Ankara…
Ankara…
Sosyal medya mecrası bir alem..
İstanbul’da mukim dostlarımdan birisi Ankara’dan pekte haz almadığını usturuplu bir biçimde yazmış..
Amenna..
Lakin bu paylaşıma öyle yorumlar yazılmış ki, aman Allah’ım..!
Dayanamadım ve şunları yazdım.. Ki, hayatım da hiç bu kadar uzun bir cümle kurmamıştım..
Yani, iki kısa bir uzun ve bir sayfayı bulan cümleyle bir sevdayı, bir duyguyu anlattım..
Neyse..
Dedim ki..
*
Atatürk, Ankara ve Ankaragücü sevdalısı biri olarak diyorum ki;
Tv’lerde yayınlanan yemek programlarında tadına bile bakmadığı yemeği beğenmediğini söyleyenleri anımsattı bazı tarifler…
Velhasıl-ı kelam..
Ankara aşktır, sevdadır, işgal altındaki İstanbul’un düşman çizmesinden kurtuluşuna vesile olandır..!
Yaşamayan, havasının, suyunun, birbirinden lezzetli yemeklenin tadına bakmayan, okullarında okumayan, sokaklarında gezmeyen, Elma Dağı’na çıkmayan, geniş ova ve mesire alanlarında, ırmak-göl kenarlarında piknik yapmayan, mis gibi yaprak et döneri, Ankara tavası, 40 katlı cevizli baklavası, yaprak sarması, etli pilav güveci, bazlaması ile susam kokusu şehirde tur atan simidini, kendine özgü sebze ve meyvesini tatmayan, keçisini, kedisini, tavşanını bilmeyen, 19 Mayıs Stadyumu’nda Ankaragücü’nün maçını seyretmeyip trübünlerdeki o coşkuya katılmayan, Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde sabah namazı kılmayan, hemen yanıbaşıdaki türbede dua etmeyen, kaplıcalarında yunmayan, Türkiye’nin kalbinin attığı TBMM ile Anıtkabir’i ziyaret etmeyen, kısaca güzellikleri, özellikle saymakla bitmez de, taşıyla, toprağıyla, havasıyla, tarihiyle Türk kokan, Türkçe konuşan başkent ANKARA’nın değerini; tekraren söylüyorum yaşamayan bilemez!
*
Bitirirken, gerek sıralamada gerekse de maddi açıdan zor durumdaki Ankaragücü’müzün, Allah yar ve yardımcısı olsun diyor, Süper Ligde başarılar diliyorum..
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
ANKARA