Dolar 34,4928
Euro 36,2614
Altın 3.012,62
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 10°C
Çok Bulutlu
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pts 11°C
Sal 11°C
Çar 13°C
Per 14°C

BAHCELI: MILLET TEVECCUHU MHP DIYOR

BAHCELI: MILLET TEVECCUHU MHP DIYOR
17/03/2014 19:38 | Son Güncellenme: 17/03/2014 22:30
A+
A-

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün Eskişehir mitinginde partililere seslendi. Eskişehir’de konuşan Devlet Bahçeli MHP ile Eskişehir’e yepyeni hizmetlerin geleceğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bu son seçimde çekilen kurada oy pusulasının en sonunda Milliyetçi Hareket Partisi var. Dolayısıyla üç hilal orada. Sandığa gittiğimiz zaman şöyle bir baktığımız vakit, en sonda MHP vardır diye başınızı oraya çevirip mührü vuracağınız sırasında gönlünüzden bir şey geçeceğinden eminim. O da Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı şu günkü siyasi, sosyal ve ekonomik ortamda ‘en son ümidim sensin MHP’ demek içindir” dedi.

MHP Genel  Başkanı Devlet Bahçeli Eskişehir’de yaptığı konuşmada, “Bazı televizyonlar, bazı araştırmalar sürekli şu sloganı yayınlıyorlar. ‘Bu seçimler AKP ile CHP arasında olacak’ diye. Kalan 13 gün içerisinde yarın 12’den hedefi vurmak için ne AKP, ne CHP ille de MHP diyeceğiz” dedi.

Bahçeli, Eskişehir mitingi öncesinde kent girişinde partililer tarafından karşılandı. Daha sonra bir süre otelde dinlenen Bahçeli ve beraberindekiler, mitingin yapılacağı Odunpazarı Meydanı’na geldi.

Bahçeli, burada yaptığı konuşmada, 30 Mart 2014 Pazar günü yapılacak mahalli idareler seçimleri dolayısıyla Türkiye’yi ilçe ilçe, il il gezdiklerini belirterek, Eskişehir’de partililerle birlikte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Demokrasilerin vazgeçilmez unsurları olarak kabul ettikleri siyasi partililerin, milletin aziz evlatları tarafından dünya görüşü çerçevesinde oluşturulan siyasi kurumlar olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

“Her birine saygı duyulmalıdır. Her siyasi parti, demokratik hakkını kullanma ve seçimlerde yarışmak için vardır çünkü, hedefleri doğrultusundan bir başarıyı elde etmek istemektedirler. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk siyasi hayatının güzide bir siyasi kurumudur. Gelenekli, köklü, ilkeli, dürüst, temiz yönetim, temiz siyaset,. temiz toplum hedefleriyle 45 yılı bulan varlığıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu seçimlere de Milliyetçi Hareket Partisi, çok önceden siyasi partilerimizin henüz daha aday belirleme sürecine girmedikleri, ön hazırlıklara başlamadıkları bir dönemde Milliyetçi Hareket Partisi, bütün ilçe, belde, illerde ve büyükşehirlerde aday belirleme sürecini erkenden başlatmıştır. Faaliyetlerimiz hızla ilerlemektedir. Eskişehir’in nüfusu 779 bin 724’tür. Yüzölçümü ise 13 bin 925 kilometrekaredir. Bunun manası şudur; Büyükşehir olarak öncelikle 779 bin 724 Eskişehir’imizde yaşayan insanlarımıza hizmet sunulacaktır.”

-“Artık, yeni bir mührün vurulması gerekiyor”

Bahçeli, geniş kapsamlı alanda yeniden oluşacak bir büyükşehrin, nasıl kurulacağı, kim tarafından yönetileceği, yönetecek olan kişinin birikimini, tecrübesini iyi araştırdıklarını bildirdi.

