Dolar 32,3025
Euro 34,9876
Altın 2.449,93
BİST 10.173,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Çar 19°C
Per 21°C
Cum 22°C
Cts 22°C

YEZİDİ LERE YARDIM

YEZİDİ LERE YARDIM
07/08/2014 19:36
A+
A-

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NTV televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Davutoğlu, dün akşam Irak ve Gazze’ye insani yardım konusunda, bugün de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve kendisinin katıldığı güvenlik konusunda toplantılar yaptıklarını belirtti.

Bu sabah, temelde Irak ve Suriye’de değişen durum çerçevesinde Türkiye’nin sınır boylarındaki güvenlik sorunları da dahil olmak üzere alandaki değişimlerin ritmini tutmak, onlarla ilgili gelişmeleri takip etmek ve tedbirleri en etkili şekilde almak üzere toplandıklarının altını çizen Davutoğlu, toplantının değerlendirmesini Başbakan Erdoğan’a sunacaklarını söyledi. Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’nin iç siyasi gündemi bu kadar hareketliyken dışarıdan herhangi bir hesap edilmeyen riskin ülkemize bulaşmasını engellemeye çalışıyoruz” dedi.

Davutoğlu, bu toplantıların her zaman devlet kurumları arasında yapıldığını belirterek, Türkiye’nin çevresinde şu anda 8 ülkenin idari kriz yaşadığını ve bölgenin bir ateş çemberinden geçtiğini vurguladı. Davutoğlu, 100 yıl önceki tasfiyeden kalan sıkıntıların bütün unsurlarıyla su yüzüne çıktığını dile getirdi ve “Birinci Dünya Savaşı’nda çözülemeyen ve tohumu ekilen sorunların hepsi bir anda gündemimizde. Kamuoyunun bunun farkında olması lazım ki etrafta bütün devletler çözülürken Türk devleti kendi içinde temerküz eden bir güç biriktiriyor. Biz bunu riske edemeyiz” diye konuştu.

Böyle kritik bir aşamada kamuoyunun provokatif haberler ve mantık dışı, Türkiye’yi problemin parçası haline getirmeye çalışan yaklaşımlara karşı uyanık olması gerektiğine işaret eden Davutoğlu, bugün bir gazetede “Musul’u Irak Hava Kuvvetleri bombaladı, rehinelerin durumu belirsiz” şeklinde bir haber çıktığını hatırlattı. “Bu haberi yapmak hangi ahlaka sığar” diyen Davutoğlu, ortada hiçbir belge olmadığının altını çizdi.

Kendileri Gazze ateşkesi, Irak’taki gelişmeler, Libya ve Ukrayna’daki Kırım sorunu ile uğraşırken CHP’nin kendisi hakkında gensoru verdiğine dikkati çeken Bakan Davutoğlu, “Böyle bir gündemde muhalefet partilerinin sadece bizimle uğraşıyor olmaları bile dikkate şayandır” dedi. Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

“‘Gazze’de, Ortadoğu’da dökülen kandan Erdoğan ve Davutoğlu sorumludur; Suriye’de, Irak’ta olanlardan onlar sorumludur.’ Bunu dışarıda birisi okusa sanki Türkiye her yerde kriz yönetiyor ve baş sorumlu o. Esed, Maliki, Netanyahu, IŞİD sorumlu değil biz sorumluyuz, öyle mi? Böyle bir dönemde gensoru vererek hem de rehineler konusunda en hassas belgeleri tartışma konusu yapmak siyasi ahlaka yakışmıyor. Rehineler konusu insani bir konu.”

Irak’taki gelişmeler üzerine değerlendirmelerde de bulunan Davutoğlu, bölgeye en yoğun insani yardım yapan ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı. Bakan Davutoğlu, bölgeye olaylar başladığı anda 100’ü aşkın tırla yardım gönderildiğini belirterek, olayın arka planını bildikleri halde Türkiye’ye bu konuda eleştiri yöneltenlerin hiçbir zaman Türkmen davasıyla ilgili herhangi bir faaliyetin içinde olmadıklarını söyledi. Türkmenler için 20 bin kişilik kampın olağanüstü bir hızla AFAD tarafından Duhok civarında kurulmaya başlandığını dile getiren Davutoğlu, bir taraftan da Kürt bölgesinde peşmergelerle bir güvenlik sorunu çıkmaması için çaba sarf ettiklerini anlattı.

