Devlet Bahçeli MHP ve CIA İddaları
Devlet Bahçeli MHP ve CIA İddaları
Atlantik Konseyi ve CIA yine ekiplerini sahaya indirmiş.
Siyasi politikada yansitma politikasi olarak tanimlanan psikolojik harp taktikleri ile yine MHP ve Devlet Bahceli’yi hedef almis elemanlar.
Bu kez kullandıkları taktikleri ile kurulduğu günden beri CIA ve Atlantik Konseyi’nin hedefinde olan MHP ve lideri Devlet Bahçeli’yi, CIA’nın çıkarlarını savunmak iddiası ile gündeme gelmek istiyorlar.
Türkiye’nin siyasi politika geçmişini takip edenler, bu yakıştırmaya gülerken, gençler arasında siyaset bilimini ciddiye almayan kesim tarafından, kafalar karıştırılmak istenmektedir.
Hiç kimse Türkiye’deki CIA’nın varlığını inkar edemez o nedenle bilinmesi gereken temel unsur, CIA ajanı olarak faaliyet göstermiş kişinin bizzat Fetullah Gülen’in kendisinin olduğudur. ABD’de kalması için referansta bulunanlar içinde çok sayıda CIA şefi ve çalışan olduğu da belgelidir.
Bilinmesi gereken en önemli husus ise, Gülen’i siyasete sokanın, CHP’nin en meşhur masonlarından Kasım Gülek olduğudur.
Yani sanılmakta olduğu gibi, Fetullah Gülen, aslında bir AKP projesi değil, CIA + CHP + Mason Locaları projesidir.
1980 CIA darbesi sonrasında ülkücülerin Mamak’ta gördüğü işkenceler, Fetullahcılaştırılmaları içindi. Bunu başaramayan CIA, Fetullahçıları ANAP ile devlete sızdırmaya başladı.
Başarılı da oldu.
Fakat MHP hala hem CIA’nın hem de Fetullahçı örgütlenmenin önünde engel teşkil ediyordu. CIA’nın planladığı 80 askeri darbesinde aldığı o korkunç darbeye rağmen, büyümesine devam ediyordu.
CIA bu kez Fetullah Gülen’i tekrar MHP’ye gönderdi.
Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş ile 1987’de Adana’da görüştüler. Gülen, siyaseti MHP çatısı altında yürütmek istediğini aktarıyor, adeta Türkeş’i göklere çıkartıyor, kendisinin, “bu milletin tek umutu” olduğunu söylüyordu.
Üstelik de, “devletteki güçlü dostları” ile kendisine destekte bulunmak istediğini de aktarıyordu. Türkeş nazik bir biçimde Gülen’in teklifini red ederken, böyle birşeyin asla olamayacağı mesajını veriyordu.
Akabinde de aynı yıl, 1967 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde öğrenci iken Ülkü Ocakları’nı kuran Devlet Bahçeli’yi aktif siyasete çağırdı Türkeş. Devlet Bahçeli de, IÜ’deki eğitimcilik görevini terk ederek partiye katıldı.
CIA buna daha da kızdı ve parti içine kanca attı.
Yine İslamcılığı kullanıyordu CIA. Fetullah Gülen ile kullandığı ılımlı İsılamcılık yerine muhafazakar İslamcılığı yeğlediler. Bu kez de, Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal ile BBP giriminde bulundular ve 1990’da MHP içinde ciddi bir lider karşıtlığı başlattılar.
“Türkeş çok yaşlandı artık siyasetten çekilmeli” propagandaları yayılmaya başlandı. 1992’ye gelindiğinde, parti içindeki muhalefetin, “Türkeş varsa MHP’ye oy yok” sloganları iyice ayyuka çıkmıştı.
29 Ocak 1993’de kopuş resmiyet kazandı BBP fiilen kuruldu.
MHP çok ağır bir darbe almıştı. Hem parti hem de taban çok üzgündü fakat Türkeş yine yine peş etmedi. MHP tekrar büyümeye başladı.
1997’de Türkeş’in vefat etmesi ile parti ciddi anlamda sarsıldı. Çoğunluğun MHP’nin biteceğini düşündüğü daha doğrusu umduğu bir dönemde, Türkeş’in vefatı sonrasında Genel Başkan’liga gelen Devlet Bahçeli ile parti, daha da büyüdü ve 1999’a gelindiğinde parti, tarihindeki rekor sayıda milletvekiline ulaşarak, Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu DSP, MHP, ANAP koalisyonunda 129 milletvekili ile ikinci parti haline geldi.
Devlet Bahçeli de 1. Başbakan Yardımcısı idi.
CIA tekrar devreye girdi ve 57. Hükümet’i yıkabilmek için CHP’nin de desteği ile Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem’in başını çektiği 64 DSP milletvekilini istifa ettirerek, YTP’yi kurdurdular.
Mecliste dördüncü bir parti olmuştu ve Ecevit’nin Başbakan’ligini üstlendiği hükümete muhalefet ediyorlardı. Hükümetin güvenoyu alabilmesi aritmetiksel olarak artık mümkün değildi. Erken seçim kaçınılmazdı.
CIA diğer taraftan Türkçülük akımı da pompalamaya başladı ve Ağustos 2002’de Cem Uzan’a kurdurulan Genç Parti ile MHP’nin tabanından bulunulacak oy avcılığına başladı.
Bir taraftan DSP’den kopan YTP, diğer taraftan derin siyasetten anlamayan MHP’nin cahil gençlerinden topladıkları oylar ile gidilen Kasım 2002 seçimlerinde DSP, MHP ve ANAP meclis dışında bırakılmış oldu.
CIA başarılı bir operasyon gerçekleştirmişti.
Böylelikle Abdullah Gül’ün Başbakan’ligini yaptığı, Gülen örgütünün kadrolarını oluşturduğu AKP, 58. Hükümeti kurdu. MHP’yi meclis dışında bırakılmıştı.
Bu süreçte Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’yi yine bitiremedi CIA. 2015 seçimlerine gelindiğinde, bir taraftan CIA destekli Fetullahçı örgütlenme, diğer taraftan Atlantik Konseyi’nin pompaladığı sahte Türkçülük akımına rağmen MHP 80 milletvekili ile meclise girmişti.
Bu arada, CIA ve Atlantik Konseyi ekibi, 2002 seçimleri sonrasında ciddi bir analize varmıştı. Türkiye’de Türkçülük akımları tutuyor ve MHP’nin tabanındaki Turancı Türkçü’lere karşı, Soros’un Türkçüleri olarak tabir edilen Türkçülük akımı, bilhassa siyaetin bir bilim dalı olduğunu idrak edemeyen genç kesim içinde ciddi bir oranda alıcı buluyordu.
O nedenle de, 2008’de Türkçülük felsefesini ilke edinen HEPAR kuruldu. 2019 seçimlerinde, MHP’nin daha da büyümesini engellemek için kamuoyunda HEPAR’a yönelik ciddi bir propaganda başlatıldı.
Bu konuda başarı kaydetti CIA ile Atlantik Konseyi ve 2019 seçimi sonrasında MHP’nin milletvekili oy sayısını 49’a düşürmeyi başardılar.
2010 Mayıs ayında Mavi Marmara olayı ile başlayan, 2014 MİT tırları olayı ile kırılma noktasına gelen, 2016 darbe girişimi ile kopan AK Parti ve Gülen örgütü sürecinde, MHP’nin ciddi bir tırmanışa geçeceği CIA ve Atlantik Konseyi tarafından fark edildi.
1993’de BBP ile, 2002’de Genç Parti ile, 2008’de HEPAR ile giriştikleri MHP operasyonlarından olumlu sonuçlar alan CIA ile Atlantik Konseyi bu kez de güdümlü Türkçülük ve kontrollü Atatürkçülük temalı propagandalar üzerinden bir başka parti kurulması için düğmeye bastılar.
Darbe girişiminden bir sene sonra Ekim 2017’de Gülen örgütünün tüm desteğini alan, Meral Akşener’in Genel Başkanlığı aldığı İP, MHP’den ayrılan vekiller ve kadrolar ile kuruldu.
Parti MHP’den kopartılan kadrolar tarafından kurulmuş olmasına rağmen, CHP’nin siyasi desteği ile meclise sokulan bu parti, hala bugüne kadar Atlantik Konseyi ve CIA’nın desteği ile varlığını sürdürmekte olan Gülen örgütünün kadrolarıyla ana hedef olarak, ülkedeki narko terör örgütü PKK’nın da desteği ile MHP’yi yıpratmak için faaliyetlerini sürdürmektedir.
İşte bu nedenlerden ötürü bilinmelidir ki, Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’nin CIA tarafından desteklendiği gibisinden bir iddiada bulunmak, Türkiye’nin siyasi politika geçmişini bilmemekten öte, bizzat CIA ve Atlantik Konseyi’ne hizmet ediyor olmaktır.
Israrla Devlet Bahçeli ve MHP’ye saldırmakta olanların, aslında kimler için çalışıyor olabileceğine, artık varın siz karar verin.
Guşan Yediç