Eskişehir’in en ücra köyünden, en ücra mahallesinden bir hizmetin sunulabilmesi Eskişehir’i çok iyi tanımanın gerektiğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Eskişehir’de ilçelerin gelişmişlik seviyesini bilmek, köylerde ve mahallelerde kimler yaşamaktadır, bunları daha sonra büyük bir göç olayıyla muhatap olmuşlar mıdır, nereye gitmişlerdir, ne kadar Eskişehir’e gelmişlerdir, dün suyu, elektriği olmayan ama bugün var olan fakat içinde hayat bulunmayan köylerimize, nasıl kalan yaşlı büyüklerimize hizmet sunulabilmesini de düşünerek öyle bir belediye başkanlığı adayı bulmalıyız ki bu hizmetleri sunabilsin’. 6 yıldan bu yana vali olarak köyden kente, merasından dağına, ovasına, şehrine kadar hizmet etme aşkıyla çalışmış olan bir şahıs, 6 yıldan sonra bu tecrübesini bu geniş kapsamlı bir belediye başkanlığından halkımıza tekrar hizmet olarak sunabilir mi?’ diye düşünülmektedir. Bu görevi sadece Eskişehir ili ve merkez ilçeleriyle dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de yapabilecek insanlar vardır. Eskişehir’in tozlu yollarından köylere kadar, ilçelere, mahallelere kadar, orada kalmış büyüklerimize ellerini sıkarak, hallerini sorarak, ‘suyun, elektriğin, aşın var mı?’ diyerek dün yapılmış hizmetleri, bu defa büyükşehrin kaynaklarıyla götürebilmek için bir şahıs bulunmalıdır ki işte bu, Sayın emekli vali Kadir Çalışıcı’dır. Odunpazarı Belediye Başkan adaylığına Emine Edizgil’i aday olarak koyuyoruz. Tepebaşı Belediye Başkan adaylığına ise değerli bir arkadaşımız Sayın Murat Sanlar beyefendi adayımız olarak takdim ediliyor. Emine hanımefendi ile Eskişehir’de Murat’a ulaşmak için Kadir bey ile üçlü bir yapıda burada artık, yeni bir mührün vurulması gerekiyor.”

-“Üç hilal orada”

Bahçeli, seçmenlerin sandığa gittiğinde karşısına bir oy pusulasının geleceğine değinerek, şunları söyledi:

“O oy pusulası Yüksek Seçim Kurulu’nun kurasıyla partilerin nerede, hangi sırayla yer alacağı belirlenmektedir. Bu son seçimde çekilen kurada oy pusulasının en sonunda Milliyetçi Hareket Partisi var. Dolayısıyla üç hilal orada. Sandığa gittiğimiz zaman şöyle bir baktığımız vakit, en sonda MHP vardır diye başınızı oraya çevirip mührü vuracağınız sırasında gönlünüzden bir şey geçeceğinden eminim. O da Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı şu günkü siyasi, sosyal ve ekonomik ortamda ‘en son ümidim sensin MHP’ demek içindir. Eskişehir bundan böyle MHP olacak, Allah’ın izni ile bundan sonra tüm Türkiye’de MHP olacak.”

MİLLETİMİZİN TEVECCÜNÜNÜ HİSSEDİYORUM

Bazı televizyonların ve bazı araştırma kurumlarının sürekli olarak seçimlerin AK parti ile CHP arasında geçeceği yolunda iddialarda bulunduğunu ifade eden Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Her tarafta sanki milli iradeyi iki kafese hapsetmişler gibi bazı televizyonlar, bazı araştırmalar hep bu sloganı söylüyorlar, ‘Bu seçimler AKP ile CHP arasından olabilir’. Pekala seçime 25 siyasi parti giriyor. Onlar bu aziz milletin evlatları tarafından kurulmamış mıdır? Onların adayı yok mudur? Onların siyasi varlığı devam etmiyor mu? Bunların içerisinde bir de gelenekli ve güçlü, milletimizin özünden gelen bir Milliyetçi Hareket Partisi var. Onun hiç mi hakkı yok? Kalan 13 gün içerisinde, yarın 12’den hedefi vurmak için ‘ne AKP, ne CHP ille de MHP’ diyeceğiz. Bunu başaracağımıza inanıyorum. Ve Allah’ın izni ile de milletimizin yüksek teveccühünü hissediyorum .”

Bahçeli, 30 Mart seçimlerinin Türkiye’nin siyasi, sosyal ekonomik yönden önemli krizlerin yaşandığı, kutuplaşmaların, cepheleşmelerin, kamplaşmaların ve kavga ve iç çatışmaya sevk edilmenin büyük kaygısı içerisinde gerçekleştirileceğini söyledi. Bu seçimlerin geleceğimizin belirlenmesinde, siyasetin yeniden şekillenmesinde, bir kaderin değişmesinde bir başlangıç olacağına inandığını belirten Devlet Bahçeli şunları kaydetti:

Bu seçimlerin geleceğin belirlenmesinde, siyasetin yeniden şekillenmesinde, bir kaderin değişmesinde başlangıç olacağını ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:

“Çünkü, mahalli idareler seçimlerinden hemen sonra daha evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde seçilmiş Cumhurbaşkanlığı, bir yasa değişikliğiyle artık, halk tarafından seçilecektir. Bunun ilki 28 Ağustos 2014’te yapılacaktır. Bundan sonra bir siyasi olay daha olmaktadır ki o da 25. dönem milletvekilliği genel seçimleridir. Bu seçimin de 2015 yılı en geç 12 Haziran’a kadar yapılması gerekiyor. Milli irade olarak siz değerli vatandaşlarımızın 30 Mart’ta sandığı gittikten sonra bir sürece giriyorsunuz. O süreç arka arkaya devam edecek ve Türkiye’nin 2015 yılından sonra siyasi kaderini, siyasi yönetimini ve siyasi tercihlerini değiştirecek büyük bir iradeyi, hamleyi, atılımı ortaya koymuş olacaksınız. O sebepten dolayı 30 Mart’ta belediye başkanlarımızı seçelim. Bunu yaparken yüksek bir katılımla gerçekleştirelim. Meşruiyet tartışılır bir hale gelmemelidir. O sebepten dolayı 18 yaşında oy kullanmaya başlayan gençlerimizi de yanınıza alarak sandığa gidiniz, oylarını kullanınız. Gönlünüzden geçecek olan hangi siyasi anlayışsa, iyi değerlendirip, iyi tartışıp, ondan sonra vicdanınızın süzgecinden geçirerek, oylarınızı kullanınız. Oy kullanmak yetmiyor. Oya sahip çıkmak da lazım. Oya sahip çıkabilmek içinde partilerimizin görevlendirdikleri sandık görevlilerine büyük sorumluluk düşüyor. O bakımdan sandık görevlileri sabahın erken saatinde görevli olduğu sandığa ulaşmalı akşama kadar orada görev orucu tutmalı, yok karnım acıktı, bir yemek yiyeyim, sıkıldım bir çay içeyim gibi davranışlarla sandıktan uzaklaşmamalıdır. Sandık görevini sürdürürken gelenleri güler yüzle karşılamalı yaşlılarımıza ellerinden tutarak, yardımcı olup, yol gösterici görevi ile onlara hizmet ederek, onlarında iradesinin sandıkta yansımasına katkıda bulunmalıdırlar. Hepsinden çok daha önemlisi oyların sayımı sırasındadır. Oyların sayımı çok önemlidir. Burada siyasi kültürümüzün değişmesine paralel olarak oy sayımını dürüst adil olması gerekir. Ancak arada sırada bazı illegal oy çalmalarla karşı karşıya kalıyoruz. Düşünelim ki bir okulda 150 sandık bulunuyor. Bunlardan bir tanesi söz gelimi 44’üncü sandıkta a partisi akşamüzeri oy kullanma ile 11 oy almış ama tutanaklara geçirtirken oradaki bir kişi sağına veya soluna bir rakamını koyduğu takdirde 111 oy oluyor. Bu 111 hırsızlıkla hileyle çalıntıyla elde edilmiş oydur. Ve haksıdır. Böyle bir oyun kullananlar bu hileye başvuranlar, oy çalımında maharetli olanlar, bununla da kalmıyorlar, hasbelkader bir de sorumluluk üstlendikleri takdirde bu alışkanlıkları sorumlu mevkilerinde devam ediyor. Çalmaya, çırpmaya hırsızlığa orada da devam ediyorlar. Bunun önlenmesi lazım. Bu böyle gidemez. Bunun için görevli olan arkadaşlarımız. Buna çok dikkatli olmak mecburiyetindedir.”

