ULUDERE’NİN ÖTEKİ YÜZÜ
Uludere olayının üzerinden bir yıl geçti. Yargı soruşturmayı sürdürüyor. TBMM’de kurulan komisyon çalışmalarını tamamlamış olmasına rağmen henüz açıklanmış bir rapor yok. Bu belirsizlik bölücü güruhun işini kolaylaştırıyor. İstismar, karalama, ihanet ve tehdit aldı başını gidiyor. Şuana kadar yaşadıklarımız olayın hemen ertesinde ne yazdıysak, aynıyla gerçekleştiğini gösteriyor. Bu olay ne yazık ki, PKK ihanetine malzeme olmaktan, kaçakçılık başta olmak üzere her türlü kanunsuzluğu legalleştirmekten başka bir sonuç doğurmadı.
İHANETE MALZEME
Mesele bir yönüyle elbette yanlış veya yetersiz istihbarata bağlıdır. Bir yanlışlık yapılmıştır. Ancak esas yönü bu yanlışlığı yaptırmak için kurulan tezgahtır. Aradan geçen süre içinde sadece Türk Silahlı Kuvvetlerinin hedefe oturtulması, güvenlik birimlerinin suçlanması tezgahı kimin ve ne amaçla kurduğunun da ispatıdır. Olay tüm yönleriyle aydınlatılmadıkça, bunun bölücü hainleri ve onların uzantılarının kullanacağı ve ihanetlerine malzeme edecekleri bir şekle dönüştürüleceğini ısrarla söyledik. Ve bugün geldiğimiz nokta tamamen budur. Fazla söze gerek kalmadan dün büyük bir gazetenin manşetinde yer alan haber ne olduğunu, niçin olduğunu ve neyin hedeflendiğini anlamaya fazlasıyla yetiyor.
SATIR ARALARI
Uludere’de abisini kaybetmiş 12 yaşında bir çocuk, daha çok kaçağa gittiğini ve uçakların hedefi olmaktan korktuğunu söylüyor. Bu yaşta bir çocuğun masumiyetine inanırız. Bölgede çok ciddi bir geçim sıkıntısı olduğu da doğrudur. Ancak, bu korkunun altında yatan gerçek sebep aynı cümlenin içinde gizli değil midir? Cümlenin satır aralarındaki soruları sıralayalım:
1-Her şeyden önce kaçağa gitmek, lagal, doğru, yasal bir hak mıdır? Geçim derdinde olan herkes kaçakçılık yapmaya kalkışırsa, bunun sonu ne olur? Devletin bir görevi de kaçakçılığa engel olmak değil midir?
2- PKK’nın cirit attığı, mayın döşediği, tuzak kurduğu bu bölgede bu kadar kolay hareket edebilmek nasıl mümkün olabiliyor?
3-Bölgedeki bütün kaçakçılık ve uyuşturucu olaylarının PKK’nın bilgisi ve onayı ile yapıldığı bütün dünya biliyor. Kaçağa gidebilmek için PKK’ya hangi teminatlar veriliyor, hangi bedeller ödeniyor? Getirilen mallar kimlere ve nerelere teslim ediliyor? O mallar daha sonra piyasaya nasıl giriyor?
4-Bölücü örgüt, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden gelecek bir operasyona karşı, bu kaçakçı gruplarını kalkan olarak kullanmakta asla tereddüt etmeyeceği defalarca ispatlanmadı mı?
5-Örgütün silah ve bomba taşıma işlerini bu kaçakçı gruplara yaptırmadığını kim iddia edebilir?
6-Bütün bu gerçekler 12 yaşında kaçakçılığa giden çocuğun ölüm korkusunun altında yatan gerçek sebebin PKK tehditleri ve tezgahları olduğunu kesin şekilde ortaya koymuyor mu?
7-Bu çocuğun söyledikleri Uludere olayının da nasıl ve niçin tezgahlandığını ve sonuç alındığını ortaya koyan çok çarpıcı bir belge değil mi?
GÜVENLİK BİRİMLERİ HEDEF YAPILDI
Bizim kanaatimiz değişmemiş, tam tersine daha da güçlenmiştir. Uludere bölücü ihanet ve bu ülke ve milletle hesabı olanlar tarafından tezgahlanmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri tuzağa düşürülmüştür. Niye tezahlandığı, neyin hedeflendiği bir yıldır söylenen ve yapılanlarla açığa çıkmıştır. PKK için yeni bir istismar alanı açılmış, bölücülüğe gerekçe oluşturulmuş, güvenlik birimleri hedef haline getirilmiştir. Bunun sonucunda bölücü ihanet o bölgede daha rahat ve kolay hareket etme imkanı bulmuş ve meydan okumalarını daha da ileri götürmüştür.
TUTARSIZLIK
Asıl acı olan AKP’nin de bu sürece katkı yapması ve ülke ve millet düşmanlarının işini kolaylaştırmasıdır. Daha en başından itibaren tutarsız, kararsız, ikili oynayan bir tavır takınılmış ve bölücü güruha malzeme verilmiştir. Başbakan bir taraftan olayın araştırıldığını, PKK etkisinin olabileceğini, ölenlerin arasında örgütle bağlantılı olanlar bulunabileceğini söylüyor, diğer taraftan tazminat ödüyor. Bir adım daha ileri giderek peşinen özür dileme noktasına geliyor. Ülke millet düşmanları da bunu alıp kullanıyor. Meselenin çarpıtılmasında ve bölücü ihanete malzeme edilmesinde hükümetin bu tutarsızlığı kadar, istismarda BDP ile yarış halinde olan CHP’nin de payının büyük olduğunu söylemek gerekiyor. AKP artık gerçeği görmek, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip çıkmak bu istismara ve bu istismarın yol açtığı ihanete son vermek zorundadır. Bu aynı zamanda 12 yaşındaki çocukların hain emellere malzeme edilmemesi ve korkularının giderilmesi için de gereklidir.
ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU