Azerbaycan-Rusya hattında diplomatik restleşme

Azerbaycan-Rusya hattında diplomatik restleşme: “Rus Evi, Bakü’nün merkezindeki ‘beşinci kol’du”
Azerbaycan ve Rusya arasında uçak düşürme olayı sonrası başlayan kriz, Rus Evi ve Sputnik’in kapatılmasıyla derinleşti. Bakü, Moskova’dan resmi özür ve tazminat taleplerine karşılık bulamazken iki ülke arasındaki ilişkiler gerginliğini koruyor.
Azerbaycan ve Rusya ilişkileri, 2024’ün son günlerinde başlayan bir krizle sarsıldı.
Deniz YAŞAYAN – TÜRKGÜN Özel haberi
25 Aralık’ta Azerbaycan’a ait bir yolcu uçağının Rusya tarafından düşürülmesi, iki ülke arasındaki tansiyonu yükseltirken, olaydan sonra Rusya’dan gelen tepkiler ve Azerbaycan’ın beklediği özür ve “açık” soruşturma isteklerinin karşılanmaması, Bakü ve Moskova’yı diplomatik bir sürtüşmeye itti.
Uçağın düşürülmesi olayıyla direkt bağlantılı olmamakla birlikte bu süreç Azerbaycan hükümetinin Bakü’de faaliyet gösteren Rus Evi’ni ve Sputnik ajansını kapatma kararıyla daha da şiddetlendi.
Türkgün Gazetesi olarak hem yaşananları özetledik hem de konuyla ilgili Azerbaycan Güvenlik Servisi Emekli Yarbayı İlham İsmayıl ve Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Teymur Gasımlı’nın görüşlerine başvurduk.
UÇAK KRİZİ VE İLK TEPKİLER
Sivil havacılık adına büyük bir skandal olarak değerlendirilen 25 Aralık 2024’teki uçak düşürme olayı, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den Rusya’nın Grozni kentine gitmekte olan Azerbaycan Havayolları’na ait Embraer 190AR tipi yolcu uçağının Rus hava sahasında seyir halindeyken (detayları daha sonra anlaşılacağı üzere) bir “patlama” ya da “çarpma” şeklinde yaşandı. Pilotlar acil iniş için Kazakistan’a yönelmeye çalışsa da uçak Aktau yakınlarında çok sert bir iniş yapmak zorunda kaldı. Kazada, uçakta bulunan 67 kişiden 38’i hayatını kaybetti, 29 kişi yaralı olarak kurtuldu.
Başlangıçta sosyal medya üzerinde uçağın bir kuş sürüsüne çarptığı yönünde bir spekülasyon yayılsa da kazadan birkaç saat sonra ortaya çıkan uçak içi görüntülerinde silahla vurulmuş gibi kanlar içinde kalmış insanlar ve uçağı bir şekilde yere indirmeyi başaran pilotlar sayesinde görülen uçağın gövdesindeki mermi izleri olayın farklı bir boyutu olduğunu açıkça ortaya koydu.
MOSKOVA’nın ilk tepkisi: “TRAJİK BİR KAZA”
Azerbaycanlı yetkililer, olayın ardından yaptıkları ilk incelemelerde uçağın dış gövdesinde şarapnel izleri ve metal parçaları bulunduğunu belirtti. Azerbaycan Savunma Bakanlığı da devamında uçağın Rus hava savunma sistemleri tarafından vurulduğunu açıkladı.
Moskova bir süre devam eden sessizliğinin ardından yaptığı ilk açıklamasında olayın “trajik bir kaza” olduğunu kaydetti.
Rus yetkililer, Ukrayna insansız hava araçlarının Grozni ve Vladikavkaz bölgesine saldırılar düzenlediği saatlerde hava savunma sistemlerinin aktif olduğu gerekçesini öne sürdü ve Azerbaycan uçağının bu esnada bölgede bulunduğunu ifade ederek üstü kapalı bir şekilde Azerbaycan’ın sivil uçağını suçladı. Bu tavır Azerbaycan kamuoyunda öfkeyle karşılandı. Nitekim dünya basınında çıkan iddialara göre uçağın vurulur vurulmaz en yakınındaki Rus havalimanlarını kullanma yönündeki yardım çağrılarına cevap verilmemişti. Bu Azerbaycan tarafında, “bir hata sonucu” vurulan uçağın Hazar’ın derinliklerine gömülmesi ve olayın soruşturulmasının imkansız hale getirilmek istenmesi şeklinde algılandı.
Olayın akabinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i arayarak olayın Rus hava sahasında yaşanmış olması nedeniyle özür diledi ve hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diledi. Bununla birlikte Azerbaycan hükümeti Rusya’dan tazminat talep edeceklerini ve olayın uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi için girişimlerde bulunacaklarını ilan etti.