-“AK Parti, 11 yıldır Türkiye’yi yönetiyor”

Bahçeli, Türkiye’nin 11 yıldır AK Parti tarafından yönetildiğini hatırlattı.

“11 yıldan bu yana AKP’ye oy veren yüzde 34 ile başlayarak yüzde 49’ları aşan bir gelişme seyri içerisinde olan Adalet ve Kalkınma Partisi, Meclis’teki sayısal çoğunluğuyla oraya dayalı olarak tek başına hükümet kurmak yoluyla Türkiye’yi yönetmektedir” diyen Bahçeli, şunları söyledi:

“Bütün insanlarımız ‘yeni bir iktidardır, yeni bir partidir. Önemli ekonomik sıkıntılar içerisinden geliyoruz. Dar boğazdayız, kurtuluş arıyoruz. Şimdilik bunu deneyelim’ diyerek, böyle bir kıvrılmayla Adalet ve Kalkınma Partisi’ni iktidar yapmışlardır. Adalet ve Kalkınma Partisi, bu iktidarıyla milletimize Meclis’te sayısal çoğunluğu tek başına hükümet olmakla, ne vaadetmişse, programında ne projesi varsa, halkın yeni sorunları ne şekilde gelişmişse, onların hepsini çözmeye mukadder olduğunu görmek lazımdır. Ancak aradan geçen 11 yıl içerisinde bu meydanı şereflendiren aziz vatandaşlarım başta olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi’ne bu desteği vermiş olan kardeşlerimize bir soru soracağım. 2002 yılının 3 Kasım’ından sonra 14 Kasım 2002’de 58. hükümetle başlayan bir AKP yönetimi ülkede sürdürülmektedir. Şimdi ekonomik yönden büyük sıkıntılara düşmüş, gelir dağılımdan dolaylı aralarında uçurum olan, işsiz, aç, yoksul insanlarımız 2002’den 2013’e kadarki süre içerisinde gelir dağılımının dengeli bir hale gelmesiyle gelir seviyelerinin yükseldiğini söyleyebilirler mi? Ailelerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir huzura, güvene, gelire sahip olduk diyebilirler mi? ‘Çocuklarım yetişti, 8-9 yaşındaydı, şimdi 20 yaşına doğru geldi, eğitimini tamamladı, zor güçle okuttuk, işe girmesi lazım geliyor’ iş bulabiliyorlar mı? O zaman bugünkü iktidara şu soruyu sormak lazım. ‘Bizi niye aldattın, bizi niye kandırdın? Biz size ekonomik yönden gelişeceğimizi, ailemizi rahatlıkla kalkındıracağımızı, hizmet edeceksiniz diye düşündük ama bu hizmeti sunamadınız. Şimdi size Adalet ve Kalkınma Partisi diyebilmek için bu aldatma ve kandırmayı nasıl telafi edeceksiniz?”

