Dolar 32,2081
Euro 34,8604
Altın 2.444,95
BİST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Paz 16°C
Pts 19°C
Sal 20°C
Çar 20°C

Ülkemin insanları çok mutlu!

25/11/2014 22:46 | Son Güncellenme: 14/05/2019 04:31
A+
A-

Öyle bir tantana ve şamatayla gelmişlerdi ki! Söylediklerine bakılırsa kendilerinden önce hiçbir şey yapılmamış, yapılmadığı gibi ülkenin insanları da çok mutsuzdu…

Bu bağlamda 23 Nisan 1920 ile 14 Mayıs 1950 arası zaten kapkaranlık bir dönem. 1950 – 1999 arası ufak tefek bir şeyler yapılmış Menderes – Özal – Erbakan gibi birkaç isim, istisnai olarak cüzi şeylere imza atmış. Diğerleri ülkeyi batırmış ve bu ülkeye bir çivi dahi çakılmamış.

 

Ki bunlar 2002 sonunda imdada yetişmiş.

 

Her biri derya deniz…

 

Bilgi birikimi, teknik-taktik onlarda..

 

Ticari deha deseniz onlarda..(*)

 

Pek tabiidir ki, din iman, ahlakta yine bunların tekelinde..!

 

Günler günleri, aylar ayları, seneler seneleri kovaladı, aradan tam 12 yıl geçti. Yapılmadıkları yaptılar, dört başı mamur edilmedik hiçbir şey kalmadı. Dünyanın sayılı zengin ülkeleri arasına girdik. G8’e dâhil ülkelerin devlet başkanları veya başbakanları benim ülkemin yöneticileriyle görüşmek için aylarca sıra bekliyorlar. Ki bahse konu bu yöneticiler gibi; ufku geniş, kalitesi yüksek, kabiliyeti olağanüstü, güvenirliklerine asla laf söz edilemez başarılı muhteremleri, şimdiye kadar bu ülke ne gördü ne duydu!

 

Süreç içerisinde komşularımızın hepsiyle barış ve huzur içerisinde yaşarken, içeride ileri demokrasiyi geliştirip, yerleştirmişler. Her biri Atatürk Barajı büyüklüğünde sayısız barajlar yapmışlar. Mevcut AVM’leri yıkıp yerlerine ülkemin dört bir yanını fabrikalarla donatmışlar, bu yüzden işsizlik/aşsızlık, fakirlik diye bir sorunu kalmamış. Ülkenin iç-dış borcu bitmiş, cari açık lügatlerden kaldırılmış. İhracatımız, ithalatı ikiye katlamış. Kişi başı milli gelir 20 bin doların üstündeki rakamlara çıkmış.. Bekâr genç kalmamış. Eğitim ve sağlık parasız olmuş. Benim ülkemin milyonları bulan sayıdaki vatandaşı, yazlı kışlı turlarla dünyanın dört bir yanındaki ülkelere turist olarak gidip, adaletli gelir paylaşımından dolayı tasarruf ettikleri dövizleri oralarda harcar olmuşlar.

 

Velhasıl yukarda sayılan nimetler yüzünden insanımız bir mutlu bir mutlu ki sormayın gitsin!

 

Ancak karneleri sırf bu denli başarılarla da sınırlı kalmamış. Mesela adına “çözüm süreci” dedikleri olağan üstü çalışmalar sonucu bölücü örgüt ve onun bebek katili liderini diz çöktürmüşler..

 

Mesela tamamlandığında 1,5 milyar liraya yani eski parayla 1,5 katrilyona ki, rakamla 1.500.000.000.000.000.-TL’ye mal olması beklenen 1250 odalık mütevazı bir saray yaptırmışlar…

Üstelik bu yapı hem kaçak değilmiş, hem de inşası sırasında binlerce ağaç kesilmemiş..

 

Yine kamuoyuna yansıyan bazı asılsız iddialara göre:

Mesela “bazılarının, çocuklarının daha düne kadar binmeye bir bisikletleri dahi yokken, son model pahalı arabaları olmuş. Oturdukları ve kirasını bile zor ödedikleri evlerden, üstlerine tapulu villalara veya lüks konutlara geçmişler…

 

Gündemi asılsız meselelere doğru odaklandırırken, bazılarının gemileri, filoları olmuş…

 

Bu arada arkadaşı eşi dostu da unutmamışlar. Kiminin gazete, kiminin televizyon almasına yardım etmişler. Gazete dediysek öyle 75 kuruşa satın alınan günlük gazete değil. Elbette gazeteyi adıyla-sanıyla bina ve tesisleriyle.. Keza televizyonları da bina ve tesisleriyle hayrına el değiştirmesine yardımcı olmuşlar…

 

Kimilerinin ise, kendileriyle uyumlu çalışmanın mükâfatı olan (anasının ak sütü gibi) helal(!) paraları, kasa fiyatları çok pahalı olduğu için daha ucuz bir yönteme yönelerek ayakkabı kutularına doldurdukları rivayet edilmiş…

 

TOKİ’nin yapım ve paylaşım(!) işini kolaylaştırmak üzere inşaat veya müteahhitlik hizmeti verecek şirket açmak isteyen dostlarının önlerini açmışlar…

 

Hastane, okul, yurt ve değişik alanlarda şirket sahibi olanlar olmuş…” diyorlar..

 

Külliyen yalan…

 

Bilakis başarı üstüne başarıları olup, bu sayılanlar elekten geçtikten sonra kalburüstü kalan bazılarıdır.

 

Hele hele yüzme dahi bilmeyen oğlunu 900 TL ücretle gönderdiği maden denizinden dönmesini umutla bekleyen ninemizin masum yakarışını. Ardından günler geçtikten sonra ne yazık ki, sağ çıkamayan oğlunun cenazesinde yarısı parçalanmış yırtık cızlavet (lastik) ayakkabısıyla acılı babayı gördükten sonra. Bu müthiş başarılardan dolayı mest olan bizim insanlarımız çok mutlu diyorum…

 

Neyse ironi bir yana yaşanan, yaşatılan bunca olumsuzluklar ve acılar sonrası sadede gelecek olursak..

 

İsrafı, debdebeyi, rüşveti, hırsızlığı, haksızlığı ve adaletsizliği bize haram kılan Yüce Allah(c.c)’ın düşünen bilinçli bir kulu olarak, gece gündüz ışıkları yanan ve maliyeti katrilyonları bulan “Kaçak Saraya” bakarak diyorum ki;

 

Ey AQP iktidarı senin yalanlarla şişirilmiş balonların işte görüldüğü üzere birer birer patladı.

 

Başta şehit aileleri ile sizin yandaşlarınızca işletilen kömür ocaklarında diri diri gömdüklerimizin yakınları olmak üzere mazlum, kimsesiz-arkasız bırakılan halkımız adına, (siyasi ve kanuni hesap sorma hakkımı saklı tutarak) hepinizi; önce Allah’a sonra yüce Türk milletine havale ediyorum!!.

 

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız…

 

(*) Bu konuda yani ticaret ve ülke ile ülkenin değerlerini başkalarına pazarlamada gerçekten kimse ellerine su dökemez.

 

Harun Kılıç
ANKARA