Babacan, Rum Kesimi’ni Eleştirdi
Babacan, Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakları olası bir borçlanma modeline teminat olarak gösterme düşüncesini eleştirdi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Finlandiya’nın kuzeyindeki Saariselka kasabasında, evsahibi Finlandiya’nın Başbakanı Jyrki Katainen ile Avrupa İşleri ve Dış Ticaret Bakanı Alexander Stubb dışında, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves, Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis, Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt, Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanovic ve Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı İrlanda’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lucinda Creighton ile Avrupa’nın geleceğinin tartışıldığı toplantıya katıldıktan sonra AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Babacan,Güney Kıbrıs krizinde uygulanan yöntemin “kendine özgü” bir yöntem olduğunu dile getirerek, bunun diğer Avro Bölgesi ülkeleri için bir emsal teşkil etmemesi gerektiğine işaret etti.
“Sorunun çözümü için seçilen metot bizim tasvip ettiğimiz bir metot değil” şeklinde konuşan Babacan, “Kıbrıs’ın bankacılık sistemi de maalesef düzgün bir sistem değil” dedi. Babacan, Güney Kıbrıs bankalarının aslında hiç almaması gereken mevduatları alıp, bunlara piyasadan daha yüksek faiz ödediğini söyledi ve borcu borçla kapatmak anlamına gelen bir “ponzi oyun” içine girdiğini belirtti.
GKRY’nin doğal kaynakları borçlara teminat gösterme düşüncesi
Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakları olası bir borçlanma modeline teminat olarak gösterme düşüncesini de eleştiren Babacan, “Adanın etrafındaki kaynaklar sadece Rumlar’ın kaynağı değil ki. Kimin kaynağını kime teminat gösteriyorlar. Uluslararası hukukta adanın etrafındaki doğal kaynakların hepsi adada tüm yaşayanlara aittir” dedi.
Babacan, Rumların arama faaliyetlerini başlatmasından sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de aramalara başladığını hatırlattı ve şunları söyledi:
“Tamamen kendilerine ait olmayan, kendi kontrollerinde olmayan bir kaynağı kendi borçlarına garanti göstermek uluslararası hukuk açısından sağlam bir yol değil. Zaten kreditörler de bunu düşünür. Rumlar ‘teminat gösterdim’ de dese, yarın KKTC’den insanlar dava açmaya başladığında o teminatın değeri kalmaz, geçerli bir teminat olmaz. Dolayısıyla bunun da borç konusunda geçerli bir metot olduğunu düşünmüyorum.”
aa