Devlet Beyi dinlerken…
Devlet Beyi dinlerken…
Devlet Beyi dinlerken pür dikkat kesiliyorum,her kelimesinin her cümlesinin şifrelerini çözmek için gözlerim açık dimağım uyanık şuurum Türkçe yorumum sözüm Türkçe olsun diye…
Çünkü karşımda her sözü,her hareketiyle bir türk ve türk milletinin sevdalısı aklı fikri türk milleti olan bir lider bir beyeefendi Devlet Bey vardı.
Gayet sakin gayet ılımlı gayet mütevazi bir insan sanki hafiften tılsımlı bir rüzgar gibi ama her an boraya dönüşecek bir ses.
Vatanla milletle devletle şehitlerle ilgili sözlerin habercisi olarak
O da ne yüz hatları birden gerildi ses tonu tizken,bas sesine dönüştü bir anda..
Belli ki bir kayabaşında etrafı gözetleyen bir bozkurt gibi
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık, çakmak çakmak gözler Kalbinin vuruşundan anlıyorum ki tehlikenin ayak seslerini duymuş.O ayakları kırmanın hazırlığı içinde.
Ve
Haykırıyor. ”TÜRK MİLLETİ TERÖRE BOYUN EĞMEZ, EĞMEMİŞ, EĞMEYECEKTİR.” Türk milletini vatanından mahrum etmek isteyen dâhili ve harici mihraklar kimi zaman kimliğimizle oynamışlar, kimi zaman geçmişimizle uğraşmışlar, kimi zaman da bin yıllık kardeşliğimizle çatışmışlardır.
Kim ne yaparsa yapsın, hangi tezgâhtan, hangi komplodan, hangi sefil senaryodan medet umarsa umsun; boştur, beyhudedir, başarısız kalmaya mahkûmdur. Türk milleti teröre boyun eğmez, eğmemiş, eğmeyecektir.
O volkan bir anda yerini hüzne bıraktı.Belliki şehitlerimizden onların acılarının dindirilmesinden söz açacak ve öylede geliyor cümleler.
Elbette vatan müdafaasında şehit verdiğimiz her evladımız yüreklerimizi kavuruyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Hanelerden yükselen feryat figanlar ciğerleri dağlıyor. Hepimiz müteessir bir vicdanla şehitlerimizin yasını tutuyoruz.
Yurdumuzun her köşesi mateme büründü. Türkiye baştan ayağa al bayrakla donatıldı. Şehit naaşları gözyaşlarıyla kaldırılıp ebediyete uğurlandı. Şehide rahmet, teröriste lanet vatanımızın semalarına dalga dalga yükseldi. Aziz şehitlerimiz kara toprağın bağrına Fatihalarla koyuldu. Acımızı içimize gömdük, vakarımızı muhafaza ettik.
Unutmayınız ki, toprağa düşen teröriste ceset, kahramana şehit denir. Şehit kalplerdedir, cani karanlık ve kör bir çukurdadır. Şehit gül kokusuyla müzeyyendir, terörist leş kokusundan beterdir. Şehitler ölmedi, mübarek bedenleri toprağın altında da olsa aziz ruhları en yüce makamlara yükseldikçe yükselmektedir. Ve de şehitler ölmeyecek, vatan asla bölünmeyecektir. Şehitler tepesi boş değildir, sabırla bekleyen, imanla, cesaretle nöbete giren neferler vardır. Kahraman şehitlerimiz, Türk milletinin mukaddes değerleri için canlarını Yüce Allah’a adayan mümtaz kişiler olmakla birlikte, inanan ve vatan sevgisiyle dolup taşan her insanımızın gönlündedir. Şehitler milletindir, millet ise ebediyete kadar Türk’tür.’’
Kürsüdeki liderin adı Devlet elbette adı gibi devlet gibi cümlelerini sürdürecekti ..
Ve yeniden haykırdı
‘’Yılanın başı kopartılırsa bedeni çürüyecektir. Türk devleti nice gözü kara yiğitleri bağrında taşımaktadır.
Bizde yiğitlik yapacak deli de çoktur, veli de çoktur. FETÖ’cüler yabancı ülkelerden teker teker getirilirken, terör örgütünün elebaşları enselerinden tutulup kafaları çuvala sokulduğu gibi Türkiye’ye niye getirilmesin, şerefsizlere hayat neden zindan edilmesin? Analar neler doğurmuştur’’
O anaların doğrdukları da, o salondaydı…Birden gök gürledi yıldırımlar çaktı salonda..
Sıra kahpelere,döneklere ,edepten adaptan yoksun olanlara ayar vermeye;hadsizlere hadlerini bildirmeye gelmişti..
Milliyetçi Hareket Partisi’nin hükmü şahsiyetine kim dil uzatırsa, kimler el kaldırırsa ya o dili kopartırız, ya da eli kırarız. İsteyene, canı çekene ağzının payını bol bol veririz. Gerekirse bir dirhem bal için bir keçiboynuzu çiğneriz. Bizim hisarlarımız tutulan tellere benzemez. MHP toplaşılan tarla değildir, Türk milletinin şeref sembolüdür..’’
Şeref sembolünün bozkurtları,bir anda ayağa fırladı,çakal avına çıkacak kurtlar gibi..
İhsan Akan