RUS EVİ ve sputnik’in KAPATILMASI
İki ülke arasındaki diplomatik kriz giderek derinleşirken şubat 2025’te Azerbaycan hükümeti, Bakü’de faaliyet gösteren Rusya Kültür Merkezi’ni (daha bilinen ismiyle “Rus Evi”) kapatma kararı aldı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, merkezin ülkede tüzel kişilik olarak kayıtlı olmadığı ve Azerbaycan’ın iç hukukuna aykırı faaliyetler yürüttüğü belirtildi.
Kararın ardından Azerbaycan hükümeti Rusya’ya diplomatik nota verirken, basında “Rus Evi”nin kültürel etkinliklerin ötesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunduğuna dair iddialar yer aldı. Kremlin, kararın iki ülke arasındaki dostane ilişkilere zarar verdiğini belirterek Azerbaycan’ı “yanlış adımlar atmaktan kaçınmaya” çağırdı.
Ek olarak, Azerbaycan, Rossiya Segodnya medya grubuna bağlı olarak onlarca ülkede faaliyet yürüten Kremlin’e bağlı Sputnik haber ajansının ülkedeki temsilciliğini de kapattı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade, Rus şirketinin Azerbaycan’da yalnızca bir muhabir için akreditasyon alabileceğini vurguladı.
“cumhurbaşkanımız ‘saygısızlık’ olarak gördü”
Konuyla ilgili Türkgün Gazetesi’ne değerlendirmelerde bulunan Azerbaycan Güvenlik Servisi Emekli Yarbayı İlham İsmayıl, Batı’nın Azerbaycan’ı Kremlin yanlısı olmakla suçladığını ancak ülkesinin kendi çıkarlarını gözettiğini belirtti. “Bizim sınırlarımız var ve bunları aşan herkese cevabını veririz. Rusya bu sınırı geçti” diyen İsmayıl, düşürülen Azerbaycan uçağıyla ilgili beklenenin aksine, Moskova’nın ne bir özür dilediğini ne de adil bir soruşturma yürüttüğünü vurguladı.
Uçak kazası sırasında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de havada olduğunun altını çizen İsmayıl, “Cumhurbaşkanımız bunu saygısızlık olarak gördü ve St. Petersburg’a gitmekten bu sebeple vazgeçti” dedi.
“BAKÜ’NÜN MERKEZİNDE ‘BEN BURADAYIM’ MESAJI VERİYORDU”
İsmayıl, Rus yetkililerin Azerbaycan’a doğrudan suçlamalarda bulunmasa da, Rus parlamentosundaki açıklamalarda sert ifadeler ve aşağılayıcı söylemler kullanıldığını dile getirdi. Bu süreçte Sputnik’in kapatılmasının da kaçınılmaz hale geldiğini belirten İsmayıl, “Bizim açıklamalarımıza tek bir cümle bile yer vermediler” dedi.
İsmayıl, Bakü’deki Rus Evi’nin Rus istihbaratının beşinci kolu olarak faaliyet gösterdiğini belirterek, “Kiril alfabesiyle yazılmış devasa bir bina, ‘Ben buradayım’ mesajı veriyordu” ifadelerini kullandı. Rusya’nın Azerbaycan’daki etkisini dengelemek için geçmişte bu tür yapılara izin verildiğini belirten İsmayıl, “Ermenilerle ilişkilerimiz nedeniyle o dönem Rusya’nın pasif kalmasını sağlamak için bu yolu seçmiştik. Son savaşta da bu tavrımız işe yaradı” dedi.
Rus Evi’nin, Avrupa’da birçok ülkede kabul görmeyen bir yapı olduğunu söyleyen İsmayıl, Azerbaycan’da faaliyet gösterebilmesi için belirli kurallara uyması gerektiğini ifade etti. “Biz dedik ki, burada bir düzen olmalı. Onayımızdan geçmelisiniz, müracaat edin, kayıt edelim, o şekilde faaliyet gösterin. Ancak bu yapı, istihbaratın kontrolündeydi ve görünürde Rus dili ve kültürünü yayma amacı taşıyordu” dedi.
“gerginlik bizim çıkarımıza değil”
Bakü’de faaliyet gösteren 360 Rus okulunun devlet okulu statüsünde olduğunu ve bu adımların bir devamı olarak Rus okullarının da gün geçtikçe işinin zorlaşacağını vurgulayan İsmayıl, bununla birlikte söz konusu okulların bir anda kapatılmasının mümkün olmadığını, eğitim süresi göz önünde bulundurulursa sürecin en az 10 yıl süreceğini söyledi.