Bakan Davutoğlu, önceki gün AFAD’ın hazırladığı çok büyük bir yardım paketinin Irak helikopterleriyle IŞİD’den kaçan Yezidilerin bulunduğu Sincar dağlarına havadan atıldığını kaydetti. Davutoğlu, şunları söyledi:

“Biz Türkmenlerin güvenliğini, birliğini temin etmek için önlemler almaya, insani yardımlar yapmaya devam ederken Yezidilerle ilgili çok büyük bir insani trajedi başladı. Yezidi bölgesi Sincar Dağları eteklerinde olduğu için Yezidiler dağlara doğru kaçtılar. Bize bazı Yezidilerin içeri alınmadığı şeklinde bir bilgi geldi. Şırnak valimizle irtibat kurdum. Tek bir Yezidi kapıda bekliyor değil. Belli gruplara karşı tavır alınıyormuş gibi bir hava yaratılıyor. Halbuki şu anda Irak’ta insani operasyon yürütülen tek ülke Türkiye.”

“IŞİD Türkiye’den destek alıyor diyenler ya kördür ya da vicdansızdır”

Türkiye’nin Yezidileri dışladığı gibi algı olduğuna işaret eden Davutoğlu, “Tam tersi, normal yolla girenler girmiş, akrabalarının yanına diğer imkanlarla gelecek olanlara da Şırnak Valimizle her türlü tedbiri aldık, gerekirse yardımcı oluruz. Bizim Suriye tecrübesinden sonra yapmak istediğimiz şey, mümkünse bütün imkanlarımızla Kuzey Irak’ta, Kürt bölgesinde, göreceli olsa da bir istikrar olduğu için kamplar kurarak insanları yaşadıkları topraklardan uzak bir alana çekmemek” dedi.

Davutoğlu, Türkiye’de bulunan Suriyeliler için ülkelerinde Kuzey Irak bölgesi gibi tampon bir bölgenin olmamasından dolayı kamp kuramadıklarını ifade etti.

Bakan Davutoğlu, Iraklı Türkmenlere şu ana kadar yüzlerce yardım tırının gittiğini belirterek bunların bir kısmının Kerkük’e kadar gittiğini, yardımların bir kısmının da Telafer’den kaçan Şii Türkmenlerin bulundukları yerlerde dağıtıldığını anımsattı.

Davutoğlu, PKK, PYD, peşmerge ve Bağdat yönetiminin IŞİD’e karşı bir araya gelmesinin ileride bir denge değişimi yaratıp yaratmayacağıyla ilgili soru üzerine, şunları belirtti:

“Öylesine bir kaos ortamı var, koalisyonlar çok çabuk değişebiliyor. Daha yakın zamana kadar PYD ile KDP Suriye’de büyük bir mücadele veriyordu. Ama daha büyük bir tehlike söz konusu olduğunda yine konjonktürel koalisyonlar doğabiliyor. Esas itibarıyla burada temel problem ve çözümü de nihayette bulacağımız yer, Irak ve Suriye devletinin devlet aklının, belli bir mezhebe, etnisiteye ve klana dayalı olmaktan çıkması. IŞİD dediğimiz yapı, bir çekirdek olarak, radikal terörize bir yapı olarak görülebilir ama oraya katılan kitlelerin ki bu kitlelerin içinde Türkmenler ciddi çoğunluktadır, Sünni Araplar var, Kürtler var, bunu böyle bilmek lazım. Daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler, dışlanmışlıklar ve hakaretler bir anda büyük bir cephede geniş reaksiyon doğurdu. Eğer Irak’ta bizim hep dostça ve kardeşçe tavsiye ettiğimiz gibi Sünni Araplar süreçten dışlanmamış olsaydı bugün Musul ve Anbar gibi ana damar Sünni Arap vilayetlerde öyle bir öfke birikmesi olmazdı.”

Davutoğlu, IŞİD’in Türkiye’den destek aldığı eleştirilerine de değinerek, “IŞİD Türkiye’den destek alıyor diyenler ya kördür ya da vicdansızdır. Hele bunu Türkiye’de söylüyorsa birisi, haindir. Bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanet, Türkiye’yi şu veya bu örgüt yapısıyla zikretmektir” ifadesini kullandı.

Musul’daki rehinelere ilişkin verilen gensoru önergesiyle ilgili olarak, “Tarih önünde, meclis önünde veremeyeceğimiz hiç bir hesap yok, çıkar bu hesabı veririz” sözleriyle gensorudan çekinmediğini dile getiren Davutoğlu, “Ama ya onlara bir şey olursa bu tartışmalar sebebiyle. Onlar nasıl hesabını verecekler” diye konuştu.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Ben şunu söylesem. ‘Bu gensoruyla Başbakanımız ve beni yıpratmak isteyen Kılıçdaroğlu, rehinelerin kaçırılmasının arkasındaki isimlerden biridir’ desem, ne hissederler. ‘Tam da cumhurbaşkanlığı döneminde bu rehinelerin kaçırılması dikkat çekicidir ve bunu Türkiye’de gündem yapan birileri işbirlikçilerdir’ desem, ne hissedeler. Hissedecekleri şeyleri düşünsünler ve o başkonsolosu kucaklayarak gönderen bakan hakkında verdikleri gensoruyu bir daha düşünsünler. Her gün söyledikleri, kamuoyuna yaydıkları ‘cumhurbaşkanlığı seçiminden önce salıverecekler, aslında şov yapıyorlar, IŞİD’le işbirliği içindeler’ sözlerini, bir daha düşünsünler. Ancak o zaman bizim ne hissettiğimizi anlayabilirler.”

