Dolar 32,5629
Euro 34,8962
Altın 2.428,69
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Çar 22°C
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 17°C

Ülkücü Milliyetçi Hareketin tarihinde İz bırakan, müstesna bir şahsiyet…

12/06/2022 13:40 | Son Güncellenme: 15/07/2022 19:50
A+
A-

Ülkücü Milliyetçi Hareketin tarihinde
İz bırakan,üzerimizde hakkı olan müstesna bir şahsiyet…
Dündar Taşer der ki :
“Mes’elemiz, kapının itiyle değil, mes’elemiz, kapının ardında keyif çatan itlerin efendisiyledir…”
***** DÜNDAR TAŞER*****
Siyaseti bir gaye olarak değil,‘’Türk’e zarar vermeyene müsamaha,Türk’e fayda vereni himaye’’anlayışıyla Türk milletine ve ülkesine hizmet yolunda siyaseti araç gören bir düşünür bir devlet adamı bir teşkilatçı bir dava adamı bir vefa adamı…
Bu cümleler ‘’Önce Ülkem ‘’diyen,aklı Türkiye yüreği vatan olan Liderimiz Devlet Bey’i çağrıştırdı dimağım da irfanım da..
Zaten Millet irfanında biri Dündar Ağa diğeri Devlet Bey..Her ikisi de Başbuğ Türkeş’in ülküdaşları ülkülü,ilkeli,edepli,adaplı vefalı yol arkadaşları..
Türkün son Başbuğ’una,Dündar Ağa,Devlet Bey oldular
Dündar Taşer,Üzerimizde hakkı olan müstesna bir şahsiyettir
Bütün varlıklarını,Türk Milleti’nin menfaatine adamış olan,düşüncelerinde ve önerilerinde Türk Milleti’ne en uygun fikirleri ifade eden ve bu özelliği ile bütün meselelerde çözümü Türk Milleti’nin kendisinde bulan bu dava adamlarını tanımanın feyiz almanın mutluluğu içinde bu yazıyı yazıyorum..
İslam’a,Türklüğe,Türk’ün teşkilatçılığına ve büyük devlet kurma kabiliyetine hayran, Türk tarihine oldukça hakim, keskin görüşlü Dündar Taşer:
Gerek Devlet Gazetesinde yazdığı yazılar, gerek parti sözcüsü olarak ülke ve dünya gündemine ilişkin ortaya koyduğu görüşler ile hareketin ideolojik çizgisine yön vermiştir. Ancak Taşer; siyaseti bir gaye olarak değil, milletine ve ülkesine hizmet yolunda hep bir araç olarak görmüştür.
Bizim neslin Ülkücü Gençler için Dündar Taşer’in çok farklı bir yeri vardır,onu tanımayan genç ülkücü adayları kardeşlerimiz için ise keşfedilmeyi bekleyen bir deryadır.
Onu genç ülkücüler için özel kılan şey, Taşer’in bir siyaset adamı olmaktan çok bir fikir adamı,dava adamı olmayı tercih etmesidir.
Dündar Taşer “Mutlak manada millî,manevî,İslamî değerlere bağlı gençliği ülkü ve fikirler etrafında toplayacak aksiyoner bir hareketi oluşturmak zorundayız.”sözleriyle seçimleri değil,nesilleri gaye edinmişti Bunu da başarmış bir dava adamı olarak Ülkücü milliyetçi hareketin tarihinde iz bırakmıştır.
Neslin yetiştirilmesi görevini; bugünlere ulaşan milyonlarca genç ülkücünün varlığında en büyük katkı sahibi kişi olarak, parti işlerinden çok gençlik işleri ile alakadar olarak yerine getirmiştir.
Üniversitelerde ve Anadolu’da “Ülkücü Hareket”in ilk tohumlarını atmış ve fidanların yetişmesinde büyük özen göstermiştir. Ortaya çıkan problemler karşısında, meselelerin çözümünde nasıl bir yol izleneceğini fikri bazda bir öğretmen gibi gençliğe öğretmiştir.