AYAKKABI KUTUSU PARTİSİ DİYELİM

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Eskişehir mitinginde 17 Aralık operasyonuna değinde ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı eleştirdi. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kısaltılmışının AKP olduğunu ancak Başbakan Erdoğan’ın AKP yirine ‘Biz AK partiyiz’ dediğini ifade eden Devlet Bahçeli şöyle devam etti:   “Vatandaşlarımız ve gençlerimiz, geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz, zeki, kabiliyetli ve yaratıcı özellikleriyle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kısaltılmışının AKP olduğunu biliyorlardı” ifadelerini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AKP yerine ‘Biz, AK Parti’yiz’ dedi. 17 Aralık’a kadar hepimiz de inanmıştık, bunların adı ‘AK Parti’ diye ama 17 Aralık’tan sonra akı, karası kalmadı. Ama hala ısrar ediyor. ‘Ben Ak Partiyim’ diyor. Bu durum karşısında gençlerimiz şöyle bir geriye bakıyor, kendi beklentilerine bakıyor, ailesinin daha huzurlu ve güven içerisinde yaşayabileceği bir ortamı düşünüyor. Fakat o 2013 yılına kadar bununla ilgili herhangi bir gelişmenin olmadığını fark ediyor. O zaman o yaratıcılık vasfıyla, zekasıyla siz Adalet ve Kalkınma Partisi AKP değilsiniz bundan böyle Aldatma ve Kandırma Partisisiniz diyor. Arada bazı olaylar gelişiyor. Bir takım değerlendirmeleri dikkate aldığınız vakit 17 Aralık 2013 günü geliyor, sabahleyin tapelerden veya başka yerlerden bir görüyor ki, Türkiye’de 187 milyon TL bir yolsuzluk ve rüşvetle ülkemiz karşı karşıya kalmış. 41 kişi tutuklanmış. İçinde belediye başkanları var. 4 bakan ve çocukları var. Bir de İran’dan gelmiş, kim olduğu meçhul bir insan var. 4 tane bakanın çocuklarını avucunun içine almış, rüşvet ve yolsuzluğa alıştırmış, sonra da o alışkanlıklarını devam ettirerek, Türkiye’de kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi bir çok yolsuzluk ve hırsızlığa karışmış. Şimdi bu gelişmeleri görünce bir bakmış ki, dün aldanıyorduk, kandırılıyorduk, ama bugün çok farklı bir olayla karşı karşıyayız. Çok küçük yaşlardan bu yana babamız bize ayakkabı alırdı. Ayakkabıyı alır eve gelirdik. Ama ilk gün giymezdik. Yastığın bir kenarına da bu yeni aldığımız ayakkabıyı koyardık. Kutusunu ne yapacağız diye hiç aklımıza gelmezdi. Ama kutusu daha çok makbulmüş. Çünkü 4,5 milyon dolar para konuluyor içine. Bu da bir genel müdür. O zaman bu genç kardeşlerim; özellikle bunlara son yıllarda Y kuşağı diyorlar, şuraya da bakıyorum Y kuşağından çok arkadaşımız var. Aldanma ve kandırmaya tam düşmüşken baktı ki gerçek bu. Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin artık bandını değiştirmemiz lazım. Ne diyelim, Ayakkabı kutusu partisi diyelim.”

AKLAN PAKLAN MİLETİN HUZURANA ÇIK

“Şimdi bu sözü dinlediniz. İnandırıcılığı kaldı mı 17 Aralık’tan bu yana?” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:

“Sayın Başbakan, bu sözünüze dikkat ediniz, bir hatırlayınız, ‘her şey bana komplodur, her şey bana montajdır’ demeyiniz. Geçmişten bu yana söylenenleri hatırlayınız. Birçok kişiye, bazı konularda ‘bunlar faiz lobicisi, bunlar bilmem nedir’ diye söylenip geziyorsunuz ama aradan geçen süre içerisinde 17 Aralık’tan sonra anlaşıldı ki AKP siz bir yalan lobicisiniz, AKP siz bir çalan lobicisiniz, AKP siz bir talan lobicisiniz. Şimdi milleti kandırmaya başlamayın. Recep Tayyip Erdoğan, bu partinin adının ‘ak’ olarak söylenmesini sen istedin ama 17 Aralık’tan sonra gelişmeleri dikkate alarak aklan ve paklan. Milletin huzuruna 30 Mart’ta bu yönüyle çık. Hala siz tam 91 gün olmuş, iftira ediyorsunuz. 91 günde herkesi hain ilan ediyorsunuz. 91 gün içerisinde herkese ‘alçak’ diyorsunuz. Herkese ‘haşhaşi’ diyorsunuz. ‘Paralel devlet’ diyorsunuz. Kendiniz masum ama herkes hain ve suçlu. Bu nasıl bir Türkiye? Bunun böyle olacağını biliyorsun da niye savcı kıyımı yapıyorsun? Bu böyle ise niye 8 bin polis kardeşimizi kış günü darmadağın ediyorsun? Bu böyleyse 28 valiyi yerinden niye oynatıyorsun? Bu böyleyse Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yasa değişikliğini acilen niye çıkartıp önünü ayıklamak ve kendini korumak için torba yasalar icat ediyorsun? Bu böyleyse o zaman kalk yüce milletime deki ‘aziz milletim, icraatın içerisinde ben size hep yalan söyledim ama gördüm ki biz Türkiye’yi soymuş soğana çevirmişiz. Alternatif olarak bazı konularda sizi aldatmışız.”

-“Uzmanları yok farzediyorsun”

“Siz, 91 günden bu yana ‘bana komplo yapıldı’ diyorsunuz. ‘Bana montaj yapıldı’ diyorsunuz” ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Değerli vatandaşlarım, montajı bu inkar politikasıyla düzenlenmiş olan, miting alanlarında taşıma insanlarla bunu sürdürdüğünü hala kavrayamıyor. Şimdi televizyonlarda bir bakın. Eğer güneş şu yükseklikteyse burayı aydınlattığı zaman, hepimiz o güneşin ışığından yararlanırız. Bunların televizyonlarında gösterilen açık hava toplantılarında bir bakıyorsunuz, bir kısım aydınlık, elinde herkesin bayrak var sallıyor. Bir taraf kapkara yüzleri dahi seçilmiyor. Demek ki bu gerçekten bir montaj. Bu montajı alışkanlık haline getirdiğinize göre, milleti de oğul-baba konuşmasında ‘montaj’ diye aldatacağınızı mı sanıyorsunuz? Burada iki büyük üniversite var. Değerli bilim insanları, oradan yetişen insanlar, bugün Türkiye’yi yönetiyorlar. Buralarda hangi sesin nasıl montaj olup, olmadığını bilecek kadar uzmanlar var. Bu uzmanları yok farzediyorsun.”

Bahçeli, şunları söyledi:

“Bu olay da çok büyük şaşırtıcı bir olay. Burayı iyi anlamak lazım. 17 Aralık saat 6.30 ile 7.30 buçuk arasında 41 kişinin tutuklanmasına sebep olan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, saat 8 sıralarında Sayın Başbakan’ın bilgisine sunuluyor. Başbakan’da bir panik başlıyor, devletin ilgili kurumlarını arayacağı yerde oğlu Bilal’i arıyor. Bilal ile beraber bir muhabbet başlıyor. ‘Oğlum paraları sıfırla. Ne olup, ne olmayacağı belli değil. Şunu şuraya, bunu buraya, şunu şöyle yap’ diye bir konuşma var. Bu konuşmayı artık, halk duymaya başlayınca, bizim genç kardeşlerimiz geleceğimizin teminatı olan o özel insanlar, 2023’ün lider ülkesinin yöneticisi olacak olan o değerli kardeşlerim diyor ki, ‘Bu iş karma karışık hale geldi. Ayakkabı kutusundan çıktı, aileye doğru geliyor. Şimdi, acaba bu partiye ne diyebilir? Bir milyar dolar yazmayla adamın kolu yorulur, bu ne paradır’ diyor. Arkasından da ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yeni ismi Aileyi Kalkındırma Partisi’ olarak ifade ediyor. Bakalım gelecekte bu zeka dolu, kabiliyet dolu insanlarımız, Türk siyasi hayatının tarihini daha hangi isimleri düşürerek, bu Adalet ve Kalkınma Partisi’nin geleceğini şekillendireceklerdir. Onu da zaman gösterecektir.”

