Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
BİST 9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 27°C
Az Bulutlu
İstanbul
27°C
Az Bulutlu
Paz 24°C
Pts 26°C
Sal 25°C
Çar 26°C

Aziz Sancar’dan kanserle ilgili dünyayı ayağa kaldıran buluş: Anormal bir şey olduğunu fark ettik

Aziz Sancar’dan kanserle ilgili dünyayı ayağa kaldıran buluş: Anormal bir şey olduğunu fark ettik
24/08/2022 23:13
A+
A-

Aziz Sancar’dan kanserle ilgili dünyayı ayağa kaldıran buluş: Anormal bir şey olduğunu fark ettik

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, EdU adlı bir molekülün, özellikle beyin kanseri tedavisinde çare olabileceğini duyurdu. Sancar, yeni buluşuyla ilgili kamuouyunu bilgilendirdi.

Aziz Sancar, ABD’nin en saygın bilim dergilerinden Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde (PNAS) acil yayımlanan makalesindeki buluşuyla ilgili konuştu.
ABD’de yaşayan Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, laboratuvar deneylerinde çok sık kullanılan EdU adlı bir molekülün, özellikle beyin kanseri tedavisinde kullanılabileceğini keşfetti.
Sancar, ABD’nin en saygın bilim dergilerinden Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri’nde (PNAS) acil yayımlanan makalesindeki buluşuyla ilgili konuştu.
“Bütün kontrolleri yaptık ve bunun kesinliğini ispat ettik”
EdU molekülünün 2008 yılından beri moleküler biyolojide en fazla kullanılan kimyasal maddelerden biri olduğunu belirten Sancar, “Bana Nobeli kazandıran DNA onarım mekanizmasını çözmek için 10 yıl çalıştım, basit bir şey bulmak için. Bu çalışmayı ise ocak ayında başlattık, şubat ayında anormal bir şey olduğunu fark ettik, bunun hücreyi öldürdüğünü fark ettik” diye konuştu.
Sancar, aynı ay bir program için Türkiye’ye gittiğini ve dönüşte 10 kişilik ekibi ile deneylere devam ettiklerini kaydederek, “Çünkü daha bir iki deney yapmıştık, pek emin değildik, döndükten sonra bu işe devam ettik. Bütün kontrolleri yaptık ve bunun kesinliğini ispat ettik. Ve hücreleri nasıl öldürdüğünü gördük” dedi.

Hücre kültürüne konulan EdU’nun hem normal hücreleri hem de kanser hücrelerini öldürdüğünü birkaç yıl önce bilim insanlarınca bulunduğunu ifade eden Sancar, bunun sebebini bulamadıkları için bu konudaki çalışmalara devam edilmediğini aktardı. Sancar, EdU’nun özellikleri ile ilgili konuşmasına şöyle devam etti:
* “Bu kimyasal madde EdU’nun diğer özelliği de ‘blood brain barrier’ diye bi şey var, ‘kan beyin seddi’ diye Türkçeye çevirebiliriz, ilaçların çoğu kandan beyin dokusuna geçemiyor.
* Mesela kanserli hastaların yüzde 80’ninin tedavisinde kullanılan cisplatin adlı ilaç bu bariyerden geçemiyor, o bakımdan beyin kanserleri bununla tedavi edilemiyor. Bu EdU kolayca hiç sorun olmadan (beyne) giriyor. Biz de bu iki şeyi bir araya koyduk, bu kanser hücresini öldürüyor beyne kolayca giriyor.
* Normal beyin hücreleri DNA sentezi yapmadıkları için bu kimyasal maddeyi DNA’larına koymuyorlar ama kanser hücreleri devamlı çoğaldıkları için DNA sentezi yapıyor ve EdU’yu DNA’larına alıyorlar. Sonra (hücredeki) ekzisyon onarım onu çıkarıyor, tekrar koyuyor, tekrar çıkarıyor, sonunda kör bir döngü oluyor ve hücre ölüyor.”
“Eğer farelerdeki beyin tümörünü öldürebilirsek sonra insanlara geçeceğiz”
Tam açılımı ‘5-ethynyl-2-deoxyuridine’ olan EdU’nun normal DNA’da bulunan timin sentetik bir şekli olduğu bilgisini veren Sancar, diğer moleküllerle aralarındaki farkın çok az olduğunu, DNA’nın da bu farkı göremeyerek EdU’yu içine aldığını belirtti.
Sancar, buluşla ilgili gelinen noktadan sonraki süreç için de “Böyle bir duruma gelince, takip edilecek yol, önce farelerde denersiniz, farelerde olumlu sonuç alırsanız gönüllü insanlara geçersiniz. Biz fare deneyi yapan beyin kanseri bir profesör ile anlaştık,

kasım veya aralık ayında birlikte fare deneylerine başlayacağız. Eğer farelerdeki beyin tümörünü öldürebilirsek sonra insanlara geçeceğiz” dedi.
Fare deneylerinin bitmesinin 2 yıl alabileceğini belirten Sancar, bu araştırmaların genellikle uzun ve pahalı olduğunu ve çoğu zaman da sonuç vermeyebileceğine işaret etti.
Sancar, şu aşamada bu buluşun insan tedavisinde başarı oranının yüzde 3 olarak gördüğünü kaydederek, kanser hastalarına da “Mesajım şu, iyimser olun, şimdiki imkanlarla en iyisini yapmaya çalışın” diye seslendi.
Türkiye’de bu konuda başarılı tedaviler yapıldığını vurgulayan Sancar, sözlerine şöyle devam etti:
* “Bir hastanın babası kızına yapılan müdahalelerin özetini bana gösterdi. Bizim Türk doktorları cerrahi alanda Avrupa’nın birçok ülkesinden, ABD’nin birçok eyaletinden çok ileride, çok başarılı ve modern ameliyatlar yapılabiliyor ve başarılı sonuçlar alınabiliyor.
* Bu bakımdan iyimserliğe devam edin. Fakat bu EdU şu an kullanılacak safhada değil, inşallah olumlu sonuç alırız, Türkiyemize, halkımıza, insanlığa faydalı bir şey yapmış oluruz.”
“Bilirsiniz ben çok milliyetçiyim, herkes bilir”
Aziz Sancar, 75 yaşına rağmen hâlâ bu kadar azimle çalışmasının sırrına dair soruya da şu yanıtı verdi:
* “Bu tür sorulara cevabım şu. Biz Türkler kavga etmeyi çok severiz, ben bunu yapmamaya söz verdim ve yapmıyorum. O bakımdan Türk gençlerine genellikle, Türk insanına benim mesajım: Aman kardeşim kavga etmeyi bırakın, birbirinizi tenkit etmeyi bırakın, hele bu sosyal medya çıkalı milletin işi gücü birbirine sataşmak oldu.
* Ben sosyal medyayı bir ara arkadaşların zoruyla kullandım, baktım bunun faydadan çok zararı var, onu da kullanmıyorum. Bu dünyaya gelmişiz, iyi bir şey bırakıp göçüp gideceğiz, benim düşüncem bu.
* Bunun gibi olumlu bir şeyler yapmak, bilirsiniz ben çok milliyetçiyim, herkes bilir, hem Türkiye’ye hem Türk dünyasına ve genel olarak insanlığa katkı yapınca beni mutlu eden o.”

 

Kaynak: Türkgün /