Dolar 34,5424
Euro 36,0063
Altın 3.006,41
BİST 9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 10°C
Çok Bulutlu
İstanbul
10°C
Çok Bulutlu
Pts 11°C
Sal 12°C
Çar 13°C
Per 14°C

AKP’LI KUZU INTERNET ORTAMINI RUHLAR VE CINLER ALEMINE BENZETTI

AKP’LI KUZU INTERNET ORTAMINI RUHLAR VE CINLER ALEMINE BENZETTI
07/02/2014 21:55
A+
A-

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, internet ortamını ruhlar ve cinler alemine benzetti.

Kuzu, konferans için geldiği Kahramanmaraş’ta Vali Şükrü Kocatepe’yi ziyaret etti. Valilik şeref defterini imzalayan Kuzu, Maraş’ın kurtuluş haftasında bu kente gelmekten mutluluk duyduğunu belirtti. Esprili tavırlarıyla dikkat çeken Kuzu, Kahramanmaraşlıların 12 Şubat Kurtuluş Bayramı’nı tebrik etti. Milli mücadele konusunu Kayseri’yle de ilişkilendiren Kuzu, “Bazen bize diyorlar ‘Kayseri’nin niye kahramanlığı yok.’ Diyorum ki, Kayseri’ye gelememiş ki adamlar. Sınıra gelmişler ‘burası Kayseri aman aman başımıza bela almayalım’ deyip geri dönmüşler. Yani dedelerimiz bize böyle öğretti” diye konuştu.

Daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Kuzu, uzun tutukluluk sürelerine ilişkin yöneltilen bir soruya rakamlarla cevap verdi. AK Parti’nin iktidara geldiğinde cezaevinde kalanların yüzde 70’inin tutuklu, yüzde 30’unun ise hükümlü olduğunu ifade eden Kuzu, şöyle konuştu:

“Halbuki gelişmiş ülkelerde bunun tam tersiydi. Yani içerde yatan yüz kişinin 30 tanesi tutuklu, 70’i mahkumsa normal sayılıyor orada. Şu anki rakamı vereyim belki şaşıracaksınız. Tutuklu sayısı yüz kişide 22 kişi, yani yüzde 22. Avrupa’da yüzde 27, 28 olan yerler var. Bizde fevkalade iyi. Ama bu Ergenekon ve Balyoz gibi kimi davaları özel bir kenara bırakırsak bunu söylüyoruz. O davalar bakımından tutukluluk ayrı bir durum. Biz bununla alakalı son günlerde eleştiri alıyoruz. ‘Efendim tutukluluk süresini siz 10 yıldan 5 yıla indiriyorsunuz, kendinize sıra gelince’ falan diye. Böyle bir şey yok. Süre indirimi var Anayasa Mahkemesi iptal etti süreyi. 10 yıllık süre çok dediği için bir defa zaten mecburuz. İkinci bir husus ondan da öte biz tutukluluk konusunda süreden öte şartlarını çok netleştirdik. Daha ağır şartlara bağladık tutuklulukla alakalı. Ama mahkemelerimiz maalesef uygulamada pek bunu dikkate almıyorlar. Ama biz gidip de mahkemeye ‘biz bunla ilgili kanun çıkardık, hani tutukla ya da bırak’ diye bir konumumuz olamaz. Çünkü yasama yürütme yargı ayrımında böyle bir şey yok. Demek ki siz ne yazarsanız yazın, kanunlar uygulayan hakimler savcılar dikkate çok fazla almaz, bir yorumla başka tarafına geçerse çok sonuç alınamıyor.”

Kuzu, dün meclisten çıkan ve köşke gönderilen yeni internet yasasına ilişkin bir soruya ise, “İnternet alanı denetimi zor bir alan” yanıtını verdi. Gezi olaylarının ardından kendinin de bu alana girdiğini ifade eden Kuzu, sanal ortamı ruhlar ve cinler alemi olarak nitelendirdi.

“BÖYLE BİR ŞEY YOK”

Bu alanı yol geçen hanı gibi görmemek gerektiğini dile getiren Kuzu, şöyle konuştu:

“Yani önüne gelen bir twit attım kaçtım Maraş’a. Ne güzel, beni bulsun bulabilirse. Böyle bir şey yok. Şu anki yargılamayla alakalı sorunlar var. Niye var. Bu gün yargılamak isterseniz belli bir suç işlemişse hakaret sövme falan Amerika’daki merkezden izin almanız gerekiyor. Bir hayli sıkıntı. Şimdi bununla ilgili yeni bir birim kuruluyor. Diyelim ki insanın özelini mahveden bir görüntü yayınlanıyor. Hemen onu kısa zamanda bununla alakalı birimin el atması ve durdurması gerekiyor. Elbetteki bunun devam etmesi için mahkemenin kararı gerekiyor. O kısa durdurmalarda ben bunu çok önemsiyorum. Bu çok önemli bir husustur. Mesela Deniz Bey’in hadisesi gündeme geldiğinde ben meclisteydim. Saat 13.30 falandı. Ben bizzat şahidim. Sayın Başbakan Binali Bey’i çağırdı, ‘derhal bu rezilliği durdur, hemen’ dedi. Koşarak gitti ama o günün şartları daha zordu tabi. Yani alan sürekli gelişiyor. O açıdan sansürdür, yok o alandaki görüşlerimizin yasaklanmasıdır, ifade özgürlüğünün sınırıdır bence bunlara çok fazla takılmamak lazım. Yani insanların özel hayatı çok önemlidir. Çünkü bir tek onda kalmıyor. O insanı yıprattığın zaman ailesi yıpranıyor, etrafı yıpranıyor, çocukları perişan oluyor. Yani o yüzden o konuda hassas olmamız lazım. Bence konuyu bir sansür bağlamında görmememiz lazım.”

iha