’’Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz’’
Zaman içinde gücü, cesareti, şecaati milletçe takdir edilen, halk tarafından “Komandolar” olarak isimlendirilen “bozkurtları” yetiştirerek sırtlanları bozguna uğratmıştır.
Taşer, memleketin yarınlarını teşkil edecek olan genç bozkurtların yetişmesi için üç temel esasın öğretilmesini zorunlu görmüştür: İslam ahlak ve fazileti”, “Türklük ve tarih şuuru”, “İla’y-ı Kelimetullah için Nizam-ı Alem Davası”.
Bu temeller üzerine kurulu olarak Milliyetçi Büyük Türkiye ufkunu ülkücü kadrolara aşılamıştır.
Rahmetli dava adamına göre “Eğer gençliğe gerekli ihtimam gösterilmezse kalkınma savaşı kazanılsa bile milletin akıbeti tehlikeli olabilir.”
“Gençlik, millet geleceğinin teminatıdır.Türk Milleti kalkınma mücadelesini, semizleyip geviş getirmek emeliyle yapmakta değildir. Bizim için, kuvvetli, haysiyetli devlet olmak , müreffeh bir cemiyet olmaktan önce ve yücedir.
Bugünkü perişan, himayesiz, her çeşit müfterinin tahrike çalıştığı gençlik yerine, en iyi şartlar içinde yaşayan, cemiyete emniyet veren bir nesil meydana getirilmesi lazımdır.
“Hippy” miskinliği ile komünist yıkıcılığı dışında terbiye edilmiş bir gençliğin milletçe özlendiği bir gerçektir.Türk Milletinin geleceğini emniyete alacak vasıftaki gençlerin yetiştirilmesi şarttır.Milliyetinden kopmuş, özünü yitirmiş, taklit için doğudan, batıdan garabetler arayan zavallılara Türkiye’nin istikbalini bırakmamak gerekir.”
İşte Taşer Türk Milleti’nin özlemle beklediği, her türlü yabancı ideolojilerden arınmış olarak maneviyatını ve milli karakterini ön plana çıkarmış ideal bir gençliğin inşaası için ömrünü adamıştır.
Dündar Taşer;Erol Güngör’ün tabiri ile bir kuyruklu yıldız gibidir. Dünyada çok nadir zamanlarda görülür ve pek az kimse o yıldızın ışığını görme saadetine nail olabilir.
Dündar Taşer, çağının karanlık dönemlerinde bir yıldız gibi hem etrafının, hem gençliğin aydınlanmasını ve şuurlanmasını sağlamıştır. Büyük bir dava adamı olmasının yanında Türkiye’nin meselelerini çok doğru tespit edebilmesi, memleketin içinde bulunduğu durumun teşhisini ise en isabetli şekilde yapabilmesi, vakur ve asil duruşu Dündar Taşer’i, Dündar Ağa yapan hasletlerin başında gelmektedir.
Dündar Taşer ile Alparslan Türkeş gerçek manada kader birliği yapmış, Taşer ile Türkeş’in kader ortaklığı 3 Mayıs 1944 olayları ile başlamaktadır. Türk Milleti’nin varlığına ve Türk Devleti’nin temeline dinamit koyanlara karşı bir başkaldırı olan, tarihe “Türkçülük-Turacılık Davası” olarak geçen, büyük Türkçü Hüseyin Nihal Atsız ve arkadaşlarının tabutluklarda işkencelerden geçirildiği dönemde Taşer, o günlerden vefat ettiği güne kadar Türkeş ile hiç ayrılmamış, her zaman Alparslan Türkeş’in en yakınındaki isim olmuştur.