‘RECEP TAYYİP ERDOĞAN ARTIK SEN BİTTİN’

Bahçeli, iktidarın artık, ülkeyi yönetemediğini iddia ederek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın inandırıcılığını kaybettiğini savundu.

“Recep Tayyip Erdoğan, artık güvenini de kaybetmiş” diyen Bahçeli, şunları söyledi:

“Dolayısıyla Başbakan olarak görevini sürdürmesi imkan dahilinde görünmüyor. Yolsuzluk ve rüşvetin, komplo veya montaj olmayıp, yargı süreciyle her şeyin ortaya çıkmasına fırsat vermez ise Çankaya yokuşunda zaten bu yükü taşıyamaz, Cumhurbaşkanı olmak rüyası, hayali de ortadan kalkar. Artık, Recep Tayyip Erdoğan Türk siyasetinde kara bir günün başlatıcısı olmuştur. AK Parti’yi kazan dibi gibi karartmış, şimdi sadece kendisini kurtarırken AK Parti’yi yakmaya çalışıyor. Buna dikkatli olmak lazım. Bunu yaparken Recep Tayyip Erdoğan’ın artık siyasi ömrü tükenmiştir ama bu tükenişi demokrasi içerisinde gerçekleştirmemiz lazım. Demokrasi içerisinde gerçekleştirmenin yolu seçimdir. Seçimde ise sandıktır. Öyleyse hep beraber sandığa koşa koşa gitmeliyiz, Recep Tayyip Erdoğan’ı en geç 2015 Haziran’ına kadar görevden alabilecek bir milli iradeyi şekillendirmemiz lazım. Öyleyse birinci görevimiz sandığa gitmek, ikinci görevimiz AKP’yi uyarmak, üçüncü görevimiz eğer kendisi bu uyarıdan ders alıp, istifa edip bir başka faaliyetin içerisine girmediği taktirde millet iradesi olarak, yüzde 51 ile geldiğini sakız gibi her yerde çiğneyerek söylüyor. Şimdi 12 Haziran’a kadar, o güne de kalmaz da o güne kadar kaldığını farz edelim, bu milli irade diyor ki özellikle de AKP’li kardeşlerim diyor ki artık yeter, yüzde 51 ile geldin 51 ile gideceksin. İşte o gün yaklaşıyor. Bunun başlangıcı 30 Mart’tır. 30 Mart’ta aziz vatandaşlarım bu görevi yerinde getirmeliyiz. Aksi taktirde Türkiye çok karışacak. Türkiye’de sosyal ve siyasi hareketlilik hepimizi ürkütebilecek bir boyuta gelebilir. Bunu yakın çevrelerimizde görüyoruz. İşaretlerini görüyoruz. Bunun provokatörlüğünü ajite edenin de Recep Tayyip Erdoğan olduğunun farkındayız. Yolsuzluk ve rüşveti gündemden düşürmek, kendisini tartışmadan uzaklaştırmak için kardeş kavgasının başlatılmasına kadar bir gayretin içerisinde olduğunu artık hissediyoruz. Bu oyuna düşmemeliyiz. O sebepten dolayı sokak değil sandık çıkış yolumuz olsun. Recep Tayyip Erdoğan’ın artık dizi filmlerinde bazen, hafif bir gerilim olduğu zaman kullanılan bir ifade var, ‘artık, sen bittin’. Recep Tayyip Erdoğan artık, sen bittin.”

MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye konuşması sonunda bir partili tarafından kara kalemle yapılan ilkokul ve şimdiki halinin çerçeveli fotoğrafı verildi. Bahçeli mitingden sonra Eskişehir’den Kocaeli’ne hareket etti.

AA-DHA