yapılması akla en yatkın seçenektir.
Kürt kardeşlerimizle terör örgütü arasında hiçbir ortak taraf yoktur.
6 Haziran 2011 tarihinde yaptığımız Diyarbakır Mitinginde demiştim ki;
“Vashingtondakiler sizi benden daha fazla sevemez.
Brükseldekiler sizi benden daha çok anlayamaz.
Erbildeki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez.”
Terörün belini kırmak her şart ve durumda görevimizdir.
Terör eylemlerine önşartsız derhal son verilmesi,
Bütün teröristlerin silahlarıyla dağdan inip Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olması
Türk adaletinin vereceği hükme razı olarak cezalarını çekmeleri terör örgütü için tek çıkıştır.
Ne ABD, ne AB, ne Irak, ne Suriye, ne de bir başka ülkeyle birlikte içimizdeki bazı mihrakların Kürt kardeşlerimizin sözcüsü ve vasisi olması asla, kata imkansızdır.
Birinci hüküm cümlem şudur:
TBMM’de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün ve hatta mecburidir.
Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız.
Geçen haftaki grup konuşmamda demiştim ki;
“Türkiye’ye getirilirken, “her türlü hizmete hazırım” diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin.”
Bu çağrımın içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar çok sayıdadır.
Türk ve Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak, milli birlik ve beraberliği çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir:
Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum;
Şayet (olasılık derecesi daha az olmak üzere ola ki, belki, eğer.) teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun.
Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.
Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.
Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın.
Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.
Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz.
“Yeni Yüzyıl, Yeni Hayat, Yeni Türkiye” temelinde bagajları boşaltalım ve milli ülküleri hep birlikte yakalayalım.” Kimse konuşmuyor.
Ne konuşuyorlar “Terörist başı Bebek katili Dem grubunda konuşsun demiş nasıl der?”
Niye demiş? Neden Demiş? Gaye ve amaç nedir ? Önce bu soruları sordunuz mu? Kendinize.
Yok sormazsınız sığ düşünüp eline baktıklarınızın ağzına bakıyorsunuz. Size ne verilirse onu dillendiriyorsunuz.
Başkurt Devlet bahçeli terörün kökünü kazıyalım derken terörle müzakere edilmez diyor. Türkiye’de yeni bir çözüm süreci değil PKK nın Türk milletinin ve Devletinin elini öpsün lav etsin gücü varsa demiştir. Kürt halkının Türk devleti ile bir sorunu yoktur. Onlar bizim kardeşlerimizdir PKK emperyalist gücün elidir. Kürt kardeşlerimizi temsil etmiyor demiştir. Kürtlerle bebek katilleri arasına set koymuş. Tasmanı tutanlardan çıkıp gel PKK lav olmuştur teslim olun de… demektir. Kürt halkı ile pkk teröristleri arsına set koymuştur bunlar vatan bölücü gelin bir olalım demiştir.
Başkurt konuşmasında 7 düvele baş kaldırmıştır etrafımızdaki ateş çemberinin ateşi bizede sıçrayacak ve bunu demokrasi adı altında PKK teröristleri üzerinden yapacaktır. Bunu gören Başkurt iç cepheden top yekûn Kürt, Laz, zaza, gırmançi, yörük, Türkmen Herkesin Türk kimliği ve Türk devleti şemsiyesi altında birleşelim çağrısıdır. Bu çağrı asla yanıt bulmayacaktır çünkü ortada büyük bir rant vardır ve abd, avrupa izin vermeyecektir. Abd Türkiye üzerindeki emellerini bu bebek katilleri tarafından yapmak istemektedir. Bebek katili apo yu yetiştirenler için Fetö gibi niyadını doldurmuş misyonu bitmiştir. Bu varsayımlarım az ihtimalle olmadığını varsayalım. Yani bebek katili bu dediğimizi yaptığını varsayalım. TERÖR komple biter. Sonucunada katlanılır. Yani Sen bilmez ise halik bilir.
Başkurt bütün riskleri hesap etmiş ve buna göre de “Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.” Demiştir. Bu bağlamda Başkurt’umun Gövdesini koyduğu taşın altına sorgulamadan bende o taşın altına aciz bedenimi hiç düşünmeden koyarım.
Başkurt konuşmasının sonunda: “Kürt kardeşlerim, gelin bir olalım, beraber olalım, aramıza girmek isteyenleri, bozgunculuk yapanları tarihin çöplüğüne gönderelim.
İmanımız bir, kıblemiz bir, irademiz bir, bayrağımız bir, milletimiz bir, devletimiz bir, anımız bir, acımız bir, geleceğimiz bir, biz hep birlikte Türk milletiyiz.
Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız.
Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz.” Dedi.
Sen ne anlıyorsun bu açıklamada. Müzakere yok anlaşma yok Devlet boyun eğ, teröristler teslim olsun Dünyaya karşı tek ses, tek nefes tek güç olalım çağrısından başka ne anlıyorsunuz?
Haklısınız sen ne kadar anlatırsan anlat kapasite meselesi fazlasını almıyor arza veriyorsunuz.
Şayet : (olasılık derecesi daha az olmak) üzere ola ki, belki, eğer.
Karaca Hasan