YAZMAM LAZIM

Milleti aptal, kendini Tavzinalih zanneden çukurların halini izah etmek lazım.

Mersin de “Tarsusçuluk” Türkiye de “Mersincilik”, dağlarda “Yörükçülük” ovalarda “Diyalogçuluk”, Kadrolaşmada, haricilik, Boktan işlerde “Mersincilik” hikayelerinden bıktık usandık.

Unuttuğumuzu zannediyor!

Asla unutmadık.

Ve ilk hatırladığım da şudur.

Mersin MHP il ve ilçe başkanlarını Macit Özcan Tesislerinde toplayıp

“Buranın kralı da,şahı da,padişahı da,teşkilatı da benim” diye sırtına basa, basa yükseldiği Teşkilatlarımızı, teşkilatlarımızın temsil ettiği genel Başkanlığımızı, ve bütün camiamızı aşağıladığı” konuşmasıdır.

Büyük Türk Milliyetçiliğini, Mersin Milliyetçiliği, Yörük Milliyetçiliği, basitliğine indiren klasik eşraf siyasetine zirve yaptıran doğduğu, büyüdüğü, siyaset hayatına yön verdiği TARSUS u gözünü kırpmadan CHP+HDP ortaklığına altın tepside sunan, orayla da yetinmeyip Mersin i satan Burhanettin Kocamaz YÖRÜK ŞÖLENİNDE “Yörükçülük” oynamaya kalkışıyor, Yörüklüğün tarihinden,şuurundan, geçmişinden ve geleceğinden söz edeceğine (Öyle bir tarih ve şuur birikimi yoktur) işi kendi eliyle katlettiği siyasete getirip “Ben Yörük Olduğum için Feda edildim” diyor!

Behey yumuşak bıngıldaklı muhterem, sen yörüksün de sana yol vermeyen MHP Lideri Türkmen Beyi Devlet Bahçeli ne oluyor?

Bunları çok konuştuk,yazdık.

Asıl meseleye gelelim.

Burhanettin Kocamaz Mersin BŞB Başkanı olduğunda STRATEJİK KADROLARIN tamamını Mersin dışından getirtti. Kaldı ki “Küskünlere Yemek” adı altında düzenlenen bir toplantıya Oktay Öztürk’ün ısrarı ile katılmış ve orada Burhanettin Kocamaz ile bir araya gelmiştik. O zamanlar AKP pek çok kurum ve kuruluştan Ülkücü kökenli arkadaşlarımızı ayıklamış ve “Uzmanlık kadrosu” adı altında “Bankamatik Memuru” haline getirilmişti.

Turizm Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı, Patent Enstitüsü ve daha pek çok bakanlık ve kuruluştan örnekler verip buralardaki Mersin evlatlarını kadrolarına katmasını tavsiye etmiştim.

Asla dinlemedi.

Zaten dinlemesini de asla beklemedim.

Çünkü onun gözünde ben “Katıksız bir düşmandım”

Oysa İl başkanlığıma denk gelen adaylığında, herkesin sağa,sola çektiği bir zaman diliminde Ben “Liderimin adayı benim de adayımdır” diyerek noktayı koymuştum.

Ancak o kibir ve haset kalesi asla nokta koymadı!

Bize göre yurdum insanı her nerede doğarsa doğsun, hareketimizin bir unsuru ise sıkıntı yoktur.

Ancak “Mersincilik” oynayan Burhanettin Kocamaz a sormamız lazım.

Genel Sekreterin nereliydi?

Daire Başkanlarının kahir çoğunluğu nereliydi?

En büyük Müteahhitlerin nereliydi?

Doğrudan Temincilerin nereliydi?

İçlerinde kaç Mersinli vardı?

Temizlik işçileri, park bahçe çalışanları, genel hizmet çalışanları Allah var Mersinliydi!

Mersinli Mühendis, hesap uzmanı, şehir plancısı, genel sekreterlik yapacak kapasitede adam yok muydu?

İtiraz ettiğini duyar gibi oluyorum.

Evet bir kaç daire başkanlığı, başkan yardımcılığı Mersinli kardeşlerimize verildi. Ancak arzu ettikleri kıvamda “SALLABAŞ” olmadıklarından, rant ve çıkar çevrelerinin çıkarlarına ÇOMAK SOKTUKLARINDAN dolayı ya görevden alındılar, ya da daire başkanlıkları “LAĞVEDİLDİ!”

Diyeceğim şudur.

Burhanettin Kocamaz kendi nefsinden başkasını asla sevmez. Kendisine takla atmayacak olanlarla asla yol yürümez.

Kin,kibir ve haset kalesine dönüşmüş her insanda olduğu gibi ondan asla ahde vefa beklenmez.

Vefası olmayanın da imanı olmaz.

İl Başkanımız sağolsun bir cevap verdi.

Milletvekilimiz Sayın Olcay Kılavuz da bir cevap verdi.

Ancak herşeyi herkesten çok daha iyi bilen bir kısım vicdansızın, vefasızın sessiz kalmasını da buraya yazıyorum.

ASLA UNUTMAYACAĞIM.

Rauf Aydemir

09 Ağustos 2021

MERSİN