MHP’nin Türkmen meselesi üzerinden mecliste provokasyon yaptığını söyleyen Davutoğlu, kendilerine defalarca Türkmen meselesinin arka planını anlattıklarını dile getirdi. “Sen o Türkmenleri bu şekilde meclise taşıyarak bu kaotik Irak ortamında hangi riskleri Türkmenlere çektiğinin farkında mısın?” diye konuşan Davutoğlu, Irak Türkmen Cehpesi lideri Erşad Salihi’nin “Türkiye Cumhuriyeti Devleti her an yanımızda durdu” şeklindeki ifadesini hatırlatarak, “Onun beyanına güvenilmiyor, bir MHP milletvekilinin provokatif, acımasız ve tahrikkar beyanı ile hareket edilmeye çalışılıyor” diye konuştu.

Davutoğlu, “Biz Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bu sınavın hakkını vermeye çalışıyoruz. Etrafımız yangın yeriyken ülkemizin istikrarını korumaya çalışıyoruz. O yangın yerindeki bütün akrabalarımıza, dostlarımıza, soydaşlarımıza, kardeşlerimize, etnik ve mezhep farkı olmadan yaklaşmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Kamuoyundan duyarlılık beklediğini belirten Davutoğlu, muhalefetten de ortak kader bilinci ile hareket ederek, eleştirilerin dozunu siyasi düzeyde tutmalarını istedi.

“Bu tür kritik durumlarda kendi meclisinde açık tartışma yapan tek bir ülke yoktur, söyleyemezler” diyen Davutoğlu, daha önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan randevu aldığını ve CHP’li eski diplomatların da olduğu bir toplantıda harita üzerinde de göstererek konuyla ilgili bilgi verdiğini söyledi.

Davutoğlu, Irak’taki dengeler dahil bütün arka planı CHP’li yetkililere anlattığı ancak kendisine öze dönük bir soru sorulmadığını dile getirerek şunları kaydetti:

“(Kılıçdaroğlu) ‘Bunun bir siyasi faturası olması gerek Sayın Bakan’ dedi. Tabii onu demesi kendi görüşüdür, ben de ‘Bize siyasi faturayı milletimiz keser, o da 30 Mart’ta kesildi Bayın Başkan dedim ve çıktım”

Konuyla ilgili MHP tarafından görevlendirilen Tuğrul Türkeş’e de bilgi verildiğini belirten Davutoğlu, “Türkmen meselesi konusunda dikkatli davranın. Buradaki problem, Türkmenlerle Kürtler arasındaki çatışma değil, Türkmenlerle Araplar arasında bir çatışma değil, maalesef Sünni ve Şii Türkmenler arasında olan ve IŞİD’in de bu anlamda devrede olduğu bir şey. Burada Türkmenlerin Türkmen kimliğini zedeleyecek beyanatlardan kaçınalım” dediğini aktardı.

Gazze konusunda da sağlanan ateşkesi, süratle insani yardımların iletilmesi ve kalıcı bir ateşkes ve barışın önünü açmak için müzakerelere imkan tanıması açısından fırsat olarak gördüklerini ifade eden Davutoğlu, Türkiye’nin Gazze’ye yaptığı yardımlar hakkında bilgi verdi.

Son kriz sırasında Gazze’ye yapılan yardımların yaklaşık 8 milyon dolar olduğunu aktaran Davutoğlu, Irak’ta Türkmenlere ve Irak’taki kriz dolayısıyla yapılan yardımın 8 milyon dolara ulaştığını belirtti.

Üç günlük ateşkesten istifade ederek neler yapabileceği konusunu da ele aldıklarını kaydeden Davutoğlu, yaralıların alınabilmesi için Mısır ve İsrail nezdinde teşebbüste bulunduklarını söyledi. Davutoğlu, “Tıbbi ekiplerimiz hazır, ambulans uçaklarımız hazır, izin çıktığında bir hava köprüsü ile Mısır veya İsrail üzerinden, havaalanlarından yaralıları alacağız” diye konuştu. Bunun gerçekleşmemesi durumunda tecrübeli doktorların ve cerrahların görev yapacağı bir sahra hastanesinin kurulmasının düşünüldüğünü kaydeden Davutoğlu, “Gazze’ye dönük olarak çok kapsamlı bir insani yardım çerçevemiz hazır” diye konuştu.

AA