Siyasetin kirli oyunlarına hiç bir dönem alet olmamıştır. Ekilmek istenen fitne ve fesat tohumlarına karşı karakterine ve savunduğu davanın icaplarına yakışan şekilde cevap vermiştir.Ülkücü Hareket için Alparslan Türkeş kadar önemli bir konumu olan, davanın çilesini Türkeş ile birlikte çeken Taşer, hiç bir zaman davadan dönmemiş, davasına ve liderine ihanet etmemiştir. Çok defa davanın başında neden kendisinin olmadığı sualleri sorulmuş ancak o, Türkeş’in liderliğini milli hafızaya perçinleyen şu sözle cevap vermiştir.
“Türkeşin yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur”
Dündar Taşer Başbuğ Türkeş’in teşkilatçılığını kişiliğini şu veciz cümlelerle ifade eder,bir duvarın yıkılması gerekiyorsa, ben balyoz ararım. Bulamazsam, bir iki tekme atar, gövdem ile yoklarım. Olmazsa vazgeçerim. Ama, Türkeş farklı. O sonuna kadar mücadele eder. Vücuduyla yüklenir, kafasıyla vurur. Düşer bayılır, sonra tekrar devam eder. Türkeş, o duvarı yıkar.”“İşte lider odur.” diyerek, hiç bir zaman yüreğinde fitne ve fesat tohumunun yeşermesine izin vermeyen tam bir nefis mücahidi olduğunu da göstermiştir.
Dündar Ağamın işaret ettiği, emanet ettiği, miras bıraktığı Türkiye sevdalısı ülkücü kadro ülkücü gençlerin omuzlarındadır. Ülkücü gençlerin, etraflarındaki demir dağları eriterek, yeniden dirilişi sağlayacağı günlerin yakın olduğuna inancım tamdır.
13 Haziran 1972 günü şüpheli bir trafik kazasında kaybettiğimiz, bizlerin yetişmesinde en büyük paya sahip olduğunu özellikle belirterek Dündar Taşer’i, vefatının yıldönümünde rahmetle minnetle duayla gururla anıyor ve diyorum ki
Dündar Taşeri bir makalede anlatmak yetmez onu ciltler dolusu kitaplar anlatır ancak..
Yazımı Başbuğ’un Dündar Taşer’in uçmaya varması üzerine söylediği şu cümlelerle bitirmek istiyorum.
“Aziz Taşer, ömrünce Türk milletini sevmenin, büyüklüğüne inanmanın sırrına ermiş, hayatının gayesini milletine hizmette görmüş, dünya hırslarına iltifat etmemiş, biç bir mevkinin cazibesine kapılmamış, tam bir Türk Milliyetçisi olarak yaşamıştın.
Hayatının gayesi saydığın müşterek ülkümüzün zafere ulaşması uğrunda, birlikte kurduğumuz iman ocağının sönmeden yanacağına ve bir gün milletimizin kara talihinin değiştirileceğine manevi huzurunda söz veriyoruz.
******
Dündar Taşer’i ihanete kanat çırpanlar anlayamaz anamaz!..
Yetiştirdiği gençliğe
Hem ”haydut” demek
Hem de anmak..!
Tavrın davranışın sahte,
Çizgin kırık
Duruşun zikzak,yalpalıyorsun,
Hedefin taklit,
Düşüncen satlık,
Fikirlerin sığ
Değerlerin emanet
Olduktan sonra
Olduğun gibi görünemezsin
Göründüğün gibi de olamazsın..
Hem Dündar Taşer’i,hem Deniz Gezmiş’i anamazsın..
Anarsan riyakarsın…
Kime ne yazarsan yaz
Yetiştirdiği gençliğe ”haydut”dersen
’’Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz’’diyen Dündar Taşer’in çadırına MHP’ye,yetiştirdiği kadrolara,bugün beraber olduğun sırtlanlara! taş attırırsın..
Hem kendine,hem de andığın abide şahsiyete saygısızlık edersin
Bak Dündar Bey ne diyor :
“Mes’elemiz, kapının itiyle değil, mes’elemiz, kapının ardında keyif çatan itlerin efendisiyledir…”
İhsan Akan