İsmayıl, Azerbaycan’ın yeri geldiğinde hem Batı’yı hem de Rusya’yı eleştirdiğini belirterek, “Rusya çok tehlikeli bir devlettir. Ancak biz onlarla komşuyuz ve gerginlik ya da çatışma bizim çıkarımıza değil” dedi. Bununla birlikte Azerbaycan’ın, gerektiğinde hem Rusya hem de İran’a karşı çıkarlarını savunacağını, Şuşa Beyannamesi sonrası Türkiye’yle olan ittifakın kendilerine bu güveni verdiğini ifade etti.
“UKRAYNA’DAN SONRA İLK HEDEFLERİ GÜNEY KAFKASYA OLACAKTIR”
İsmayıl, Azerbaycan açısından en büyük tehlikenin Rusya’nın Ukrayna’da zafer kazanarak bölgedeki etkisini artırması olduğunu söyledi. İsmayıl, “Eğer Rusya, Ukrayna’dan galibiyet hissiyle ayrılırsa, ilk hedefi Güney Kafkasya olacaktır. Ardından Orta Asya ve eski Sovyet coğrafyası gelir. Ama ilk olarak bize yönelecektir” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Ermenistan’daki Gümrü Askeri Üssü’nün 2041’e kadar kalacağını hatırlatan İsmayıl, Türkiye sınırında Rus ve Ermeni askerlerinin birlikte konuşlandığını, Gürcistan’daki Abhazya ve Güney Osetya’daki Rus varlığının devam ettiğini, ayrıca Hazar Denizi üzerinden Azerbaycan’a zorluk çıkarabileceklerini ve kuzeydeki Lezgi nüfusunu kullanarak da etnik ayrılıkçılığı kışkırtabileceğini dile getirdi.
Bununla birlikte Moldova’daki Şor Parti ya da Gürcistan’daki Gürcü Rüyası Partisi gibi Rusya’ya bağlı ya da Rusya sempatizanı bir partinin Azerbaycan’da bulunmadığını belirten İsmayıl, “Ancak Rusya yönelimli isimler var. Biz hepsini isim isim biliyoruz” dedi.
Kısa süre önce Kuzey Kafkasya’dan gelen DEAŞ mensuplarının yakalandığını ve Azerbaycan istihbaratının sürekli aktif olduğunu aktaran İsmayıl, “Türkiye’nin şu an burada bir üssü yok ama gelecekte olabilir. NATO üssü değil, doğrudan Türkiye’nin bir üssü olmalı” dedi. Şuşa Beyannamesi sonrası Türkiye ile Azerbaycan arasında güçlü bir müttefiklik kurulduğunu kaydetti.
“KARDEŞ TÜRKİYE’DEN DESTEK ALINMALI”
Bakü Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Teymur Gasımlı ise Rus Evi’nin kapatılmasını “yerinde ve doğru bir adım” olarak değerlendirdi. Gasımlı, Rus Evi’nin kültürel faaliyetler yürütmekle birlikte propaganda amacı taşıdığını belirterek, “Elbette istihbarat faaliyeti de yürütüyor olabilirler ancak Rusya’nın Azerbaycan’da zaten pek çok casusu var” dedi.
Azerbaycan ve Rusya arasındaki ilişkilerin son dönemde inişli çıkışlı bir seyir izlediğini kaydeden Gasımlı, “Rusya, Azerbaycan’ın komşusu ve 200 yıldır bize karşı düşmanca bir politika yürütüyor” ifadelerini kullandı. Son olarak Rusya tarafından Azerbaycan’a ait bir uçağın düşürülmesinin ilişkileri daha da gerginleştirdiğini vurgulayan Gasımlı, bu sürecin özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası hız kazandığını dile getirdi.
Gasımlı, Rusya’nın Azerbaycan’dan çeşitli talepleri olduğunu, bunlar arasında Moskova’nın yanında net bir tutum sergilenmesi ve Ukrayna’ya yardım edilmemesi gibi konuların bulunduğunu söyledi. Mevcut ilişkilerin ne iyi ne de kötü olduğunu belirten Gasımlı, “Rusya uçağımızı vurdu, özür dilemedi ve düzgün bir soruşturma yürütmüyor” dedi.
Rusya’nın Azerbaycan’daki ekonomik gücünün sınırlı olduğunu ancak siyasi ve istihbarat alanlarında ciddi bir etkisi bulunduğunun altını çizen Gasımlı, Rus okulları ve istihbarat faaliyetlerine dikkat çekti. Azerbaycan’ın bu tehditleri bertaraf etmek için güçlenmesi gerektiğini vurgulayan Gasımlı, “Bu süreçte kardeş Türkiye’den destek alınması şart” şeklinde konuştu.
Kaynak: Türkgün /